Bediüzzaman'ın amacı İslam ile Türk ve Kürt birliği

Yılmaz, hafta sonu yapılacak olan Medresetü’z-Zehrâ Sempozyumu'nu köşesine taşıdı

Risale Haber-Haber Merkezi

Bugün Gazetesi yazarı Hüseyin Yılmaz, hafta sonu yapılacak olan Medresetü’z-Zehrâ Sempozyumu'nu köşesine taşıdı. Bediüzzaman Hazretlerinin büyük çaba sarfettiği projenin amacını aktaran Yılmaz, "Medresetü’z-Zehrâ’nın en kestirme maksadı: Irkçılık belâsının sebebiyet verdiği tahribkârlığın önüne geçerek İslâm ülkelerinin ittihadına çalışmak, hususiyle de Türk ile Kürtlerin birbirilerini kırıp parçalamalarına sed çekmektir" dedi.

Yılmaz'ın yazısı şöyle:

Kürt Meselesine Bediüzzaman’dan açılan pencere: Medresetü’z-Zehrâ Sempozyumu 

Önümüzdeki hafta sonu (13-14 Ekim) Van Valiliği, Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Akademik Araştırmalar Vakfı ile Risale Akademi’nin müşterek tertipledikleri “Medresetü’z-Zehrâ Sempozyumu”na iştirak etmek üzere, neredeyse yirmi yıl sonra Van’a gitmiş olacağım.
Öncelikle müteşebbisleri minnet ve şükranla tebrik ettiğimi söylemek isterim.
Duyduğum heyecan, hissettiklerim, yirmi yılın ruh dünyamda biriktirdikleri işin ayrı tarafı; ancak orada ifâde etmeyi düşündüklerimin bir hulâsasını erken bir takdimle okuyucularıma arz etmekte fayda mülahaza ediyorum.

Malûm, Medresetü’z-Zehrâ, Bediüzzaman Hazretlerinin geçtiğimiz asrın başlarında merkezi Van, Bitlis ve Diyarbakır’da da birer şubesi olmak üzere tasavvur edip ömrü boyunca tahakkukuna çalıştığı üniversiteye verdiği addır.

Medresetü’z-Zehrâ’nın en kestirme maksadı: Irkçılık belâsının sebebiyet verdiği tahribkârlığın önüne geçerek İslâm ülkelerinin ittihadına çalışmak, hususiyle de Türk ile Kürtlerin birbirilerini kırıp parçalamalarına sed çekmektir.

İkinci Meşrutiyet’in îlânından sonra Kürt aşîreteri arasında yaptığı bir seyâhatte karşılaştığı suallerin vücûd verdiği Münâzarât adlı eserinde mevzu bütün detayları ile yer aldığından, hacmi küçük ama kıymeti büyük bu esere bakmakta fayda var.

Büyük ve hayatî tasavvuruna vücûd vermek için İstanbul’a gelip merhum Sultan Abdulhamid’e mevzuu aktaran Üstad, saray müdâhenecilerinin de tahrikleri ile soluğu Toptaşı Tımarhanesinde alır. Zirâ bu büyük projenin şekillendirdiği düşüncelerini Padişaha taşıyan bu genç Molla, olsa olsa cünûnla malûldür. Devrin muktedirlerine göre, bu teşebbüs, başka türlü kabil-i izah değildir.

Kısa bir müddet sonra Medresetü’z-Zehrâ tasavvurunu Abdulhamid’in halefi Sultan Reşad’a da takdim eder. Sultan Reşad, meseleye daha ciddiyetle yaklaşıp hem Üstad’ı Balkan Seyahati’ne Şark ve ulâmasını temsilen beraberinde götürür, hem de 19.000 altın tahsîsâtta bulunur. Said-i Nursî, Sultan Reşad’ın bu âlicenablığını muhtelif vesilelerle hayır ve senâ ile dile getirir.

