Polis Akademisi Başkanlığınca hazırlanan rapor, bekçilik uygulamasının yaygınlaşmasıyla asayiş olaylarında önemli düşüş yaşandığını ortaya koydu.
Akademi tarafından hazırlanan "Güvenliğin Kurumsal Yönetiminde Destekleyici Polislik: Bekçilik Örneği" başlıklı raporda, bekçiliğin tarihsel gelişimi, asayiş olaylarına etkisi, kurumsal yapılanması ve dünyadaki uygulamalarına ilişkin değerlendirmelere yer verildi.
Rapora göre, kelime anlamı "saklayan, koruyan, gözeten kişi" olan bekçiliğin Türk toplumundaki ilk örnekleri, yasavul ya da yasakçılar ve karavul uygulamalarında görüldü.
Fatih Sultan Mehmet'in, İstanbul'un fethinden sonra nüfusun artmasına bağlı olarak ortaya çıkan çarşı ve mahalle güvenliğinin sağlanması için başlattığı uygulama, bekçiliğin kurumsal anlamda ilk örneği oldu.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla ülkede bekçiliğin yeniden canlandırılması amacıyla 2016'da çalışma başlatıldı.
Çalışmalar kapsamında, 2016'da 3 bin 147 olan bekçi sayısı, 2019 itibarıyla 21 bin 311'e ulaştı.
Destekleyici polislik görevi yapan bekçiler, özellikle asayiş olaylarının azalmasında etkin rol oynadı.
18 ayda 20 milyondan fazla kişiye kimlik kontrolü
Bekçiler, 2018 Ağustos ayı itibarıyla ülke genelinde 20 milyonun üzerinde kişinin kimlik sorgulamasını yaptı. 2 bin 436 hırsızlık olayına müdahale eden bekçiler, 36 bin 832 aranan zanlıyı yakaladı, 19 bin uyuşturucu hap ve çok sayıda suç aleti ele geçirdi.
Türkiye genelinde bekçilik uygulamasının yeniden canlandırılmaya başlandığı 2016-2018 döneminde, haklarında yakalama kararı verilen şüphelilerin gözaltına alınması sayısındaki artış dikkati çekti. Polis ve bekçilerin ortak çalışmaları sonucu, 2016'da 1 milyon 638 bin 274, 2017'de 1 milyon 721 bin 104 ve 2018'de 1 milyon 858 bin 848 aranan zanlı yakalandı. Söz konusu yıllar arasında aranan şüphelilerin yakalanmasındaki artış yüzde 13,46 oldu.
"Kanunla bekçilik kurumsal yapıya kavuştu"
Polis Akademisi Güvenlik Stratejileri ve Yönetimi Ana Bilim Dalı Başkanı Dr. Öğretim Üyesi İbrahim İrdem, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilk olarak 1914'te yasal düzenlemeye konu olan ve daha sonra Cumhuriyet dönemine miras olarak kalan bekçilik mekanizmasının, 1966'da çıkarılan "Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu" ile kurumsal bir yapıya kavuşturulduğunu anlattı.
İrdem, bekçilik teşkilatının 1976'da Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesine alındığını ve bekçilerin 2008'de yardımcı hizmetler sınıfından emniyet hizmetleri sınıfına aktarıldığını ifade etti.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatları doğrultusunda bekçiliğin 2016'da yeniden canlandırılmasına yönelik çalışmaların başlatıldığını anımsatan İrdem, bekçilerin, vatandaşın can, mal ve ırzının korunmasından önemli bir yere sahip olduğunu dile getirdi.
"20 haftalık eğitim alıyorlar"
Bekçi alımlarının ve eğitimlerinin Polis Akademisi tarafından yürütüldüğüne dikkati çeken İrdem, bekçilerin akademide ve kendi birimlerinde toplam 20 haftalık eğitim aldıktan sonra göreve çıktıklarını söyledi.
İrdem, Türkiye'deki bekçilik uygulamasının, yabancı ülkelerdeki uygulamayla benzeştiği ve ayrıldığı noktalar olduğunu anlattı.
Türkiye'dekine en yakın uygulamanın Fransa'da olduğunu kaydeden İrdem, Türkiye'deki bekçilik uygulamasının diğer ülkelerdekine göre daha kurumsal bir yapıda olduğunu ifade etti.
AA