(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin Nokta adlı eserinden bölümler.)
On Dördüncü Ders
ÜÇÜNCÜ LEM’A
Hem meselâ, zîhayat üstünde koyduğu hâteme bak. O zîhayat, âdetâ kâinatın bir misâl-i musağğarı ve şecere-i âlemin bir semeresi ve şu âlemin bir çekirdeği gibi, envâ-ı âlemin ekserî nümunelerini câmi. Güya o zîhayat, gayet hassas mizanlarla, mecmuu kâinattan süzülmüş bir katredir.
Demek, şu zîhayatı halk etmek için, bütün kâinatı kabza-i tasarrufunda tutmak lâzım gelir. İşte, aklın varsa anlarsın ki, birşeyi, meselâ balarısını ekser eşyaya bir nev’i fihriste yapmak; birşeyde, meselâ insanda, şu kitab-ı kâinatın hemen bütün mesailini yazmak; birşeyde, meselâ küçücük incir çekirdeğinde koca incir ağacının programını ve kalb-i beşerde şu âlem-i kebirin bir nev’i programını ve kuvve-i hâfızada hâdisât-ı kevniyenin mufassal fihristesini derc etmek, elbette Hâlık-ı Küll-i Şeye has ve bu kâinatın Rabbine mahsus bir hatemdir.
Said Nursi