Ömer Özcan’ın haberi:
RİSALEHABER-ÖZEL
Tâhirî Mutlu ağabey 3 Nisan 1977 tarihinde İstanbul’da vefat etmişti.
Tâhirî Mutlu’nun yakın hizmet arkadaşı Bayram Yüksel ağabey, Tâhirî ağabeyi şöyle anlatmaktadır:
Üstad hava almak için umumiyetle her gün gezerdi. “Ben gıdasız yaşayabilirim, yemek yemeden yaşayabilirim, ama havasız yaşayamam” derdi. Bunu her gün söylerdi. Hatta soba yaktık mı hemen pencereleri açar, havalandırırdı.
Üstad’ın dizleri ağrıyordu, çok rahatsız oluyordu; dizlerini ovalardık. İşte o zaman bakardık, Tahiri Ağabey bir cip veya bir fayton almış gelmiş... Üstad, “Evlâtlarım, şuraya da gidelim. Şu tepeye de gidelim” derdi. “Ama Üstad’ım, benzinimiz yok!” derdik.
Bizi hiç sıkmadı Tahiri Ağabey. O anda ne kadar tarlası varsa satıp satıp hizmete vermişti. Biz Isparta’ya vardık, başka kimsemiz de yoktu.
Tâhirî ağabey bana bir gün, “Ahi, ahi! Damatlara mı kalacak? Allah onların rızkını verir” dedi. Hakikaten bir evi kalmıştı, onu da sağlığında Kur’an’a verdi. En bahtiyar o, her şeyini verdi hizmete. Allah razı olsun!
Hiçbir günden bir güne Üstad’a “Olmaz efendim” yoktu. Hiç kat’iyen demedi. “Tahiri!” dendi mi? “Tamam efendim!” derdi. Onun için Üstad, “Yâ Rabbi! Tâhirî kendini bilmesin” diyordu. Mükerrer defa, belki en aşağı yirmi sefer duymuşumdur. Hiçbir ağabey hakkında duymadım böyle... (Ömer Özcan Ağabeyler Anlatıyor-1 sayfa 368)