Bütün canlılar aslında mucizevi yaratıklardır. Çünkü onlar sırlarla dolu hayat denilen bir mucizeyi taşırlar. Bunlar içinde insanoğlunun yeri ise en üsttedir. Çünkü insan; bütün canlı ve cansız varlıklar içinde yeryüzüne halife olabilecek donanımla yaratılan tek varlıktır. Ben de Abdullah’ın bedeninde bulunan onlarca mucize organdan sadece biriyim. Bir insan gözü olduğum için gururluyum.
Kafatasının ön yüzünde göz çukuru adı verilen korunaklı bir kemik yapı içinde bir yuvaya yerleştirilmiş durumdayım. Küçük bir pinpon topuna benzerim, ağırlığım 7.5 gr, hacmim ise 6.5 ml’dir. Ama siz benim bu küçüklüğüme bakıp sakın beni küçümsemeyin, benim çok önemli görevlerim vardır.
Abdullah henüz anne karnında iken ve adı dahi konmamışken ilk olarak 22. günde oluşturulmaya başlandım ve sonra her ay farklı bölümlerim gelişerek 8. ayda birçok parçam tamamlanmış oldu. Abdullah doğumdan 6 ay sonra gözünü tam kullanmayı öğrense de en iyi görme düzeyine ancak 8 yaşında kavuştu. Ben üç embriyonik tabakadan meydana getirilen ve çok farklı dokuları içeren karmaşık bir organım. Benim gelişmemde görevli birçok gen vardır ve bunlar farklı farklı kromozomlar üstündedir. Bunlardaki en küçük bir değişim, farklı hastalıklara hatta gözün olmamasına veya tek gözlü oluşa neden olabilir. Bu genleri farklı kromozomlara kim koydu ve bu görevleri onlara kim verdi bilmiyorum. Sebepler, tesadüfler, tabiat, evrim yapıyor veya kendi kendine oluyor diyenler var. Sizce bunları Kim yapıyor?
Beni incelerseniz dıştan içe 3 tabakayım, en iç tabakama ağ tabaka(retina) denir. Benim sıvılarla dolu 3 farklı bölmem bulunur. Her parçamın ayrı ayrı görevi vardır. Işığı nakleden bir organ olarak bir fotoğraf makinesine benzeyen parçalarım vardır, onlar; göz kapaklarım, gözyaşı bezlerim, gözakım, sert tabakam (sklera), kornea, camsı cisi, göz merceğim (lens), damar tabakam (koroid), gözün önündeki renkli tabakam (iris), kirpiksi cisim, göz bebeği (pupil) ve en içte ağ tabaka (retina) denilen parçalarım vardır.
Göz kapaklarım; gözü korumak ve düzenli ıslatılmasını sağlamak için dakikada 10-20 kez kapanıp açılırlar. Kirpikli kenarlar; gözümün tozdan korunmasına yardımcı olur. Kapakların iç köşelerinde üst ve alt yerleşimli 2 adet delik bulunur. Gözyaşı bezlerinden gelen gözyaşı; gözü temizledikten sonra bu deliklerden kanallar aracılığıyla burun içine akar.
Kornea; benim ön penceremdir,25 kuruş büyüklüğünde ve saydam bir dokudur. Işık demetleri ilk defa buradan kırılarak geçer, gözbebeğine gelir. Pupil; parlak ışıkta hemen hemen bir perde gibi kapanır, karanlıkta ise tam açılır. Lens adı verilen göz merceğim küçük bir bademe benzer ve çevresinde güçlü kaslarım vardır. Bu kaslar gerilince Abdullah’ın yakın görmesini, gevşeyince de uzak görmesini sağlarım. Bu göz merceğim hastalanırsa katarakt denilen bir hastalık gelişir ve onun yerine ameliyatla senetetik göz merceği takılabiliyor. Her bir parçam hastalanırsa ayrı ayrı hastalıkları olur. Bu parçalarıma görevleri kim verdi, onların uyum içinde çalışmasını kim düzenliyor bilmiyorum. Acaba sebepler, tesadüfler, tabiat, evrim bu yapıları yapıyor ve görevlerini onlara yaptırıyor olabilir mi? Bazıları da kendi kendine oluyor diyorlar. Sizce bunları Kim yapıyor?
