Bediüzzaman herkese müşfik olduğu gibi, sıradan insanlara, sarhoşlara bile son derece müşfik davranırdı. Hatta sarhoşlar acınmaya daha çok muhtaçlar. Bir zamanın bediinin ve bir de her zaman benzer ya da daha büyük bir günahı işleyebilecek olan konu edilenlerin sarhoşlara yaklaşımlarında bir tezat var. Doğru olan elbette zamanın bediinin, Bediüzzaman’ın yaklaşımıdır.
İşte Bediüzzaman Said Nursî’nin talebelerinin tanıklığıyla sarhoşlara yaklaşımından ilginç kesitler.
Bir gün Ayazma’da Üstad talebeleriyle birlikteydi. Üstad arabanın içinde Cevşen okuyordu. Beraberinde olan talebelerinin her biri Risale okumak için bir yere çekilmişti. Bir de ne görsünler, bir sarhoş “Hocam, hocam beni affet, bana dua et” diye bağırarak Üstad’a doğru koşuyor. Bayram Yüksel fırlamış, onu durdurmaya çalışmış. Üzeri de fena kokuyordu. Üstad “Bırak gelsin” dedi. Üstadın yanına birlikte gittiler. Sarhoş hem Üstadın ellerine sarılıyor ve hem de “Beni affet, bana dua et” diyordu. Müşfik Bedizzaman, “Ya Rabbi, bu kardeşimizi kurtar” diye dua ederek okşamış ve “İnşaallah kurtulursun” demiş. Sonradan haber alınmış ki, sarhoş bu illetten kurtulmuş.
Bir ikincisi de Bayram Yüksel’den...
Bir diğeri ise Hasan Zaimoğlu’dan...
Bir tane daha Mühiddin Yürüten’den...
Yazı için TIKLAYINIZ