Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Şuara Sûresi 132-140. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor
132-“Bilip durduğunuz şeyler (ni‘metler) ile size yardım edenden sakının!”
133, 134-“(O,) size sağmal hayvanlar, oğullar, bahçeler ve pınarlar ile yardım etmiştir.”
135-“Şübhesiz ki ben, sizin üzerinize (dehşeti) büyük bir günün azâbından korkuyorum!”
136-(Onlar şöyle) dediler: “(Sen) nasîhat etsen de, nasîhat edenlerden olmasan da, bizim için birdir. (Biz vazgeçmeyiz!)”
137-“Bu (getirdiğin şeyler) öncekilerin âdetinden başka bir şey değildir!”
138-“Biz, azâba uğratılacak olanlar da değiliz.”
139-Böylece onu yalanladılar da onları (şiddetli bir rüzgârla) helâk ettik. Şübhesiz ki bunda, elbette bir ibret vardır. Fakat onların çoğu îmân etmiş kimseler değildir.
140-Muhakkak ki, Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen), Rahîm (çok merhamet eden) elbette ancak Rabbindir. (*)
(*)“Sûre-i طٰسٓمٓ*de اِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ الْعاَز۪يزُ الرَّح۪يمُ [Muhakkak ki, Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen), Rahîm (çok merhamet eden) elbette ancak Rabbindir] âyeti, o sûrede hikâye edilen peygamberlerin necatlarını (kurtuluşlarını) ve kavimlerinin azablarını, kâinâtın netîce-i hılkati (yaratılışının netîcesi) hesâbına ve rubûbiyet-i âmmenin (Allah’ın umum kâinattaki terbiye ediciliğinin) nâmına o binler hakīkat kuvvetinde olan âyeti tekrâr etmek, Rahîmiyet ve izzet-i Rabbâniyenin o zâlim kavimlerin azâbını ve Rahîmiyet-i İlâhiyenin dahi enbiyânın (peygamberlerin) necatlarını iktizâ ettiğini (gerektirdiğini) ders vermek için binler def‘a tekrâr olsa yine ihtiyaç ve iştiyak var ve îcazlı (kısa) ve i‘cazlı (mu‘cize) bir ulvî (yüce) belâgattır (yerinde ifâdedir).” (Şuâ‘lar, 11. Şuâ‘, 236)
Ayrıca Kur’ân’daki tekrarların hikmeti için, bakınız; (Şuâ‘lar, 11. Şuâ‘, 233-241; Mesnevî-i Nûriye, Katre, 206-208)