Bediüzzaman'ın vasiyeti

Günlük Risale-i Nur dersi...

Bismillahirramanirrahim

VASİYETNAMEMDİR

Aziz, sıddık kardeşlerim ve varislerim,

Ecel gizli olmasından, vasiyetname yazmak sünnettir. Benim metrukatım ve Risale-i Nur'dan olan benim hususi kitaplarım ve güzel ciltlenmiş mecmualarım ve sair şeylerimin bütününü, Gül ve Nur fabrikaların heyetine, başta Hüsrev ve Tahiri olarak o heyetten on iki kahraman kardeşlerime vasiyet ediyorum.

Onlara bırakıyorum ki, emr-i Hak olan ecelim geldiği zaman, benim arkamda o metrukatım, benim bedelime o sadık ve mübarek ellerde hizmet-i Nuriye ve imaniyede çalışsın ve istimal edilsin.

Kardeşlerim, bu vasiyetten telaş etmeyiniz. Ben, teessürattan ve dokuz defa zehirlenmekten, pek çok zayıf olmakla beraber gizli münafıkların desiselerle müteaddit suikastları için bu vasiyeti yazdım. Merak etmeyiniz, inayet-i Rabbaniye ve hıfz-ı İlahi devam ediyor.

(Baki olan yalnız Allah’tır)

Kardeşiniz

Said Nursi

Kardeşim Abdülmecid, Zübeyir, Mustafa Sungur, Ceylan, Mehmed Kaya, Hüsnü, Bayram, Rüştü, Abdullah, Ahmed Aytimur, Atıf, Tillolu Said, Mustafa, Mustafa, Seyyid Salih. (Emirdağ Lahikası)

SÖZLÜK:

DESÎSE : Gizli hile, oyun, aldatmaca hareketler.
ECEL : Her mahlûkun ve canlının Allah tarafından takdir edilen ölüm vakti.
EMR-İ HAK : Allah'ın emri. Allah'ın izni.
HIFZ-I İLÂHÎ : Allah'ın koruması.
İNÂYET-İ RABBÂNİYE : Herşeyi terbiye ve idâre eden Cenab-ı Hakk'ın yardımı.
İSTİMÂL : Kullanma.
MECMUA : Toplanıp biriktirilmiş, düzenlenmiş şeylerin hepsi.
METRÛKÂT : Bırakılan yerler, terkedilenler. Miraslar.
MÜBÂREK : Bereketlenmiş, uğurlu, hayırlı.
MÜNÂFIK : İkiyüzlü, araya nifak sokan, sözünde durmayan, inanmadığı halde inanır görünen.
MÜTEADDİD : Pekçok. Türlü türlü, çeşitli.
SÂDIK : Doğru, bağlı.
SÂİR : Başkası, diğeri, birşeyden geri kalan, maadâ.
SÜNNET : Peygamberimizin söylediği söz, yaptığı hareket ve başkalarının yapıp da hoş karşıladığı davranışlar.
TEESSÜRÂT : Üzüntüler, teessürler.
VÂRİS : Mirasçı, kendisine miras düşen, vefât eden birisinin mal ve mülkünü kullanmaya yetkili olan.
VASİYET : Bir işi birisine havale etmek. * Emir. * Fık: Bir malı veya menfaatı, ölümden sonrası için bir şahsa veya bir hayır cihetine teberru yolu ile (yani, meccanen) temlik etmek.
VASİYETNÂME : Sahip olduklarını, ölümünden sonrası için bir şahısa, ya da bir hayır müessesesine bırakmak ve kullanım şeklini belirlemek.

Risale-i Nur Haberleri