Risale Haber-Haber Merkezi
Dine karşı lâkaydlığı dolayısıyla mekteplerin, fen bilimlerinin açılımından faydalanamayıp dinî konularda taassuba girmeleri sebebiyle medreselerin olumsuz bir yapıya dönüşmesi karşısında Bediüzzüman Said Nusrî çözüm olarak mekteplerde daha fazla din derslerinin, medreselerde de fen bilimlerinin okutulmasını tavsiye etmiştir. Hatta o bununla da yetinmeyin şarkta din ve fen bilimlerinin birlikte okutulacağı Medresetüzzehrâ adını verdiği yeni okulların açılması için büyük gayret sarfetmiştir.
Bediüzzaman’ın bu teklifi ve çabası Mustansıriyye ve Süleymaniye medreselerinin de ilerisinde bir teklifti. Eğer bu düşünce gerçekleşseydi şarkta Mısır’daki Câmiü’l-Ezher benzeri bir okul kurulmuş olacaktı, belki oradan daha parlak öğrenciler yetişecekti.
Bu olmadı. Fakat Bediüzzaman Medresetüzzehrâ’daki hasretini Risâle-i Nur’larla karşılamak istedi. Nur mektebinden yetişen şakirtler hiç olmazsa aynı zihniyet ve düşünceyle yetişmiş olacaklardı.
İşte gerçek ortada: Risale-i Nur talebelerinin dini konularda taassubu olmadığı gibi fen bilimlerine karşı da son derece açıktırlar. Onlar Kitâb-ı kâinat’ı Kur’an gibi Allah’ın anlatan bir eser olarak tanırlar.
Prof. Dr. Ali Bakkal'ın "Medrese Tarihinde Fen Bilimleri Öğretimi Ve Medresetüzzehrâ" yazısı için TIKLAYINIZ