Risale Akademi, Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin talebelerinden Refet Barutçu Ağabeyin vefatının 43. yıldönümü münasebetiyle anma programı düzenledi.
Akademi'nin Ankara'daki merkezinde başlayan program, Mülayim İskender’in okuduğu aşr-ı şerifin ardından Dursun Sivri’nin okuduğu Risale-i Nur Dersi ile devam etti. Hamis Doğruer ve Kadir Aytar tarafından Refet Barutçu Ağabeyin hayatı, şahsiyeti ve hatıraları anlatıldı, video gösterimi yapıldı. Program, Nureddin Huyut’un yaptığı hatim duası ile sona erdi.
SUALLERİ İLE ÇOK NURLU HAKİKATLERİN ZUHURUNA VESİLE OLDU
Hamis Doğruer: Refet Barutçu Ağabey özellikle Barla’da nurların neşrinde Üstat hazretlerinin ilk kâtiplerinden birisi, tesirli bir dili ve letafetli kalemi var. Barla Lahikasını okuduğumuzda bunu görüyoruz. Üstad Hazretleri Refet Barutçu Ağabeye diyor ki “Senin vazifen yazıdan daha mühimdir. Yalnız, yazıyı terk etmeyiniz. Gayet sevdiğim bir talebem olan Hulusi Bey’in ruhunu sizde hissettim. Seni yeni değil, Hulusi gibi eski bir talebe olarak kabul ettim. Talebeliğin hâssası şudur ki yazılan Sözler’e kendi malı gibi sahip olmalıdır. Kendisi telif etmiş ve yazmış nazarıyla bakıp neşrine ve ehil olanlara iblağına çalışmaktır. Mâşâallah hattın güzeldir. Vakit bulursan bir kısmını yazın. Bir kısmını Hüsrev gibi ciddi talebeler yazar, onlardan bilâhare alır yazarsınız ve onlarla teşrik-i mesai edersiniz. Altı senedir Isparta’da ciddi talebelerin çıkmasına muntazırdım, bekliyordum. El-minnetü lillah, şimdi sizin ile beraber birkaç tane çıkmaya başladı. Çünkü bir talebe, yüz dosta müreccahtır.”
Refet Barutçu Ağabeyin hattı güzel ve çalışkandır, sualleri ile de çok nurlu hakikatlerin zuhuruna vesile olmuştur. Allah ondan razı olsun.
KARDAŞIM BEN SİZİ O ZAMAN TALEBELİĞE KABUL ETMİŞTİM
Kadir Aytar: Refet Barutçu Ağabey, Osmanlı terbiyesi görmüş bir İstanbul beyefendisi idi. Hoş sohbet ve tatlı dilli bir zattı. Hayatını iman ve Kur’an hizmetine adamıştı. Yaşadığı hadiseleri öylesine canlı ve duygulu anlatırdı ki, ister istemez dinleyenlere de yaşatırdı. Bu yönüyle birçok insana Kur’an öğretip risale verip onları nurlara kazandırmıştı. Refet Barutçu Ağabey’in önemli diğer bir yönü ise ilmî sualleriyle çok meselelerin izah ve tashihine vesile olması idi.
Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin has dualarına mazhar olan Refet Barutçu Ağabey, 1886 senesinde İstanbul-Beykoz’da dünyaya gelir, 1932 senesinde Isparta’ya kalem reisi olan eniştesinin yanına gelir. Isparta’da evlenir. Bir yıl sonra 1933 senesinde Bediüzzaman’ın Barla’da olduğunu duyar. Heyecanlanır. Onu ilk olarak İstanbul Harbiye’de talebeyken 1921 yılında Abdurrahman Nursi tarafından kaleme alınan Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin hayatını anlatan bir kitabı alıp okuduktan sonra tanımış, bir zaman sonra da namaz kıldığı Beyazıd Camiinde, okunan Kur’an’ı huşu içinde dinlerken görmüş, hayran kalmış, fakat o zaman yanına yaklaşıp konuşamamıştır. Barla’ya ziyaretine gitmeye karar verir. Kayınpederi Mülazım Efendi ve üvey oğlu Bedrettin ile beraber Üstadı ziyaret eder. Üstadına kendisine ilk gördüğü zamanı anlatır o da, “Kardaşım ben sizi o zaman talebeliğe kabul etmiştim” cevabını alır.
“NUR KUMANDANI”, “KUR’AN AŞIĞI”
Bu ziyaretten sonra Nurlara büyük bir sadakatle bağlanan Refet Barutçu Ağabey, bunu sık sık mektuplarında dile getirir. Bediüzzaman Hazretlerinin “Nur kumandanı”, “Kur’an aşığı” hitaplarına mazhar olan Refet Ağabey Üstadı Barla’da birçok kez ziyaret eder. Ve nurların neşrinde kâtiplik şerefine de ulaşır.
Üstad Hazretleri 1934 senesinde Barla’dan Isparta’ya Şükrü Efendi’nin şehir dışındaki bağ evine taşınır. Artık her gün Hüsrev ve Rüştü ile birlikte “tesvid ve tebyiz” için bu köşke giderler. Refet Ağabey, o zaman Yirmi Altıncı Lem’a/İhtiyarlar Risalesi gibi bazı risalelerin ilk müsevvidi olmuştur.
Refet Barutçu Ağabey, Üstat ile 1934 Eskişehir, 1943 Denizli, 1948 Afyon hapisleri ve mahkemelerinde birlikte bulunma şerefine de nail olur. Üstadının vefatından sonra 60’lı yıllarda İstanbul Beşiktaş Vişnezade Camiinde fahrî imamlık yapan Refet Barutçu Ağabey, ömrünün son senelerini Ankara Cebeci semtindeki oğlunun evinde geçirmiş, 2 Şubat 1975 senesinde Ankara’da vefat etmiştir. Allah şefaatine nâil eylesin.