Risale Haber - Haber Merkezi
Bir uluslararası ekip denizanalarının bir araya gelme, yüzme, yön tayini ve sürülerin hareket dinamiğini araştırdı. Denizanalarının sezgilerinin güçlü olduğunu iddia eden araştırma aynı zamanda bu canlıların manyetik alanları da kullanabiliyor olacağını da belirtiyor. Bilim insanlarının yaptığı çalışmalar maddi sebepleri anlamaya yönelik olsa da araştırma Said Nursi'nin Yirmisekinci Mektup'ta kullandığı "ilham-ı fıtri" ifadesini akla getiriyor.
Araştıma verilerine göre sürüler, yüzlerce hatta milyonlarca denizanasından oluşabiliyor ve zaman zaman aylarca belli bir bölgede kalabiliyor.
BBC'nin verdiği Current Biology dergisinde yer alan yazıda, "denizanalarının sudaki değişimleri nasıl hissedebildiği hala belirsiz" deniyor.
Swansea Üniversitesi ile Avustralya Warnambool'daki Deakin Üniversitesi'nden bilim insanları, Fransa açıklarında, 18 büyük denizanasına (Rhizostoma octopus) künye yerleştirdi.
Araştırma ekibince yakalanan denizanalarına takılan cihazlar, hızlanmalarını ve yönlendirmelerini ölçtü.
Araştırmaya öncülük eden Prof. Graeme Hay, künyelerin takılmasının "gerçekten kolay olduğunu ve künyenin süresiz takılı kalabildiğini" söyledi.
Sensörlerle izlendi
Araştırmacılar aynı sırada okyanuslardaki akıntıları belirlemek ve ölçmek için yüzer sensör kullandı.
Sensörler, denizanalarının kendileri sürükleniyor hissettiklerinde, akıntıya karşı yüzebildiklerini saptadı.
Araştırmanın ikinci bölümündeyse, araştırmacılar ellerindeki verilere dayanarak okyanustaki denizanası sürüsünün hareketlerini gerçeğe yakın şekilde canlandırdı.
Prof. Hays, "denizanalarının yüzerken yönlendirilmesi, dağılıp gitmek ya da akıntılarla kıyıya sürüklenmek yerine, sürülerin korunmasını sağladı. Denizanalarının davranış biçimini izleyerek sürülerin dinamiğini anlamaya başlayabiliriz" dedi.
Hala anlaşılamayan nokta ise, denizanalarının nereye doğru yüzeceklerini, nasıl belirledikleri.
Bilim insanları, hayvanların denizdeki akıntıları bedenlerinin yüzeyiyle seziyor olabileceğini düşünüyor. Denizanalarının okyanusta yol alırken dünyanın manyetik alanlarından yararlıyor olabileceği de söyleniyor. Deniz kaplumbağaları gibi, topluca göç eden diğer bazı deniz canlılarında böyle bir yetenek mevcut.
Denizanalarının yüzmelerini izlemenin ve saptamanın amacı, son on yıldır artış gösteren ve balıkçılığa darbe vuran, denizde yüzen insanları da dalayarak yakan denizanası sürülerinin nasıl ilerlediğini belirlemek.
Bu araştırmanın sonuçları, akıntıların güçlü olduğu bölgelerde bile, denizanası sürülerinin akıntıya karşı yüzerek bir arada kaldıklarını ortaya koydu.
Bediüzzaman Said Nursi; Yirmisekinci Mektup isimli eserinde hayvanların ilahi bir sevk ile yönlendirildiğini ve "ilham-ı fıtri" ile hareketlerinin tayin edildiğini belirtiyor:
"Ehl-i dalâlet ve ehl-i felsefe, o gayr-ı meş'ur hislere, hata ederek, ahmakçasına, "sevk-i tabiî" diyorlar. Hâşâ, sevk-i tabiî değil, belki bir nevi ilham-ı fıtrî olarak, insan ve hayvanı kader-i İlâhî sevk ediyor.
Meselâ, kedi gibi bazı hayvan, gözü kör olduğu vakit, o sevk-i kaderî ile gider, gözüne ilâç olan bir otu bulur, gözüne sürer, iyi olur.
Hem rû-yi zeminin sıhhiye memurları hükmünde ve bedevî hayvânâtın cenazelerini kaldırmakla muvazzaf kartal gibi âkilüllâhm kuşlara, bir günlük mesafeden bir hayvan cenazesinin vücudu, o sevk-i kaderî ile ve o hiss-i kablelvuku ilhamıyla ve o sâika-i İlâhî ile bildirilir ve bulurlar.
Hem yeni dünyaya gelmiş bir arı yavrusu, yaşı bir gün iken, havada bir günlük mesafeye gider, havada izini kaybetmeyerek, o sevk-i kaderî ile ve o sâika ilhamıyla döner, yuvasına girer."