Ömer Çiftçi'nin Haberi
RİSALEHABER- Camiye uygulanan baskılar ilk olarak caminin Suudi Arabistan tarafından finanse edilen bir cami olduğu suçlaması ile başladı. Bazı Belçikalı siyasetçiler, caminin Suudi Arabistan'dan aldığı paralar ile Suudilerin resmi ideolojisini yansıttığını savunmaya başladı.
Ardından Belçika başta olmak üzere Avrupa'nın pek çok yerinde yaşanan terör saldırıları, caminin düşmanlarının seslerini daha gür çıkarmasına neden olmaya başladı. Bazı Müslüman karşıtları, Avrupa'nın başkentinde bulunan camiyi 'terör yuvası' olarak ilan etti ve bölgenin Müslümanlardan geri alınması gerektiğini belirtti.
Cami karşıtı hareketlerin başını Belçikalı siyasetçi Servais Verherstraeten çekiyor. Verherstreaeten, cami ile ilgili şunları söylüyor; "Cami ve imamları toplumumuza uyum sağlamak istemiyor. Bakış açıları tamamen Radikal. Avrupa ve ABD'de böyle saldırılar yaşanırken, neden onlara istediklerini yapma özgürlüğü sunuyoruz." Verherstraeten'in başını çektiği cami karşıtları, Suudi Arabistan'ın 99 yıllığına para verip kiraladığı arazinin de, Suudi hükümeti tarafından anlaşma bozulduğu için artık Müslümanlara kiraya verilmemesi gerektiğini savunuyor.
Mekke merkezli Dünya Müslüman Ligi tarafından yönetilen caminin ve cemaat merkezinin liderleri, muhafazakar İslam vizyonunu benimsemiş olduklarını ve açıklığın iyileştirilmesi için çalıştıklarını söyleyerek kendilerini savunuyor. Onlar terörizm ile suçlanmayı kesinlikle kabul etmiyorlar.
Washington Post'un haberine göre, caminin önde gelen isimlerinden Belçika İslam ve Kültür Merkezi Direktörü Tamer Abou El Saod, "Yapmaya çalıştığımız ile İslam arasında herhangi bir çelişki görmüyorum" dedi. Müslümanlar tüm suçlamaların karşısında durmaya devam etse de, Büyük Brüksel Camisi üzerinde baskı giderek artıyor.