Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Zümer Suresi 10-14. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
10 . (Tarafımdan kullarıma) de ki: “(Rabbiniz buyuruyor ki:) Ey îmân eden kullarım! Rabbinizden sakının! Bu dünyada iyilik edenlere, (âhirette de) iyilik (Cennet) vardır. Çünki Allah’ın arzı geniştir. (O gün) ancak, sabredenlere mükâfâtları hesabsız olarak verilecektir.” (*)
11 . (Habîbim, yâ Muhammed!) De ki: “Şübhesiz ki ben, dinde O’na (karşı) ihlâslı (samîmî) bir kimse olarak Allah’a kulluk etmekle emrolundum.”
12 . “Ve (teblîğ ettiğim herşeye) teslîm olanların ilki olmakla emrolundum.”
13 . De ki: “Doğrusu ben, Rabbime isyân edersem, (dehşeti pek) büyük bir günün azâbından korkarım.”
14 . De ki: “(Ben,) Allah’a dînimde O’na (karşı) ihlâslı (samîmî) bir kimse olarak ibâdet ederim.”
(*) Resûl-i Ekrem (ASM) bir hadîs-i şerîflerinde şöyle buyurdular: “Cenâb-ı Hakk kıyâmet gününde terâzileri koyar. Ardından namaz kılanlar getirilir ve ücretleri tartılarakkendilerine noksansız verilir. Sonra zekât verenler getirilir ve onların da ücretleri tartılarak kendilerine eksiksiz verilir. Nihâyet bir belâya dûçâr olmuş kimseler getirilir de bunlar için ne terâzi konur, ne dîvan kurulur, ne de defterler açılır. Bunlara ücret, sağanak yağmurları gibi bol bol ödenir.” (Beyzâvî, c. 2, 321)