Bir kibrit çöpüne benzeyen görme sinirimin çapı 3 mm, kılıfının kalınlığı ise 0.3 mm’dir. Görme sinirinin uçları retina tabakamın görme diski (papilla) adı verilen yerinde toplanmıştır. Mesela retina tabakam yaklaşık 0,3 mm kalınlıktadır, ön tarafta üç kat sinir hücresinden ve bunların aksonlarından oluşur. Bunun altında da ışığa duyarlı fotoreseptörler bulunur. Bunlar sayesinde aydınlıkta da görürüm, karanlıkta da. Çünkü ben her şartta görmek için yaratılmış bir organım. Karanlıkta görmemden sorumlu olan hücrelerime çubuk adı verilir ve 120 milyon hücredir. Aydınlıkta görmemi sağlayanlara hücrelerime ise konik hücreler denir, 8 milyon civarındadırlar.
Ağ tabakam (Retina); ışık enerjisi olarak kendine sunulan bilgiyi elektrokimyasal enerjiye çevirerek görme sinirleri aracılığıyla beyine gönderir. On milyonlarca elektrik bağlantılarım vardır. Aynı anda 1.5 milyondan fazla haberi göz sinirlerim aracılığıyla beyine iletebilirim. Göz sinirim 1mm kalınlığında ve yaklaşık bir milyon liften oluşmuştur. Ağ tabakadaki sarı nokta Yaklaşık 1.5 mm çapındadır, merkezi görme ile sorumlu konik hücrelerin göz içinde en yoğun halde bulunduğu yerdir, sarı beneğin fovea adı verilen merkezi bölgesidir. Görme keskinliğinin yüzde 90’ı 0.5 mm çaplı bu bölgedeki konik hücreler sayesinde gerçekleşir.
Her iki gözden gelen lifler birbiriyle çapraz yaparak karıştırılır buna görme çaprazı (optik kiyazma) denir. Lifler buradan her iki beyin lobundaki görme merkezlerine ulaştırılır. Her iki gözün sol tarafla ilgili görüntüsü sağ beyine, sağ taraftaki görüntüsü sol beyin tarafına gönderilir. Gözler birbirlerine hesaplı bir yakınlık içinde olduklarından bu yerleşimleri sayesinde çift gözle tek görme alanı görme ve derinlik hissi gelişmiştir. Beyinde görme ile ilgili merkez, kafatasının arkasında beynin art kafa lobu (oksipital lob) denilen bölgesindedir. Bunları böyle kim tanzim etti, gözlerimizin birbirlerine uzaklığına kim karar verdi bilmiyorum. Hangi sebep, hangi tesadüf, hangi tabiat veya evrim bu yapıları böyle düzenliyor, bu görevleri onlara yaptırıyor? Bazıları da her şey endi kendine oluyor diyor. Sizce bunları Kim yapıyor?
Evet ben Abdullah’ın gözüyüm, diğer bütün organlar gibi bana verilen görevleri yaparım. Ben akıllı, iradeli biri değilim. Anne karnındaki ilk oluşumumdan başlayarak gelişimim tamamlanıncaya kadar gerçekleşen olaylardan haberim bile yok, görevli genler bu işi yürütüyor. Ama onların da aklı, mantığı, gücü ve iradesi yok. Ancak sizler akıllısınız, hem gözünüzle görürsünüz hem de aklınızın gözü ile görürsünüz. Ben bana emredileni yapan bir memur, bir asker gibiyim. O zaman benim amirim kimdir, komutanım kimdir? Görmem için ışığı yaratan Kim?
O’nu bulmak ancak sizin gibi yeryüzüne halife olabilecek yetenekte, akıllı, mantıklı olan ve mantıksal akıl yürütme yapabilen insanoğlunun işidir. Bu soruların cevabını Abdullah da düşünsün, sizlerde düşünün.
Size son bir ipucu vereyim mi? Abdullah isminin Türkçe karşılığına bakın; O’nun kim olduğunu bulacaksınız!