Bediüzzaman'ın Veziri Zübeyir Gündüzalp Ağabey-16

Hüseyin ÇEŞİTCİOĞLU

RÜYALAR VE GERÇEKLER

Mehmed Kırkıncı anlatıyor:

-1962 sonlarında; Zübeyir Abi beni İstanbul'a çağırdı... Hüsrev Abi meselesi için çağırmış, bir heyetle Isparta'ya gittik yalnız beni kabul etti. Yeni harfli Risaleleri üstadın sağlığında yazılıp basıldığını söyledim. Bana, 'Ben kendi başıma hareket etmiyorum. Hz. Ali rüyamda bana böyle emretti' dedi. "Hüsrev Ağabey, şer'i olarak rüyayla amel edilmez. Hatta kerametle bile amel edilmez. Fıkıh ve fetvada rüya ve keramet delil sayılmıyor" dedim. (ZG s 326)

Merhumlar; ortada Hüsrev Altınbaşak Ağabey, sağda Prof. Zekeriya Kitapçı ve Mustafa Ramazanoğlu

Halil Yürür anlatıyor:

-Fatih'te Abdünnur'un (Keseli) evinin bodrumunda teksir yaparken muallim Hasan Feyzi'nin kasidesini okurdum.

Bir gizli hitap geldi Hak' tan
Bir abdi mükerrem kurtuldu bıçaktan,
Öldükçe dirildikçe, neden duymadı bir his?
Ol namı nebi şanlı şehid, Hazreti Cercis.

"Bir gece ayağımdan başıma mürekkep içindeyken; Peygamberimiz, Aşareyi Mübeşşere ile beraber geldi. Peygamberimizi (asm) net gördüm, etbaını göremedim. Bana, "Çalış çalış çalış!.. Biz uzakta değiliz!" dedi. Başım döndü, dünya portakal gibi oldu. Rüya değil, o an makinanın başında çalışıyorum... (ZG s 251)

CİBALİ BABALAR BİTMEZ!

Ahmed Gümüş anlatıyor:

-Zübeyir Abi, Cibali Baba kıssasını üstattan dinlediği şekilde anlattı. İstanbul'un muhasarası devam ederken; atılan toplar hedefini bulmuyormuş. Akşemseddin Hazretleri araştırınca surların içinde yaşayan meczup ve Allah'ın bir ismine mazhar bir evliya, "Ya Rabbi, gavurcuklarımı koru" diye mazhar olduğu bir isim (Vedud) hürmetine dua ediyor, toplar hedefini bulmuyormuş. Akşemseddin, 40 gün çalışıp, o isme daha fazla mazhar olup, toplar için dua ediyor ve İstanbul fethediliyor.

Zübeyir Abi şunu da ilave ediyor: "Bazen meczup veliler, şuurlu velilere engel olabiliyor. Medine'de bulunan kambur kutbun, Süfyan konusunda Üstadımıza engel olması gibi..." (NBK s 324)

PARTİ VE SİYASETİN İKİYÜZÜ

Ali Vapurlu anlatıyor:

-Zübeyir Abi yine Ulus 27 nolu dersanede kalıyordu. Milli Nizam Partisi kuruluş safhasıydı. Bayram Abi Zübeyir Abi'ye hitaben, "Ağabey, Hüsamettin kardeş sizinle görüşmek için buraya gelecek" deyince, "Kardeşim ben kendimi istismar ettirmem. Üstadımın mesleğine zıt hareket edenlerle de görüşmem, ver ceketimi gidiyorum" dedi. (Av. Akmumcu AP milletvekili iken, MNP kuruluşunda yer alan ve Risale-i Nur'u bilen biriydi.) (ZG s 389 390)

Mehmed E. Birinci anlatıyor:

-Zübeyir Abi bizlere tenbih ederdi. Kardeşim o parti mensupları; ders dinlemek için gelirler amma maksatları adam çalmaktır! Dikkat edin yakalarında parti rozeti varsa dersaneye almayın! (ZG s 417)

Mustafa Ramazanoğlu anlatıyor:

- H.Tevfik Paksu Kahramanmaraş'tan (Ap) senatörüydü. 1969 seçimleri yaklaşmıştı. Bekir Abi aday olmamamı isterken, haberdar olan Sungur Abi; "niçin kabul etmiyorsun?", Badıllı, "meclise girsen güzel mücadele edersin", Nazım Gökçek, "ağbeyleri kırmasan iyi olur" dedi. İstanbul'da Zübeyir Abi'yi ziyaret ettiğimde, ben birşey sormadan, "Kardeşim sen rükünsün, sakın siyasete girme!" dedi. (NBK s 311 312)

İsmail Ambarlı anlatıyor:

-1968'de Anayasayı Koruma Kanunu çıkartılacağı zaman; Zübeyir Abi Bekir Abi ile Ankara'ya menzil kurdu. Nur talebeleri Meclis'e gelip illerinin vekilleriyle görüştüler. İttihad Gazetesi'nde mukayeseli anlatımlarla, bu kanun komisyona indirildi ve çıkartılamadı. (NB K s 277)

