Bediüzzaman'a göre: Mehdi, Hz. İsa ve Ahirzaman-1

Hüseyin YILMAZ

“Dinler arası diyalog”, ne demek?

Harf inkılâbından beri ülkemiz, Bâbil’den farksız. Bir gecede, bin yıllık muhteşem irfânın kapıları yüzlerine kapatılan nesillerin kaçınılmaz âkibeti, birbirileriyle anlaşamamak olur. Düşünceyi insana, insanı insana taşıyan dile indirilen darbe, Cumhuriyet nesillerine önce hafıza kaybı yaşatır, sonra şuur felci. Bu, bir nevi beyin iğdişine bir de menşei belli olmayan, şekilsiz, hiç bir müştereki aksettirmeyen, neseben soysuz veled-i zina yeni kelimelerin dile tasallutu da eşlik edince, memleket açık hava tımarhanesine döner.

Mefhumların bir ittifaktan gelen mânâ ve mahiyeti, yerini dildeki büyük kargaşaya bırakır. En zayıf tarafımız olan lügat faaliyetleri büsbütün rafa kalkar. Dil adına atılan her adımın maksadı, yeni nesiller ile târihlerinin arasındaki uçurumu derinleştirmek. Savaşlar ve derme çatma mahkeme darağçlarından yakasını kurtarabilmiş bir avuc bakâya münevverin yegâne meselesi, seleflerinin akibetine uğramamak olur. Birbirileriyle giriştikleri yarış, devlet ricâline yalakalık yapmaktan ibaret. Birine göre ak olan, diğerine göre kara. Bugün bir bataklığa dikilen fidanın yeri, ertesi gün çorak bir arazi.

Reculiyetini kaybetmiş, hadım ağalarına dönmüş nesillerin muassır medeniyeti yakalama cehdi, seksen küsür yıl sonra geride bir hezimetler tarihi bırakır. Şaşkınlık ve me’yusiyet içindeyiz. O kadar ki dünyanın her tarafında târifleri mermer salabetinde olan kaç asırlık mefhumlar, bizde birer ucubeye dönüşür: Şekilsiz, müphem ve meçhul.. Mübalağa değil, Fransız İhtilâli’nden beri üzerinden geçen iki asrın neredeyse nasslaştırdığı “lâiklik” mefhumu, bizde hâlâ savaş sebebidir. “Hürriyet”, taraftarlarını meydanlarda birbirine kırdıran nâzenin. “İnsan Hakları”, tam bir ucube... Rakibin hasmına biçtiği “İnsan Hakları”nı hayvana bağışlasan, kendisini bir uçurumdan ölümün kucağına bırakır...

Anlaşamıyoruz... Târih düşmanlığından vaz geçip bin yıllık irfânımızın rehberi olan dilimizi kucaklamadığımız müddetce de anlaşamayız. Mefahirimizi târihe hapseden zihniyetin baş tacı mefhumlar, yaşlı cadıların hakîkatsiz ama büyülerle gençleştirilmiş endamları gibi, düşünce hayatımızda raksa devam ediyor. Bu cadılar karnavalında her nasılsa uyananları bekleyen âkibet, bir orta çağ afarozu. Vakitsiz uyananların ikbali söndürülüp A’raf’a sürülüyorlar. A’raf’ta yükselen seslerin bir zafer neşidesine dönmesi, yakın ihtimal

Suale dönelim. Dinler arası diyalog, ne demek?..

“Din”, belli... “Ara”, eski aşinamız, açık... “Diyalog” , harem-i ismetimize buyur edip baştacı yaptığımız ecnebî. Düpedüz ingilizce. Kelimenin bu dildeki şekli: Dialogue. Son günlerin gözde kelimesi, türkçede zaman zaman almanca yazılışı ile de boy gösteriyor: Dialog. Nasıl kullanılırsa kullanılsın; mûsikîsiz, boğuk, şekilsiz, sevimsiz bir şey... Konuşmak, söyleşmek, münasebet kurmak, temasa geçmek gibi kelimelerle karşılamak mümkün. İsim ya da sıfat değil, fiil...

Fiil’in bir hareketten haber verdiği, bütün dillerin kabulü. Hareketin menşeii, hayat... Taşlar arası diyalog, hezeyân. Ağaçlar arası diyalog, vehim yahut edibâne bir hülya... Kabul edilebilir en zayıf diyalogun tarafları, hayvan. Zirve, insanlar arası diyalog. Diyalogun tabiî tedaisi, taraflarının insan olduğu. Dinler arası diyalog, hangi tasnife yakın? Bu hilkat garibesi terkibi, nereye oturtacağız... Bu galata doğru bir yer bulmak imkânsız, hiç bir dilde bu yanlışın yeri yok. Bizde itibar görmesi anlaşılır gibi değil. Olsa olsa dildeki cinnetimizin sıradan bir tezâhürü.

Dinler arası diyalog, yanlış. Doğrusu, müntesipler arası diyalog. Genç nesiller için daha anlaşılabilir olanı: Taraflar arası temas...

Hudutları belirsiz bu tartışmanın bütününü kucaklamak, bu makalenin iddiası da değil, hedefi de. Hareket noktamız, bu kargaşa cehenneminden mukaddeslerimizi çekip almak. Mevzua (bir sonraki yazıda) Hazret-i İsâ’nın (a.s) nüzûlünden başlayalım...

yilmaz@hyilmaz.net

 

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.