Hayatının Risâle-i Nur gibi büyük bir gâyesi addettiği Medresetü’z-Zehrâ projesini muvakkaten terk etmesi ise dehşetli bir zamana rastlar:

“Bir zaman sonra Mustafa Kemal iki defa şifre ile Van vilâyetinin eski valisi ve benim dostum Tahsin Beyin vasıtasıyla beni, neşredilen Hutuvât-ı Sitte’ye mükâfaten taltif için Ankara’ya celb etti, gittim. Şeyh Sinusî Kürtçe lisanı bilmediğinden, beni onun yerinde üç yüz lira maaşla vilâyât-ı şarkıye vâiz-i umumîsi, hem meb’us, hem Diyanet Riyaseti dairesinde, Dârü’l-Hikmet âzâlarıyla beraber, eski vazifemle memnun etmek ve benim Van’da temelini attığım Medresetü’z-Zehrâ ve şark dârülfünunuma Sultan Reşad’ın verdiği on dokuz bin altın lira, iki yüz mebus içinde yüz altmış üç mebusun imzasıyla yüz elli bin banknota iblâğ edilerek kabul edildiği halde, ben Beşinci Şua aslının verdiği haberin bir kısmını, orada bir adamda gördüm. Mecburiyetle o çok ehemmiyetli vazifeleri bıraktım. Ve "Bu adamla başa çıkılmaz, mukabele edilmez" diye, dünyayı ve siyaseti ve hayat-ı içtimaiyeyi terk edip yalnız imanı kurtarmak yolunda vaktimi sarf ettim.” (Şualar; S: 314)

Ankara’da karşılaştığı vaziyetle çekildiği Erek Dağındaki inzivasından Şeyh Said Kıyamı bahanesi ile önce Burdur, âkabinde Barla’ya sürülmesinden sonra başladığı Risale-i Nur telifi, Üstad’ın bu eski tasavvuruna dâir ümidlerinin de yeniden hayatlanmasına sebeb olur. Nitekim Nur Tâlebelerini “Medresetü’z-Zehrâ Talebeleri”, Isparta’daki Nur hizmetleri sebebiyle Isparta’yı da “Mânevî Medresetü’z-Zehrâ” olarak isimlendirir.

Son nefesine kadar “Medresetü’z-Zehrâ”nın cismen de inşâ ile vücûd bulmasını tâkib etmiş ve şâkirdlerine de inşâsını vasiyet etmiştir:
“Hem Münâzarât Risalesi’nin rûhu ve esası hükmünde olan hatimesindeki Medresetü’z-Zehra’nın hakîkati ise, istikbalde çıkacak olan Risale-i Nur medresesine bir zemin ihzar etmek idi ki; bilmediği halde ihtiyarsız olarak ona sevk olunuyordu. Bir hiss-i kable’i-vukù ile o nûranî hakîkati maddî sûretinde arıyordu. Sonra, o hakîkatin maddî ciheti dahi vücuda gelmeye başladı. Sultan Reşad (merhum), on dokuz bin altın lirayı, Van’da temeli atılan o Medresetü’z-Zehra’ya verdi. Temel atıldı, fakat sabık Harb-i Umûmi çıktı, geri kaldı. Beş-altı sene sonra Ankara’ya gittim, yine o hakîkate çalıştım. İki yüz mebustan yüz altmış üç mebusun imzalarıyla, o medresemize yüz elli bin banknot iblağ ederek, o tahsisat kabul edildi. Fakat, binler teessüf, medreseler kapandı, o hakîkat geri kaldı. Fakat, Cenab-ı Hakka hadsiz şükür olsun ki, o medresenin manevî hüviyeti Isparta vilayetinde tesis edildi. Risale-i Nur’u tecessüm ettirdi. İnşaallah istikbalde, Risale-i Nur şakirtleri, o alî hakîkatin maddî sûretini de tesis etmeye muvaffak olacaklar...” (Tarihçe-i Hayat; S: 252)

Sadece Türkiye için değil, İslâm âlemi için de tehlikeli ve hayatî bir problem olan “Kürt Meselesi”nin çözümü yolunda atılmış bu hayırlı teşebbüse herkesin dikkat kesilmesinde büyük fayda var. Kürt Meselesinin halline büyük hizmet etmesi muhtemel “Medresetü’z-Zehrâ Sempozyum”nun açacağı ufuk ve dâvete devlet ricâlinin dikkat ve kulak kesilmesini ümid ve temenni ediyorum.

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.

Bediüzzaman Haberleri