Risale Haber-Haber Merkezi
ABD Cameron Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Soylu, "Bediüzzaman Said Nursi 'bu zamanda İ'la-i Kelimetullah ancak maddeten terakki ile olabilir' demektedir" dedi.
Yeni Şafak'taki yazısında daha çok tüketme üzerine kurulu bir ekonomi anlayışının aynı zamanda daha çok üretmeyi gerektirdiğini ifade eden Soylu, "bu da gayri ahlaki sonuçlar doğurur ve doğuruyor. Amerika'da çocuklar her istediği oyuncağa ucuz yollu ulaşsın, kapitalistler daha fazla kazansın diye, Çin'de çocuklar günde bir dolara çalıştırılır" dedi.
Dünyevileşme, ticarileşme, iktisadi açıdan tekamülün, tek başına gaye olmamakla birlikte, hemen hemen tüm kültürlerde ve özellikle de bizim kültürümüzü şekillendiren İslami kaynaklarda arzu ve teşvik edildiğini hatırlatan Soylu, "Bediüzzaman Said Nursi "bu zamanda İ'la-i Kelimetullah ancak maddeten terakki ile olabilir" demektedir. Bilinen çoğu İslam alimi ve mütedeyyin insanlar zenginliklerini hayır hasenat olarak dağıtmışlar, refah toplumu olma adına servetlerini tabana dağıtarak kendilerini her daim zekat veremeyecek durumda tutmuşlardır. Allah'ın Kur'an'da "yeyin için fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez" emri ile liberallerin bahşettiği "tüketim (israf) toplumu" olmaktan insanları men etmiştir. Ayrıca Peygamberimiz (S.A.V.) hayati boyunca ümmetine iktisatlı (tutumlu) davranmayı emr etmiş, israftan bizleri men etmiştir. Mesela en basitinden abdest alınırken bile gereğinden fazla su kullanılmamasını tavsiye etmiştir" şeklinde yazdı.
İsraf toplumu olmama mücadelesine vurgu yapan Soylu, yazısını şöyle sürdürdü:
"Gazali ve İbni Haldun'la başlayıp Bediüzzaman'la devam eden "israf toplumu" olmama mücadelesi asla iktisaden geri kalmışlığın, medenileşmemenin (çağdaşlaşmamanın) ve sosyal statüyü belirleme nedeni sayılamaz ve değildir. Günümüz ekonomilerinde tüketme miktarı sosyal statüyü göstermediği gibi, çağdaş toplumlar da tüketim toplumları değildir.