Risale Haber-Haber Merkezi
Mustafa Özcan, Bediüzzaman'ın talebelerinden ulema ile çekişmemesini istediğini söyledi.
Bazen ister istemez hocalara kızdığını, kızgınlığının onlar üzerine titremesi olduğuna dikkat çeken Özcan, "Bediüzzaman talebelerinden ulema ile çekişmemesini istemiştir. İhvan'ın Reşit Rıza'ya yönelik iki eleştirisi vardır. Bunlardan birisi, Ezher ricaliyle ikincisi de, tasavvuf erbabıyla didişmesidir. Bediüzzaman da aynı şekilde talebelerini ulema ile didişmemeye çağırır" dedi.
İlmiye sınıfının hakem bir sınıf olduğunu onlara herkesin ihtiyacı bulunduğunu belirten Özcan, "Yargı erki gibi. Onlar bozulunca toplumda hayır kalmaz. Toplum iki zümre ile ayaktadır. Adil ümera ve ilmiyle amil ulema. İlmiye sınıfı da istibdat rejimleri altında etkisiz ve silik ve atıl kalmış ve misyonunu deruhte edemez hale gelmiştir. İstibdat perdesi ve baskısı kalkınca eski misyonuna avdet ettiğini görüyoruz. Bu sevindirici bir gelişme ve özlediğimiz bir kablodur. Allah devamına ve tamamına erdirsin. İstibdat perdesinin kalkmasıyla birlikte Ezher yavaş yavaş eski misyonuna yeniden kavuşmaya başlamıştır. Pazarlık masaları için genelde Araplar 'tavile' derler. 'Tavile müstedire' yuvarlık masadır. İlmiye sofraları için de 'maide' ifadesi kullanılmaktadır. Bu alamda Süleyman Ateş'in Niyazi Mısri'ye dair neşretmiş olduğu Maidetü'l irfan adeta gök sofrasıdır. İrfan sofrasıdır" şeklinde yazdı.