Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Eymen İbrahim Ahmed'le yapılan röportaj...
Mervenur Ferşadoğlu'nun röportajı
Hocam Risâle-i Nur’la nasıl tanıştınız?
İslâm Tarihi ve asırlar boyu gelmiş geçmiş Müslüman düşünürlerle ilgilenirken, bu şahsiyetlerden İslâm düşüncesinde yeni yapılanmalara öncülük etmiş olanlara özel bir ilgim oluştu. Bediüzzaman Said Nursî’yi de bu yeni fikrî oluşum sürecinin öncü ve zirve şahsiyetlerinden biri olarak görmekteyim.
Bediüzzaman Said Nursî hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyiz?
Bediüzzaman Said Nursî, kelâm ilminde ve Kur’ân tefsirinde başarılı yenilikler yapmıştır. Yıllar boyu aralarında çelişkiler olduğu zannedilen birçok konu ve düşünceyi, tefsirlerinde ve İslâmî anlayışında bir çerçevede toplamayı başarmıştır. Gazali’yi ve İbn-i Rüşd’ü okudum. Gazali kalp dünyasına hitap ederken, İbn-i Rüşd akla dem vurur. Bu durum, düşünürleri yıllar yılı meşgul etmiş. “Bu iki unsuru nasıl bir araya getirebiliriz?” düşüncesi fikrî bir kaostur. İşte Bediüzzaman bu zor denklemi kurabilmiş bir şahsiyettir. Said Nursî muazzam bir düşünürdür. Kendisinin benim üzerimde büyük bir etkisi oldu. Çünkü ben de sürekli en yeni Batı fikriyatıyla en değerli İslâm düşünce ürünlerini birleştirmeye çalıştım. Bu çabayı göstermiş, bu zorlu denklemi insanlığın kurtuluşu için yıllar önce sunmuş olan Bediüzzaman’ı bundan dolayı çok sevmekteyim.
O sadece aklı önceleyen ya da kalbi temel alan bir anlayışı değil, hem kalbi hem aklı hem de bürhanı temel alan Nur felsefesini ortaya koymuştur.
Arap dünyasının ve özelde Mısır’ın Risâle-i Nur’a ve Bediüzzaman’a bakışı nedir?
Bu sorunuz gerçekten çok önemli. Bediüzzaman Said Nursî, Lem’alar, Sözler gibi risâlelerinin birçoğunda arzularıyla, korkularıyla, beklentileriyle, aklıyla, ruhuyla kısacası bütün yönleriyle insanı ele almıştır. O, bu ele alış tarzıyla, insanı değerlendirirken tek bir noktaya yoğunlaşan kendinden önceki düşünürlerden farklılık arz eder. Said Nursî, dinin hayatı konu alan bir sistem olduğunun, hayatın Yaratıcısının dinin de Yaratıcısı olduğunun şuurundadır. Eserlerinde bu noktayı ispat eden aklî ve naklî deliller sunmaktadır.
Arap dünyasında Said Nursî’ye büyük bir önem verildiğini görürüz. Arap dünyasında onun hakkında yazıp konuşan birçok mütefekkir, yazar, felsefeci, müfessir ve muhaddis âlimler bulunmaktadır. Mısır’da Ezher Üniversitesi başkanıdır. Ahmed Ömer Haşimi ‘Risâle-i Nur ve Dinî Söylemin Yenilenmesi’ başlıklı ilmî, fikrî bir çalışmaya öncülük etti. Panel bu başlık adı altında dünyanın dört bir yanından gelen konukların ve geniş kitlelerin katılımıyla Ezher Üniversitesi’nde düzenlendi. Fas’taki Hasan Esami Üniversitesi’nde de “Said Nursî’nin Kur’ân Tefsiri ve Faslı Âlim Ahmed İbn Azibe’nin Tefsiri Arasındaki İlişki” konulu büyük bir konferans düzenlendi. Yine Güney Afrika’da düzenlenen ve büyük katılımların olduğu konferansın konusu ise “Kur’ân Tefsirinde Bediüzzaman Said Nursî’nin Ortaya Koyduğu Yenilikler”di. Avrupa’da Londra’da bir üniversitede gerçekleşen uluslar arası oturumun konusu “Bediüzzaman Said Nursî ve Dünya Gündemine Sundukları” idi. Bu çalışmaların tümü fikri ve ilmî özelliğiyle öne çıkan İstanbul’daki “Mecellet ve Nur” dergisinde yer almıştır. Son olarak söylemek istediğim; ileriki zamanda, derin bir samimiyetle dini, insanı ve insan sevgisini anlamaya çalışmış bu büyük düşünüre dünya gündeminde, daha çok yer verileceği kanaatindeyim.
Prof. Dr. Eymen İbrahim Ahmed Tealip kimdir?
Eymen İbrahim Ahmed Tealip 1963 yılında Mısır‘ın Doğu Vilayeti‘nde doğdu. 1985’de Zagazig Üniversitesi Sanat Fakültesi Arap Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. 1990 yılında ‘Apollo Şiirleri Üzerine Düşünceler’ adlı çalışmasıyla yüksek lisansını tamamladı. ’Modern Arap Şiirinde Yabancılaşma’ adlı eserle 1996’da Zagazig Üniversitesi’nde doktora derecesi aldı. 2000 yılında ‘Modern Arapça Eleştirisi’ eseriyle yardımcı doçent, 2007 yılında profösör oldu. Çeşitli yıllarda Libya’da Omar Al Mukhtar Üniversitesi’nde, Emirates Üniversitesi’nde, Gine Cumhuriyeti Gamal Abdulnassir Üniversitesi ve Lansana Quenti Üniversitesi’nde çalıştı.
Yeni Asya