(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin HUTBE-İ ŞÂMİYE eserinden bölümler.)
Bismillahirrahmanirrahim
Sual: Sen imzanı bazen "Bediüzzaman" yazıyorsun. Lâkap medhi imâ eder.
Cevap: Medih için değildir. Kusurlarımı, sened-i özrümü, mazeretimi bu unvan ile ibraz ediyorum. Zira bedi, garip demektir. Benim ahlâkım, sûretim gibi ve üslûb-u beyanım, elbisem gibi gariptir, muhaliftir. Görenekle revaçta olan muhakemat ve esalibi, benim üslûp ve muhakematımla mikyas ve mihenk itibar yapmamayı bu unvanın lisân-ı hâliyle rica ediyorum. Hem de muradım, "bedî," acip demektir.
اِلَىَّ لَعُمْرِى قَصْدُ كُلِّ عَجِيبَةٍ كَاَ نِىِ ّ عَجِيبٌ فِى عُيُونِ الْعَجَائِبِ 1
masadak oldum. Bir misâli budur: Bir senedir İstanbul'a geldim, yüz senenin inkılâbatını gördüm.
وَالسَّلاَمُ عَلٰى مَنِ اتَّبَعَ الْهُدٰى 2
Cemî mü'minlerin lisânıyla insanların adedi kadar deriz: Yaşasın Şeriat-ı Ahmedî! (aleyhissalâtü vesselâm).
Dipnot-1: Ömrümün hakkı için, her bir acayip şey beni kastediyor, beni buluyor. Acayibin kendi gözünde bile ben acayip bir şey gibiyim.
Dipnot-2: Selâm, hidâyete erenler üzerine olsun.