Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Yunus Sûresi 41-45. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
41-(Ey Habîbim!) Eğer seni yalanlarlarsa artık de ki: “Benim yaptığım bana, sizin yaptığınız da sizedir! Siz benim yapmakta olduğumdan uzak kimselersiniz; ben de sizin yapmakta olduklarınızdan uzağım!”
42-Onlardan seni dinleyenler de vardır. Fakat (hakkı anlamayan) o sağırlara, üstelik akılları da ermiyorsa, sen mi işittireceksin?
43-Onlardan sana bakan(lar) da vardır. Fakat (görmek istemeyen) o körleri, üstelik (kalb gözleriyle de) görmüyorlarsa, sen mi hidâyete erdireceksin?(*)
44-Şüphesiz ki Allah, insanlara hiçbir şekilde zulmetmez; fakat insanlar (isyanlarıyla) kendilerine zulmediyorlar.
45-(Allah’ın) onları (mahşerde) toplayacağı gün, sanki (onlar dünyada) gündüzün bir saatinden başka kalmamış gibidirler; aralarında birbirlerini tanıyacaklardır. Allah’a kavuşmayı yalanlayanlar muhakkak hüsrâna uğramış ve hidâyete eren kimselerden olmamışlardır.
(*) “İbret nazarıyla bakıp, dâhilî (iç) ve hâricî (dış) delilleri görüp, hakka rücû‘ları (dönmeleri) mümkün iken, gafletleri gözlerini perdelemiş; körlük de gözlerinin kapaklarını kapatmakla, yine necattan (kurtuluştan) mahrum kalmışlardır.” (İşârâtü’l-İ‘câz, 110)