Risale Haber-Haber Merkezi
Esefâ! Heyet-i içtimaiyeyi faaliyet ve harekete götüren çok ukde-i hayatiyelerden, bizde inkişafa başlayan yalnız fikr-i edebiyat, bahusus şâirâne, müfritâne, edepşikenâne, hodpesendâne olan fikr-i hiciv ve arzu-yu tahkirdir.
وَلاَ يَغْتَبْ بَعْضُكُمْ بَعْضًا te’dib-i hakikîye karşı edepsizliktir ki, birbirine saldırıyor. Fakat millete ve İslâmiyete karşı olan târizat-ı zımniyelerini o kâselislerin yüzlerine çarpmakla beraber, onlar birbirine karşı dinsizcesine hiciv ve terzilleri ise, kimbilir belki müstehaktırlar düşünüp, deyip geçmekle iktifa ederiz.
Ben zannederim ki, bu milletin perişaniyetine, fazla cehaletten ziyade, nur-u kalb ile müterafık olmayan fazla zekâvet-i betrâ tesir etmiştir. Bence en müthiş maraz asabîliktir. Zira herşeyi haddinden geçirmekle aksülâmel yaptırır.
Ey birader! Âlem-i Hıristiyanın rüçhanına sebebiyet veren ihtiyarlaşmış olan esbaba tekabül edecek, genç, dinç esbab bizde inkişafa başlamıştır. Başka kitapta tafsil etmişim. Bir hikâye:HAŞİYE
Bundan on sene evvel Tiflis’e gittim. Şeyh Sanan Tepesine çıktım, dikkatle temaşa ediyordum. Bir Rus yanıma geldi. Dedi: “Niye böyle dikkat ediyorsun?
Dedim: “Medresemin plânını yapıyorum.”
Dedi: “Nerelisin?”
“Bitlisliyim” dedim.
Dedi: “Bu Tiflis’tir.”
Dedim: “Bitlis, Tiflis, birbirinin kardeşidir.”
Dedi: “Ne demek?”
Dedim: “Asya’da, âlem-i İslâmda üç nur, birbiri arkası sıra inkişafa başlıyor. Sizde birbiri üstünde üç zulmet inkişafa başlayacaktır. Şu perde-i müstebidane yırtılacak, takallüs edecek. Ben de gelip burada medresemi yapacağım.”
Dedi: “Heyhat! Şaşarım senin ümidine.”
Dedim: “Ben de şaşarım senin aklına. Bu kışın devamına ihtimal verebilir misin? Her kışın bir baharı, her gecenin bir neharı vardır.”
Dedi: “İslâm parça parça olmuş.”
Dedim: “Tahsile gitmişler. İşte Hindistan, İslâmın müstaid bir veledidir; İngiliz mekteb-i idadîsinde çalışıyor. Mısır, İslâmın zeki bir mahdumudur; İngiliz mekteb-i mülkiyesinden ders alıyor. Kafkas ve Türkistan, İslâmın iki bahadır oğullarıdır; Rus mekteb-i harbiyesinde talim alıyor, ilâ âhir.
“Yahu, şu asılzade evlât, şehadetnamelerini aldıktan sonra, her biri bir kıt’a başına geçecek, muhteşem âdil pederleri olan İslâmiyetin bayrağını âfâk-ı kemâlâtta temevvüc ettirmekle, kader-i Ezelînin nazarında, feleğin inadına, nev-i beşerdeki hikmet-i ezeliyenin sırrını ilân edecektir.”
İşte hikâyemin yarısı bu kadar.
HAŞİYE : Bu kitabın birinci tab'ından yedi sene geçmiştir. Demek, on sene evvel, yani Rum 1326(1910) senesinde.
Devam edecek
ÖNCEKİ BÖLÜMLER:
O ışığı siyaset aleminde tasavvur ederdim
Ayetlerden çıkardığım notlardan hoşuna geleni al gelmeyene ilişme
Kim 'Filân adam fenalık etti, belâsını buldu' dememiş ki
İslamiyet unsuriyetin bu şekildeki uyanışını reddeder
Kudret çıkarıyor, kader giydiriyor, inayet besliyor
Şehidin kendini hayatta bilmesinin sırrı
Bir masumun kanı ile insanlık nazar-ı adalette birdir
Öyle zaman olur ki, bir kelime bir orduyu batırır
Küfürle ithama çabuk cüret edenler düşünsünler!
Bunu yapamayan yaratma dâvâsında bulunamaz
En büyük, en küçüğe müsavi; zerrat yıldızlara emsâl olur
Kâinatın iki ciheti var aynanın iki vechi gibi
İşte anlatmayı, anlamayı kolaylaştıran sır
Hıristiyanlarda serveti çok olan, İslamiyette az olan dine yakındır
Bazan nâkısın oğlu kâmil, kâmilin oğlu nakıs oluyor! Neden?
Ümmet-i İslâmiyenin dini esaslarda gösterdiği ihmalin sebebi şudur
Halkın nazarını Kur’ân’a çevirmenin üç yolu var
Müslümanlar böyle yapsaydı Kur'an bütün mânâsıyla hâkim olurdu
Şu fikri Jön Türklere teklif ettim önce red, sonra kabul ettiler
Meşihat-ı İslâmiye, öyle bir vaziyete getirilmelidir ki
İslam aleminin geleceği için toplanan muhteşem mecliste söylediklerim
Şeriatin reddettiği medeniyet şudur
İşte Şeriatin emrettiği medeniyet
Şark husumeti zâil olmalı, Garp husumeti bâki kalmalı
Namaz, oruç ve zekattaki ihmalimiz kadere şu fetvâyı verdirdi
Bu tarz siyaset fikri hezeyanlaştırır
'Din namına meydana çıkmak lazım' diyenlere dedim ki
İslâmiyet düşmanına vasıta olmamak için muhalefetten feragat ettim
Düşman, hançeri İslâmın ciğerine saplamış ‘Alkışla' diyor
Bazan zâlimâne intikam-ı şahsî, arzuya fikir sûretini giydirir
O ihmal Müslümanları İslâm aleyhinde istihdam etti
İslam kardeşliğinin uyanmasıyla her vakit bu mucizeler görülebilir
Risale-i Nur'dan birkaç vecize
Ey Müslüman! Bunu yap yoksa mahvolursun!
Onları canlandıran emeldir ve bizi öldüren yeistir
Bunların neresinde millete muhabbet ve millet için hamiyet?