"Berât” kelimesinin aslı, berâettir.
Berâet de "el-berâe" kelimesinin Türkçedeki kullanılış şeklidir.
Kelime anlamı ise: Berî olmak, aklanmak, bir zorluktan kurtarmak, temiz ve suçsuz çıkmak demektir.
Bu mübarek geceye de; bereketli ve feyizli bir gece olması sebebiyle ‘Mübarek gece’, günahların affı ve kulların temize çıkarılması sebebiyle ‘Beraat gecesi’
ve kulların ihsâna kavuşmaları nedeniyle de ‘Rahmet gecesi’ gibi adlar verilmiştir. Şaban ayının 15. gecesi, Berât gecesidir. (Bu sene 5.08.2009 Çarşambayı, perşembeye bağlayan gecedir.)
***
Peki, Berât gecesi niçin kutsaldır ve niçin mübarektir?
Hani iş hayatımızda, yıllık bir program çerçevesinde yürütülen ticari faaliyetler, her yılın sonunda, o program esaslarına göre kontrol ve teftiş edilir ya...
Yani; envanter çıkarılır. Kâr zarar hesapları yapılır. Kesin hesabın tespitinden sonra da, gelecek yılın programı hazırlanır. Yatırım ve yol haritası çizilir.
Her yıl tekrar edilen bu kontrol, tespit ve yatırım işlemleri sayesinde, ekonomik hayatta istikrarlı ve sağlam bir ilerlemenin temini mümkün olur. Değil mi?
Şimdi bu misalin ışığında; manevi hayatımıza ve faaliyetlerimize de bir bakalım.
Şu dünya hayatı; Âhiret hayatının kazanılması için yaratılmış, ‘manevi ticaret yeridir’.
Bu ticaretle ilgili faaliyetlerin de, yıllık muhasebeye tabi olması gayet tabiidir ve zaruridir. İşte bu muhasebenin, ind-i İlâhîde ve mânevî alandaki vakti, üç ayların içinde olduğu bildirilmektedir.
Berat Kandili ile başlayıp Kadir Gecesiyle biten bu devre de, bizlerin yıllık muhasebemizi yapmamız için, geleceğimizin programını yeniden gözden geçirmemiz için, yeni hedefler belirleyip atılımlar yapmamız ve ‘bu çetin sınavı mutlaka kazanmamız’ için çok çok bereketli kılınmıştır.
İşte BERAT gecesi de, mânevi muhasebemizi yapmamız için, ‘bir başlangıç ve karar gecesi’ olması nedeniyle çok önemli bir gecedir.
Her birimiz için “FIRSAT GECESİ” olmalıdır.
Aslında tüm mübarek geceler, geçmişi muhasebe ederek kendimizi yenileme, geleceğimizi Allah’ın rızası doğrultusunda planlama için çok büyük fırsatlardır.
•Yaratıcısını tanımak ve O’na c.c. kulluk ve ibadet etmek maksadıyla gönderilen şu âciz insan, imtihan gereği olarak, şeytan, nefis, dünya meşguliyetleri gibi çok ciddi düşman ve tuzaklara mâruzdur.
•Merhameti sınırsız olan yüce Rabbimiz ise, şu dünya sınavından başarıyla çıkmamız için, bütün hayatımız boyunca biz insanlara, fırsat üstüne fırsatlar tanımaktadır.
Tâ ki bağışlanalım, tâ ki azâba müstahak olmayalım. Tâ ki ebedî hayatımızda, sevdiklerimizle birlikte ebedi mutluluğa ulaşalım.
Bu kadar fırsatlara rağmen, hâlâ vurdumduymaz davranmak aklıselim sahiplerine hiç yakışmayacağı için, her birimiz bu fırsatları, bu mübarek gün ve geceleri çok iyi değerlendirmek zorundayız.
Bu geceyi ganimet bilmeli, tevbe-i istiğfar etmeli, kaza namazı kılmalı, Kur'an-ı kerim okumalı, özellikle ilim öğrenmelidir.
Bu Rahmet ve bereket deryalarında arınmak, pâk’lanmak, berî olmak ve tertemiz çıkmamız için birbirimizle duâlaşmak da, Allah c.c. Rasûlü Hz. Muhammedin s.a.v. emri ve müjdesidir.
Allah Rasûlü buyurur ki:
•"Şaban ayının yarısı (Berât gecesi) gelince; gecesini namazla, gündüzünü oruçla geçiriniz. Cenâb-ı Allah o gece güneşin batmasıyla şöyle buyurur:
Benden af dileyen yok mu, onu affedeyim. Rızık isteyen yok mu, rızık vereyim. Şifâ dileyen yok mu, şifâ vereyim…"
•"Allah Teâlâ Şaban'ın on beşinci gecesi (Berât gecesi) tecelli eder ve ana-babaya asi olanlarla, Allah'a ortak koşanlar dışındaki bütün kullarını bağışlar. " (İbn Mace, İkametü's-Salât, 191; Tirmizî, Savm, 38).
Leyle-i Berat, bütün senede ‘bir kudsî çekirdek’ hükmünde ve mukadderat-ı beşeriyenin (insanlık âleminin Kaderi) programı nev'inden olması cihetiyle, Leyle-i Kadir’in kutsiyetindedir. Bu geceler, elli senelik bir ibadet hükmüne geçebilir. Onun için elden geldiği kadar Kur'anla ve istiğfarla ve salâvatla meşgul olmak büyük bir kârdır. ( Said Nursî Şualar: 505)
Berat Gecesi Duaları:
Peygamber Efendimiz A.S.V. bu gece Rabbine şöyle dua etmiştir:
"Allahım, azabından affına, gazabından rızana sığınırım. Senden, yine Sana iltica ederim. Sana gereği gibi hamd etmekten âcizim. Sen Kendini senâ ettiğin gibi yücesin." (et-Tergib ve't-Terhîb, 2:.119, 120.)
Mâna büyüklerinin de şöyle bir duası vardır:
"Allahım, şayet ismimi saîdler defterine yazdıysan, orada sabit kıl. Şayet ismimi şakiler defterine yazdıysan oradan sil. Çünkü Sen buyurdun ki, 'Allah dilediğini siler yok eder, dilediğini de sabit bırakır, Levh-i Mahfuz Onun katındadır." (Sure:13.A:39.& Mecmuatü’l-Ahzab, 1:597.)
Bu gecenin en önemli ibadeti: Kur’ân ile meşgûl olmaktır. Yani O’nu okumak, dinlemek, içindeki ‘Rabbimizin insanlığa olan mesajlarını’ öğrenmeye çalışmaktır.
Hadîs-i Kudsi’de şöyle buyrulur: “Eğer siz hayırlı bir mecliste ‘Kur’ân ile meşgûlken’, başkaları dualar edip benden her ne istiyorlar ise siz istemediğiniz halde, en hayırlılarını size de veririm.” (Rumûz’ül Ehâdîs. Zübdetül Buhârî.)
•Bu mübarek gecelerin ihyâsı husûsu; camilerde, TV.’larda, radyolarda, kürsülerde, minberlerde ve duyarlı gazetelerde çokça ve detaylarıyla işlendiği için, fıkhî yönlerini o mahfillere havale ediyorum.
Bilvesile:
Her birinizin BERÂT GECENİZİ en içten duygularımla tebrik ve tes-îd eder, ibadetlerinizin ve DUÂLARINIZIN KABÛLÜNÜ, RAHMAN ve RAHİM olan Rabbimizden niyaz ederim…
Bu gecenin “hepimiz hakkında gerçek BERÂAT olması” duâlarımla...