Risale Haber-Haber Merkezi
1 وَمَا مِنْ دَآبَّةٍ فِى اْلاَرْضِ اِلاَّ عَلَى اللهِ رِزْقُهَا
Rızık, hayat kadar, kudret nazarında ehemmiyetlidir. Kudret çıkarıyor, kader giydiriyor, inayet besliyor. Kudret-i ezeliye dehşetli bir faaliyetle âlem-i kesifi, âlem-i lâtife kalb; ve zerrat-ı kâinatı hayattan hissedar etmek için, ednâ bir sebeple, bir bahaneyle kemâl-i ehemmiyetle hayatı verdiği gibi, aynı derece ehemmiyetle mebsûten mütenasip, rızkı dahi ihzar ediyor.
Hayat; muhassal-ı mazbuttur, görünür. Rızık gayr-ı muhassal; tedrici, münteşirdir, düşündürür. Bir nokta-i nazarda denilebilir. “Açlıktan ölmek yoktur.” Zira şahm ve sair sûrette iddihar olunan gıda bitmeden evvel ölüyor. Demek terk-i âdetten neş’et eden maraz öldürür, rızıksızlık değil.
1) “Yeryüzünde hareket eden hiçbir canlı yoktur ki, onun rızkını vermek Allah’a ait olmasın.” Hûd Sûresi, 11:6.
âlem-i kesif : kesif âlem; yoğun dünya, maddî âlem
âlem-i lâtif : şirin ve güzel âlem; nurlu ve hoş dünya
ednâ : basit, en küçük
gayr-ı muhassal : sonuçlanmamış, somutlaşmamış, elde edilmemiş
iddihar olunan : biriktirilen, depolanan
ihzar etmek : hazırlamak
inayet : İlâhî nizam, düzen; itina, özen
kalb (etmek) : dönüştürmek
kemâl-i ehemmiyet : eksiksiz ve mükemmel seviyede önem verme
kudret : güç ve iktidar; Allah’ın bütün varlığı kuşatan güç ve iktidarı
kudret-i ezeliye : ezelî kudret; Allah’ın kudreti
mebsûten mütenasip : doğru orantı; birbirine bağlı olan ve biri arttığında öteki de artan iki büyüklük arasındaki nispet
muhassal-ı mazbut : somutlaşmış, elde edilmiş, sonuçlanmış
münteşir : yayılmış; geniş zaman dilimine yayılmış olan
neşet eden : doğan, kaynaklanan
nokta-i nazar : bakış açısı
şahm : vücutta biriken yağ
tedrici : yavaş yavaş, derece derece olan
terk-i âdet : âdet edinilen birşeyi terk etme; sürekli yapılan birşeyi artık yapmama
zerrat-ı kâinat : kâinattaki, evrendeki atomlar
Devam edecek
ÖNCEKİ BÖLÜMLER:
O ışığı siyaset aleminde tasavvur ederdim
Ayetlerden çıkardığım notlardan hoşuna geleni al gelmeyene ilişme
Kim 'Filân adam fenalık etti, belâsını buldu' dememiş ki
İslamiyet unsuriyetin bu şekildeki uyanışını reddeder