Risale Haber-Haber Merkezi
Neslinin çok sayıdaki sürgün örneğinden biridir Nurettin Topçu. 1909 yılında İstanbul'da doğmuş lise tahsilini tamamladıktan sonra Paris, Sorbon Üniversitesi'nde felsefe eğitimi görür. "Conformisme et Revolte" (İsyan Ahlakı) adlı tezini hazırladıktan sonra Türkiye'ye döner ve felsefe öğretmenliğine tayin edilir.
Bu dönemde Topçu, ateist değilse de, dine karşı bir ilgisi söz konusu değildir. Yurda döndükten sonra da aynı durum devam eder. Denizli'ye öğretmen olarak sürgün edildiğinde orada mahkûm olan Bediüzzaman'ın mahkemelerini takip eder.
Topçu’yu bütün sürgünleri bağrına basan asrın imamı beklemektedir oysa! Gerisini kendisi anlatır: "... 1944'de İstanbul'dan Denizli'ye (Muallim olarak) tayin edildim. İmtihan ayı olan haziranda Denizli'ye gittim, şehir oteline indim. Halen Ödemiş'te savcı olan Müslihuddin Sönmez ve ablası Seher Sönmez vasıtasıyla Bediüzzaman Said-i Nursi'yi tanıdım. Otelin üst katında kalıyordu. Bütün şehirde onun ismi dolaşıyor, herkes ondan bahsediyordu. O günlerde Denizli'de devam eden mahkemesi neticelenmiş ve beraat etmişti. Beraattan sonra Şehir otelinin üst katında bir odaya yerleşmiş orada kalıyordu. Sıkı bir kontrol altındaydı. Yanına gidip gelen ziyaretçiler de aynı şekilde takip ediliyor ve tespit ediliyordu. Ziyaretçiler yanında çok az kalabiliyor, hemen çıkıyorlardı. Akşam yemeklerinde herkes çekilip gidiyor, otelde kimse kalmıyordu. Hatta kâtibi de yemeğe çıkıyordu. Ben de o sıralarda yanına çıkıyordum. Yarım saat kadar kalıp, ziyaret edip görüşüyordum. Din, iman, ahlâk, gençlik ve cemiyet meseleleriyle alâkalı konuşuyorduk...."
Bediüzzaman ve Sürgün Öğretmen yazısı için TIKLAYINIZ