Risale Haber-Haber Merkezi
Risale Akademi’nin, Akademik Araştırmalar Vakfı (AKAV) ile birlikte düzenlediği “Münazarat Ekseninde Milliyet Fikri ve Demokrasi” konulu konferans 1 Ekim 2011 tarihinde yapılacak.
Akademisyenler, yazarlar ve gazeteciler Münazarat sorularını cevapladılar:
İşte 4. soru ve özetlenen cevaplar:
4-Münazarat bağlamında sarfettiği: “Şu eserin nağamâtını dinlemek için, bir Kürt cesedini giymek, bir vahşi hayâlini başına takmak gerektir. Yoksa ne istimâ helâl, ne semâ tatlı olur.”
Bugün Kürtlerle empati kurabilmenin vesileleri neler olabilir?
Doç. Dr. Kenan Ören:
Bediüzzaman Hazretleri burada Kürtleri anlamak ve onların duygularını kavrayabilmek için kendimizi onların yerine koymamız gerektiğini vurguluyor.
Ancak burada şunu vurgulamakta da fayda vardır. Türkiye tarihinde sadece Kürtler mağdur duruma düşmemişlerdir. Dersim hadisesi, Kubilay hadisesi gibi vakalar, Bediüzzaman'a reva görülen zulümler, Necip Fazıl, Osman Yüksel gibi inançlı insanlara "İrtica" adıyla uygulanan haksızlıklar ve işkenceler ve hatta bütün bunların dışında sağ-sol ayrımı yapmadan 12 Eylül hadisesinde uygulanan yargısız infazlar ve bunların taraflarında meydana getirdiği yıkımlar gösteriyor ki, geçmişte her kesim bu zulümlerden payını almıştır. Ancak bu kesimlerin içinde en sert tepkiyi PKK gibi oluşumlarla yansıtan Kürtler olmuştur.
Bir yanlış başka bir yanlışla düzeltilmeye çalışılamaz. Önceki haksızlıklar bu haksızlıka düzeltilemez. Bu yüzden, Bediüzzaman'ın reçeteleriyle bu haksızlıkların giderilmesine çalışılmalıdır.
Erkan Okur:
Çalışmalarınızda başarılar dilerim. Gündemi yakalayıp bizim Münazarat’ı baştan sona okumamıza güzel bir teşvik edici oldunuz. Bu gerçekten güzel bir akademi okulu maşallah, elhamdulillah.
Eski hal yerine yeni hal ile bakıp empati kurulduğu zaman hasenatı seyyiatına, sevabı hayrına galebe eden kazanıyor diye düşünüyorum.
Prof. Dr. Ahmet Battal:
Sizin, sorunuzda Kürt sorununda çözümün taraflarından biri olarak Kürtler diye tarif ettiğiniz ve bugün derdi gücü Kürt hakları olan -bir kısım- Kürtlerin empatiye değil ıslaha ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Sadece ıslahlarına katkı için "ne oldu da böyle oldular" sorusunu sormak lazım ki buna empati denebilir mi? Sanmam. Elbette sorunun Türk milliyetçilerinden kaynaklanan boyutu ayrı mesele. Orada da ıslahtan başka çare yok. Bize dua düşer, fiilî ve kavlî.