Aydın Başar’ın haberi:
RİSALEHABER-Eyüp Sultan’daki Mihrişah Sultan Sibyan Mektebi’nde faaliyet yürüten Dr. Mehmet Emin Bey öncülüğündeki Eyüp Sultan gönüllüleri, Bediüzzaman’ın Eyüp Sultan’daki izlerini sürmeye devam ediyor.
İŞTE ÜSTAD BURADA İTİKAFA GİRDİ!
Bediüzzaman’ın Eyüp Sultan’daki izleri…
Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin hayatında Eyüp Sultan Camii’nin ve çevresinin çok özel bir önemi vardır. Üstad Hazretleri 10. Reca’da Eyüp Sultan’dan hususan bahseder.
Üstad Bediüzzaman Hazretleri’nin Eyüp Sultan’daki izlerini takip eden Mihrişah Valide Sultan Sibyan Mektebi sorumlusu ve uluslararası izci lideri Dr. Mehmet Emin Bey ve onun öncülüğündeki Eyüp Sultan Gönüllüleri, geçtiğimiz günlerde Sibyan Mektebi’nde, o günlerin yaşayan şahitlerinden Hafız Hüseyin Tunç Hoca’yı ağırladılar. Ondan, Bediüzzaman’ın itikafa girdiği yer ile ilgili bilgiler aldılar.
1956 ve takip eden yıllarda, İmam Hatip Okulu öğrencisi ve aynı zamanda da Eyüp Sultan Camii’nde müezzin olan Hüseyin Tunç Hoca konuşmasının başında, Cülüs Yolu’nda buluna Sibyan Mektebi ile ilgili olarak şunları söyledi: “Bendeniz Eyüp Sultan Camii’nde on üç sene görev yaptım. İmam Hatip okulunda ve Fatih Yüksek İslam Enstitüsünde okurken aynı zamanda müezzinlik yapıyordum. Bunun için bu civarı çok iyi bilirim. O zamanlar Mihrişah Sultan Sibyan Mektebi’nin bulunduğu yer mezbelelik halindeydi. İlim Yayma Cemiyeti’nin müntesibi olan Dr. Mehmet Emin Bey burasını ihya etti. Eski halini bildiğim için, bu çalışmaların kıymetini çok daha iyi takdir ediyorum.”
“Babam illa imam hatip dedi”
İstanbul’a ilk geldiği yıllardan da bahseden Hüseyin Tunç Hoca sözlerine şöyle devam etti: “Konya’nın Karakaya köyünde hafızlığı yaptım bitirdim. Öbür okullara göndermedi babam beni… İstanbul’da İmam Hatip Okulu açılınca babam ‘Hah işte ona gideriz’ dedi kalktık geldik. Sene 56 veya 57 idi. Biz tabi o zaman geçim sıkıntısı da çekiyoruz. Tramvaya bineceğiz, üç kuruş paramız yoktu. Okulumuz şuanda Vefa Lisesinin bulunduğu yerdeydi. İmam Hatip’e giderken imtihana girdik, kazandık, Allah bize Eyüp Sultan Camii’nde müezzin olmayı nasip etti. Sene 1957’de 18 yaşında göreve başlamış olduk.”
“Bediüzzaman’ın ellerine sarıldım”
O yıllarda genç yaşlarda olan Hafız Hüseyin Tunç Hoca, Eyüp Sultan Camii’nde Bediüzzaman ile karşılaşmasını ise şöyle anlattı: “O yıllarda bir gün camiinin hünkar mahfili var, eskiden sultanların namaz kıldığı korunaklı yer, orada bir oda vardı. Biz tabi talebe olduğumuz için, o odada yatıp kalkmaya başladık. Bazen de şu anda imamların odası olan yerlerde yatıyorduk. Bekârız, ev bark olmayınca, buralarda kalıyorduk. Birisi yukarda hünkâr mahfilinin orada yatıp kalkıyormuş, itikâfa girmiş. Biz tabi o zaman Bediüzzaman Said Nursi’nin kim olduğunu bilmiyoruz. Bu zat-ı muhterem, o mahfelden indi geldi, çok yumuşak, minyon tipli bir zat… İtikafta iken ihtiyaçlarını görmek için aşağıya iniyormuş. Orada bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde ben onun eline sarıldım… Büyük bir kimse gelmiş, onun için saygı ifadesi olarak… Böyle bir hatıramız oldu. Rahmetli Mustafa Ekal Abi vardı, baş müezzindi. O sonra bana dedi ki: işte o zat Said Nursi’dir.”
Nurcular sürekli takip altındaydı
O yıllarda nurcu olmanın zorluklarından da bahseden Hüseyin Tunç Hoca sözlerine şöyle devam etti: “Biz o zaman Said Nursi’yi yeni yeni duyuyorduk. Şöyle duyuyorduk: Vefa’da oturan arkadaşlarımız vardı. Vefa’da evler vardı, o evlerde Risale okurlardı ama hep baskına uğruyorlardı. Boyuna ev değiştiriyorlardı. Hafiyeler sürekli takipteydi. Hiç suçu olmayan birçok arkadaşlarım bu Risaleleri okumaktan hep içeriye girdi.”
Bediüzzaman işte burada itikafa girdi
Söyleşinin sonunda Dr. Mehmet Emin Bey, Hüseyin Tunç Hoca’dan Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin kaldığı bölmeyi tarif etmesini istedi. Hüseyin Hoca burayı şu şekilde tarif etti: “Hünkar Mahfilinin merdivenlerinden çıkınca merdivenlerin tam bitiminde karşıda solda ufak bir oda var. Şuandaki fetvahane var ya, onun üstü… Şu an da orası tefriş edildi, böyle tertemiz duruyor.”
Son olarak Dr. Mehmet Emin Bey ve Eyüp Sultan gönüllüleri Bediüzzaman Hazretlerinin kaldığı bölmeye doğru giderek orada resim çektiler.