Bi' dakka!

Senai DEMİRCİ

Mücahit Bilici'nin, Şahin Doğan'ın makalesinde yer aldığı kadarını okuduğum değerlendirmesi, yazarın, hem de Risale'ye dayanarak "ehli sünnet" diye isimlendirilen tarafı takdis etmek adına cerh edilemez. Zira Risale'yi referans almada, Mücahit'in makalesi, Şahin’in makalesinden daha sahih ve sağlam duruyor. Şahin hoca, bilindik, mütearife hükmüne geçmiş taraftarlık üzerinden argüman üretiyor. "İyi ama ehl-i sünnet tarafında da şunlar var" uzunca bir 'dokunulmazlar' listesi sıralamak, bir takım taktiğidir. Kaldı ki, "ehl-i sünnet cemaati"ni mahkum etmiyor Mücahit, ehl-i sünnet adına ortaya konulan tavrı değerlendiriyor. Bir de "Risaleden alıntı yok ama?" deyişler var ki, yıllardır benim de canımı yakar bu tavır. Risale aklıyla konuşmanın tek yolu "alıntı" yapmak değildir; Risale'den alınmaktır. Alıntı yapmak, Risale'yi tekrarlamaktır. Alıntı yapan kişinin o alıntı cümlesinin içinde olup olmadığını garanti etmez. Bence Mücahit, Risale'nin derin kodları üzerinden konuşuyor..  Ama "derin..." Derinlik alıntılanmaz, bir akıl olarak yaşanır, sürdürülür, her tavrın ekseni olur.

Madem Risale talebesiyiz, madem Risale-i Nur'un 'bak' dediği yerden hakikate bakacağız? Üzerimizdeki tüm tortuları atıp açıkça soralım.  Said Nursi'ye gelinceye kadar iman gündemi unutulmadı mı? İman gündemi Kur'ân'ın ilk üçte ikisinin gündemidir; sonraki üçte birinin de temelidir. İmanına kâinatı şahit yapma gündemini unutup muamelat ayetleriyle yürüyen bir Kur'ân gündemine nasıl geldik? Dini pratik kaygılardan ibaret görmeler niye ağır bastı? Mümin olmanın biricik ekseni olan esma-i hüsna tefekkürü nasıl duvar süslerine, sadece dilde kalan virde indirgendi? Sırf Zeynel Abidin'den geliyor diye esma dualı Cevşen'i kenarda tutmalar niye?

Ve "ehl-i sünnet" tarafından yer alan Said Nursi, pratik kaygılar, iktidar telaşları nedeniyle unutulan Kur'ân'ın üçte ikilik Mekki gündemini niye var gücüyle başa çekiyor? Risale okuyorsanız bunu görmüyor musunuz? Nasıl oldu da Abbasi Halifesinin iyi niyetli siparişi üzerine yazılan, yine askeri öncelikler yüzünden Hz. Peygamber'in hayatını ömrünün sadece 52 gününü alan savaşlara indirgeyen siyeri ana akım siyer yaptık? Resul-ü Ekrem'in miraca kadar taşan tefekkürünü bir kenara itip, ayetlerin inişine göre daralıp genişleyen göğsünü görmezden gelip, tüm imajını kılıca ve zırha indiren kimler? Siz, Risale okuyan değerli dostlar, sarıklı hocalar, yard. doç. ilahiyatçılar, Üstadın bu köhnemiş yaklaşımı radikal olarak yıktığını fark etmediniz mi?

Hadi bunları geçtik de, "ehl-i sünnet Said Nursi" neden ilim şiası ile hilafet şiasını bir tutmayın diye sızlanıyor? Hilafet şiası, şii değil şiicidir; taraftardır; siyasi blok olarak görür kendini. Ötekini siyasal nedenlerle reddeder. Oysa ilim şiasının tarafı yoktur, hakikatin yanındadır, hakikatle yüzleşmektedir. Şia içinden hakkaniyetli alimler çıkmıştır. Fakat anlaşılıyor ki "biz" ehl-i sünnet, şii alimlerinin kayda değer, emek mahsulü ilimlerini de siyasi şia parantezinde mahkum ediyoruz… Eğer böyle yaparsak, "ehl-i sünnet" değil, "ehl-i sünnetçi" oluruz… bir diğer tabirle, hilafet şiasının yaptığını beri tarafta biz yapmış oluruz, hilafet ehl-i sünneti oluveririz. Duymuyor musunuz, Üstad, "ehl-i sünnet" olunuz diyor, "ehl-i sünnetçi" olmayalım diye tir tir titriyor…

Bi de şu: Polemik olsun diye yazmadım bunları… Şahin de Mücahit de kardeşim… Ama bu vesileyle, üzerime şimşekleri çekme pahasına, Risale-i Nur'un nerede durduğuna dair düşüncelerimi çalakalem aktarayım dedim.  Elbette ki eleştiriye açıktır, yanılma payı vardır. Önceliğim Risale-i Nur'un namusu ve Risale-i Nur'un elçilik ettiği Kur'ânî duruşun beyanı…

Şu da var:  Bu yazının altına, "Bak, Senai Demirci, Mustafa İslamoğlu'nun kankası zaten, onun gibi Şii olmuş!" diye yazacaklar varsa, bakın ben yazdım. Aklını düşünmek için yormak yerine, sloganlara yaslanmanın keyfini çıkaracaksak, genel geçer kabulleri tekrar edeceksek, düşünceyi ayağa kaldıran, bakışları yenileyen Said Nursi'nin eserine ezbere "müceddid" diyoruz demektir. 

 

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (20)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.