Mehmed Akay anlatıyor:

-Dört yıl Ankara'da kaldım. Zübeyir Abi İstanbul'dan yanımıza da geliyordu. Muayene edip ilaçlara devam etmesini tavsiye ettim, sonra o ilaçları da bıraktırdım. Sonra umumi bir kontrolden geçmesi gerekiyordu ihmal edildi. Bir ara yine Ulus 27'ye geldiğini duydum. Meğer bazı kişilerin parti kurmak için izin ve danışmaya gelmişler. Zübeyir Abi onlara sadece "Hoşgeldiniz" dedi ve kalktı. Bekledikleri halde bir daha dersaneye gelmedi, onlar da kalkıp gittiler. (ZG s 313 314)

M.Fırıncı anlatıyor:

-1968'de M.Şevket Eygi Bugün gazetesinde "sarhoş subaylar" yazıp askere veryansın etmişti. Zübeyir Abi bunu okuyunca çok üzülüp şöyle dedi, "Bunu MGK'da Demirel'in yüzüne çarparlar!" Gerçekten de MGK'da Hava Kuvvetleri Komutanı bu yazıyı Demirel'e gösterip, "İşte savunduğun Nurcular!.." demiş. (NBK s 213)

Selahaddin Şafak anlatıyor:

- O yıllarda MNP hareketi başlamıştı. AP'de vekil ve senatör olan bazı abiler, bu harekete katılmak için kendine müracaat ettiklerinde müthiş kızarak, "kardeşim! Ben sizleri 'Ankara mebus dersanesinde' (96'lardaki) hizmetlerle alakadar biliyordum. Siz parti kurma işiyle mi meşguldünüz." dedi.

Hatta Tevfik Paksu; "Erbakan'ın parti kurmak için İskenderpaşa Şeyhi Mehmed Zahit Kotku'dan izin almak için gittiğini, şeyhinin sessiz kalarak izin verdiğini anlatınca" Zübeyir Abi, " Allah razı olsun Hacı Tevfik! Üstadıma sadakat dersi öğrettin bana! O şeyhefendiye bu kadar sadakat gösteriyorsa; bizim çok daha fazlasını, asrın en büyük Müceddid'ine göstermemiz gerekmez mi?Çok büyük ders aldım" dediğini M.Kutlular' dan nakletmiştir. (ZG s 367)

Merhum Erbakan ve şeyhi Mehmed Zahid Kotku rh.

Hamdi Sağlamer anlatıyor:

- Demirel, Bekir Abi'yi davet etmiş ve "size 15 vekil kontenjanı ayırdık" demiş.

Bekir Abi de, "Biz bir cemaatiz. Danıştıktan sonra söylerim" demiş. Bu teklifi Zübeyir Abi'ye söyleyince, "Siyasi makamlarda olmak bizim gayemiz değil, Üstadımızın Menderes'ten istediğini isteriz" demiş.

1- Ayasofya'yı ibadete açmaya çalışsın

2- Risalelerin serbestçe neşrine yardımcı olsun

3- Komünizm ve şer kuvvetlerle mücadeleye devam etsin. (NBK s140)

Merhum başbakan Süleyman Demirel

ZÜBEYİR GÜNDÜZALP BÜYÜK BİR VELİ

(Teyp) Tahir Gürdere anlatıyor:

- 1960 İhtilali'nden sonra Denizli'ye geldi. Sonra Nazilli'ye davet ettik teşrif ettiler. Hizmet Rehberi'ni ilkin Nazilli'de hazırlamaya başladı. Birgün üstad (ceza olmalı) Zübeyir Abi'yi Isparta'dan Eğirdir'e yayan şekilde göndermiş. 36 km gidiş 36 km geliş 72 km'yi yayan gidip gelmiş. Zübeyir Abi' ye, "Ağabey orası Konya yolu, otobüs, kamyon daima bulunur. 5 km sonra niye birine atlayıp gitmedin, nerden görecekti" dedim. Yüzüme manalı manalı baktıktan sonra "üstad görür ve bilir kardeşim" dedi ve şunu anlattı.

