Bediüzzaman bazan talebeleriyle istişare eder.
“Vazifem bitmiş midir? Artık ben çekilip de hizmeti bütünüyle size ve emsalinize bırakabilir miyim?” anlamında bir soru yönelterek kendisine danışan Bediüzzaman’a, “Nurun birinci talebesi” Hulûsi Beyin verdiği cevap, istişare konusunda önemli bir ders teşkil edecek niteliktedir.
Bir Üstada, yahut dince veya dünyaca büyük bilinen bir kişiye büyük bir hayranlıkla bağlı olan kimselerin buna benzer sorular karşısındaki tavırları, “İsabet buyurdunuz efendim; size karşı fikir beyan etmek bizim haddimize mi düşer?” kabilinden bir cevabın ötesine nadiren geçer.
Hulûsi Beyin cevabı ise, üzerinde ciddiyetle çalışılmış, bir savcı duyarlılığıyla kanıt toplayarak geliştirilmiş bir cevaptır. Bu, hocasına karşı büyük bir saygı içinde, ama o derece de fikir özgürlüğünü koruyan bir tavırla konuşan, konuşabilen, hocasına karşı deliller serd edebilen bir talebenin sözleridir.
İşte Bediüzzaman ve talebesi Hulusi bey arasında cereyan eden fikir özgürlüğünü en güzel numunelerinden bir örnek.
Ümit Şimşek'in yazısı için TIKLAYINIZ