Bediüzzaman 'Konuş, açılayım' derdi

Bediüzzaman'ın talebelerinden Isparta'lı Mehmed Gülırmak'ı vefat yıldönümünde rahmetle anıyoruz...

Daha 14 yaşında Bediüzzaman'n hizmetine giren, uzun yıllar 'Nur postacılığı' yapmış olan Isparta'lı Mehmed Gülırmak'ı rahmetle anıyoruz, bu vesileyle Yazar Ömer Özcan'ın RisaleHaber okuyucuları için kaleme aldığı yazıyı yayınlıyoruz...

Ömer Özcan'ın yazısı

Mehmed Gülırmak 1911 (1327) Isparta doğumludur. Daha 14 yaşında iken Bediüzzaman Hazretlerinin hizmetine girmiş, senelerce “Nur Postacılığı” yapmıştır. Nur’un üç mühim erkânı “Hüsrev, Re’fet, Rüşdü” ağabeyleri de Üstad’a ilk defa Mehmed ağabey götürmüş… Üstad’ın Barla, Isparta, Eskişehir Hayatlarıyla alakalı anlattıkları ise pek kıymetli… Kendisine lâkap olarak “Deli Mehmed” de denilmiş. Ancak kendisini yakından tanıyan Mustafa Birlik ağabey yanlış anlaşılabilir diye bunu tashih ediyor. Mehmed Gülırmak ağabey İzmir’de önceleri Ballıkuyu semtinde, vefatından evvel de Karşıyaka’da torununun yanında ikâmet ediyordu, 30 Mayıs 1997’de vefat etmiştir. Mezarı İzmir Karşıyaka Kabristanındadır.

Rahmetli Mehmet Gülırmak ağabeyimizin hatıraları oldukça uzun. Vefatının 13. senesi vesilesiyle bir kısmını “Risale Haber” okuyucuları için gönderiyorum.

Üstad’la Lâtifeler yapardım

Risalelerin boş sayfalarına zîruhdan maada mahlûkatın resmini yapıyordum “Avrupa boyalarla”; esas resim gibi oluyordu. Bir defasında kolumda çıbanlar çıkmaya başladı, biri batıyor, biri çıkıyordu. Anam: “Oğlum, şeyh efendiye de bakalım” dedi. Ben de gittim: “Efendim, şuna bir himmet ediver” dedim. “O kolay Muhammed! “Avrupa”ya bir kol ısmarlarız, bunu atarız onu takarız,” dedi Üstad... Bana takılırdı bazen.

Bazen kimse olmadı mı, “Muhammed biraz konuşuver, açılayım biraz” derdi. Bir gün dedim: “Efendim! Nasrettin hocaefendi, devenin kanadı olmadığına hep şükredelim” dermiş. Üstad “Devenin kanadı olsa ne olacakmış?” dedi. “Efendim ümmet-i Muhammediyenin bacasına konar çatısını göçürürdü” dedim. Gülerdi Üstad; ben bazen bulurdum böyle şeyler gülerdi. Bazen de şiddetli celâlli hâli oldu mu; “çabuk git aşağıya, kaç sana zararım dokunmasın” derdi. Kapıyı arkadan kilitlerdi. 

www.RisaleHaber.com

Nur Talebeleri Haberleri