"Emirdağ'da gece saat 2,5'tu. Üstadımın kapısı önünde zile basar diye bekliyordum, içerde kimse yoktu. Üstadımın odasından kalabalık sesler geliyordu. Hayret edip anahtar deliğinden baktım. Bir de ne göreyim! Birçok genç üstadımın önünde diz çökmüş ders alıyordu. Sabah üstadım beni çağırdı. "Sen ne hakla gece ikibuçukta anahtar deliğinden bakıyorsun! Bir daha tekerrür etmesin!" dedi. Meğer Üstadımın cinni talebeleriymiş. İşte üstadım böyle biriydi" dedi. (NB K s 382)

Bediüzzaman ve Zübeyir Gündüzalp

Macit Türkmenoğlu anlatıyor:

-Zübeyir Abi'nin vefatından bir iki gün önce ziyaretine gittim. İzmit Hastanesi'inden ilk maaşımı almıştım. Fırıncı Abi de vardı, ateşler içindeydi. Bana durup dururken; "Korkma kardeşim, bir halt edemeyecekler! Etseler de geçici olur merak etme" dedi. Ne demek istediğini anlayamamıştım. 12 Mart 1971 Darbesi yeni olmuştu. İhtisas yaptığım sırada yaptığım konuşmaları, teybe alıp emniyete vermişler. Zübeyir Abi'nin vefatından birkaç ay sonra 3 cemselik 40 asker kapıma dayandı. Onlara, "Devlete yaptığınız masrafa yazık, bir asker gönderseydiniz beni götürürdü" dedim. İzmit'ten Ankara'ya gittik. Muhteşem Savaşan adlı insaflı bir savcı ifademi alıp, sivil mahkemeye sevk etti. 15 gün yatıp çıktım. Başıma gelecekleri, ölüm döşeğinde haber verip beni teselli ettiğini anladım.
Allah rahmet eylesin. (NBK s 366)

Mehmed Fırıncı anlatıyor:

-Milli Nizam Partisi (1969) kurulduktan sonra İttihad Gazetesi okurken, dini siyasete aşırı taraf 3 kişi İstanbul'da gazetede benimle münakaşa ettiler. Bizi dalalet ve mason kuklası olmakla suçladılar. Sonra Kirazlı Mescid'te Zübeyir Abi ile görüşmek isteyince kabul etmemiş. Onlar alt kattan ayrılınca da, onları hiç görmediği halde; "şurda oturan çok fena biriydi" demiş. Gerçekten de itfaiyeci olan; ağza alınmayacak laflar ediyordu. (NBK s 215)

ALEVİLER KİMDİR?

Mustafa Ramazanoğlu anlatıyor:

- 1965'te Elbistan'da büyük bir alevi-sünni arbedesi olmuştu. Alevilerin ev ve işyerleri zarar görmüştü. Bu tahribattan çok mütessir oldum. Bu konuda uzun bir yazı yazdım ve Zübeyir Abi'ye götürdüm yazıyı okudu. Ertesi gün yazıyı çok beğendiğini ve kitaplaşmasını istedi. Kitaba isim koymasını rica edince: "Hakiki Aleviler Müslümandır!" adını koymanın daha uygun olacağını söyledi. Kitap önce 5 bin sonra Sungur Abi'nin isteğiyle 3 bin daha basıldı. (NBK s 314)

Ahmed Tanyel anlatıyor:

- Islahiye PTT'sinde çalışırken Zübeyir Abi'nin karşısına alevi bir memur kargaşa çıkarmak için gelir. "Ben aleviyim" der. O da, "Efendim ben de aleviyim! Hem de kellekoltukta bir aleviyim. Hz. Ali Efendimiz nasıl amel ettiyse; öyle amel eden bir aleviyim. Hz. Ali için canımı bile veririm..!" der. Uzun bir sohbet gerçekleştirir ve samimi olurlar. (ZG s 159 160)

ZÜBEYİR AĞABEYİN CENAZESİ

4 Nisan 1971 Pazar günü Zübeyir Gündüzalp Ağabey eller üzerinde; Edirenekapı - Eyvansaray/ Eyüp Yolu' nda.

Ahmed Gümüş anlatıyor:

- Zübeyir Abi'nin vefatından 15 gün önceydi. "Kardeşim bizim hizmetimiz sona erdi. Biz hizmetimizi yaptık" diyordu. Gerçekten 15 gün sonra vefat etti. 2 Nisan Cuma 1971. Anadolu' dan kardeşlerin gelmesi için cenazeyi 2 gün beklettik. (4 Nisan 1971 Pazar'a kadar). Cenazesinden öyle güzel kokular yayılıyordu ki; herkes bu kokuyu aldı. Mezarlar genelde definden 6 ay sonra yapılır. Zübeyir Abi'nin vefatının üzerinden 6 ay geçince; Kamil Yürür, Mustafa Ekmekçi ve ben, Eyüp Sultan sırtındaki mezarı başına gittik ve açmaya başladık. Haliç tarafından pis kokular geliyordu. Mezarını açtıkça ortaya çıkan güzel kokular Haliç'in pis kokularını bastırıyordu. Bu arada Zübeyir Abi'nin kefeni bembeyaz kar gibi gözüküyordu. Engel olurum diye; beni ekmek üzüm almak için gönderip kendileri tenine, yüzüne, göğsüne dokunmuşlar; ne kokuşma ne bozulma olmadığını, dipdiri durduğunu söylediler. (NBK s 326 327)

Bediüzzaman'ın Veziri, Üstadı ve tüm sevdikleriyle Cenneti Firdevs'te buluşur inşaallah. Elfü elfi aamiin.

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.