(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin DİVAN-I HARB-İ ÖRFÎ eserinden bölümler.)
Bismillahirrahmanirrahim
Şimdi gelelim on bir buçuk cinayetlerimin tâdâdına:
BİRİNCİ CİNAYET: Geçen sene bidayet-i Hürriyette elli-altmış telgraf umum şark aşiretlerine Sadâret vasıtasıyla çektim. Meâli şu idi:
"Meşrutiyet ve kanun-u esasî işittiğiniz mesele ise, hakikî adalet ve meşveret-i şer'iyeden ibarettir; hüsn-ü telâkki ediniz. Muhafazasına çalışınız. Zira dünyevî saadetimiz Meşrutiyettedir. Ve istibdattan herkesten ziyade biz zarardîdeyiz."
Her yerden bu telgrafların cevabı, müspet ve güzel olarak geldi. Demek vilâyat-ı şarkiyeyi tenbih ettim, gafil bırakmadım. Ta yeni bir istibdat onların gafletinden istifade etmesin.
"Neme lâzım" demediğimden cinayet işledim ki, bu mahkemeye girdim.
Said Nursî