Bekir Berk'in Yargıtay hakimlerine attığı kefen!

Manzara müthişti. Yuvarlak bir masa etrafında 27 Mayıs İhtilali'nin karanlık yüzlü adamları çöreklenmişlerdi. O Egesel'ler, Başol'lar hep oradaydı!

RİSALEHABER

Bediüzzaman Said Nursi’nin ve malzumların efsane avukatı Bekir Berk’i vefat yıldönümünde rahmetle anıyoruz. 1926'da Ordu'da doğan Berk, 14 Haziran 1992’de Hakkın rahmetine kavuştu.

Bediüzzaman'ın hayatta iken vekalet verdiği tek avukat olan Bekir Berk, 1958'den 1972'ye kadarki en zorlu dönemde girdiği mahkemelerden bini aşkın beraat kararıyla çıkmış, tarihte eşine rastlanmaya bir hukuk mücadelesi vermişti.

O EGESEL'LER, BAŞOL'LAR HEP ORADAYDI!

Mahkemedeki unutulmaz anlardan biri de 'kefen'li savunmadır. Olay 1964 yılında Yargıtay'da cereyan eder. Bu olayın önemi, Bekir Berk'in 1960 ihtilali sonrası Yargıtay'ın başına getirilen Yassıada'nın zorba hakim ve savcıları ile bir rövanş niteliğinde olmasından kaynaklanır.

Bu olayın canlı şahidi Hamdi Sağlamer'dir. Sağlamer olayı şöyle anlatıyor:

"Bir defasında Ankara'daydık. Bize 'Temyiz'de mahkeme var, birlikte gidelim' dedi. Öğretmen kardeşimiz Konyalı Mustafa Özsoy'la beraberdik. Temyiz'deki duruşmalara avukatlar dışında kimse alınmıyordu. Bekir Ağabey bana bir çanta verdi, Mustafa'nın eline de bir dosya tutuşturdu. Bizi stajyer ve yardımcı avukat süsüyle mahkeme salonuna girdirdi.

Manzara müthişti. Yuvarlak bir masa etrafında 27 Mayıs İhtilali'nin karanlık yüzlü adamları çöreklenmişlerdi. O Egesel'ler, Başol'lar hep oradaydı! İhtilalde oynadıkları başarılı (!) rollerine mükafat olsa gerek, bu makama atanmışlardı. Bekir Ağabeyi Yassıada'dan tanıyorlardı. Kin ve nefret dolu gözlerle bizi süzüyorlardı, adeta yiyecek gibi bakıyorlardı!

"İŞTE BUNA GÜVENİYORUM!

Egesel, Bekir Ağabey'in moralini bozacak şeyler yapıyordu. Eliyle masaya vuruyor, dinlemez gibi görünüyordu. Bekir Ağabey, hiç aldırış etmeden 40 dakika savunma yaptı. Elindeki bütün belgeleri sundu ve bunların zapta geçirilmesini istedi. Zapta geçme talebi Egesel'i kızdırdı.

İki eliyle masayı tutup yüksek sesle: "Neye güveniyorsun Bekir Bey!" diye açıkça tehdit etti.

Bekir Ağabey tehdide pabuç bırakacak adam mıydı? Hemen "Ver şunu!" deyip hızla çantayı elimden kaptı. Başka bir evrak çıkarıp gösterecek sandım. Bir de baktım ki, çantasında sürekli taşıdığı kefenini çıkarıp masanın ortasına fırlatıverdi. Adamların gözleri faltaşı gibi açıldı. Ardından gür bir sesle:

"İşte buna güveniyorum!" dedi ve konuşmaya başladı.

ARKASINDA BİR KUVVE-İ MANEVİYE OLDUĞUNU ANLADIM

Öyle yüksek sesle konuşuyordu ki adeta salon çınlıyordu. Vallahi yeminle söylüyorum, o anda adamların masaya dayalı ellerine baktım tir tir titriyorlardı. O zaman gerçekten Bekir Ağabeyin arkasında bir kuvve-i maneviye olduğunu, müdafaa sırasında başka bir şahsiyete büründüğünü anladım.

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (5)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Nur Talebeleri Haberleri