Risale Haber-Haber Merkezi
(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin Şuâât adlı eserinden bölümler.)
Altıncı Şuâ
Mu’cizat-ı hissiyeden süzülen şuâât-ı istişhaddır.
Birincisi: Kur’ân-ı mu’cizdir. Evet Kur’ân mu’cizedir. Zira misli yoktur. 1 فَاْتوُا بِسوُرَةٍ مِنْ مِثْلِهِ tahaddi kamçısıyla on üç asırdan beri mütemadiyen a’danın kafasına vurmakla galeyana getirdiği arzu-yu muaraza, hem de câzibedar letâfetiyle heyecana getirdiği şevk-i taklid âmmede hükümrân olmakla beraber, meydanda olan milyonlar kütüb-u Arabiye ile muvazene edilse; hattâ en âmî adam dahi diyecektir ki: “Bu bunlara benzemez.” Öyle ise ya en aşağıdadır, bu ise bütün dünyanın ittifakıyla battaldır. Veya umumun fevkindedir ki, o ihtiyac-ı şedîd ve aşk-ı şedîdin ısrar ve tahrikiyle de takat-ı beşer, mislinden âciz kalmıştır. Ümmet i’cazında ittifak etmiştir. Mütenafi olmayan vücuh-u i’cazda ayrı ayrı gitmişler.
Muarazadan men-i İlâhî, sarf-ı kuvâ, ümmîden zuhuru, cem-i hakâik, garabet i üslûb, belâgat-ı nazm, ihbar-ı guyub gibi.
1 : “Kur’ân’ın mislinden bir sûre getiriniz.” Bakara Sûresi, 2:23.
Devam edecek
ÖNCEKİ BÖLÜMLER
Bu kelime İslâmiyetin en nurânî ve en ulvî bayrağıdır
Allah'ın varlık ve birliğine en açık delil Hz. Muhammeddir (asm)
Allah’ım! Senin Vücub-u Vücuduna delâlet eden Muhammed’e (a.s.m.) salât ve selâm et
Enbiyanın lisân-ı hâlleri şehâdet, lisân-ı kalleri beşaret veriyor
Resul-ü Ekremin (asm) her bir fiilinde, hâlinde, kâlinde sıdk lemeân eder
Bu hareket, hâl ve tavrı, Hz. Muhammed'in (asm) nübüvvetine şâhid-i kâfidir
Resul-u Ekremin (asm) Peygamberlerden bahsetmesi nübüvvetini intaç eder
İslâmiyetinden bir saat evvel Ömer, İslâmiyetinden sonra Ömer ile muvazene edilse
Resul-i Ekrem Aleyhisselâmın mesleği hiçbir vakit mahvolmayan hak üzerine müessestir
Nebiy-yi Kureyşî getirdiği dine, tebliğ ettiği şeriata herkesten ziyade mu’tekid idi
Hayalat-ı muhitiye ve evham-ı zamaniyenin elbiselerini çıkart, çıplak ol!
'İrade, Zihin, His, Lâtife-i Rabbâniye'nin gâyâtü’l-gâyâtı vardır
Medeniyet-i hazıra ile Şeriat-ı İslâmiye'nin muvazenesi
Kurûn-u ûlânın mecmu-u vahşetini bu medeniyet bir defada kustu