Yirmi Birinci İddia: İnanma zorunluluğu. Dinlerin insanlara öldükten sonra yaşamaları ve cennete gidebilmeleri için zorunlu tuttuğu şeylerden biri de inançtır. Tanrı'ya, kıyamete, cennete, cehenneme, meleklere, kısaca masalın büyüsünü size yaşatacak her şeye inanmak zorundasınızdır. İnanmazsanız da sonsuz acıya tabi tutulmakla korkutulursunuz. Çünkü, bunlardan birinin ne kadar mantıksız olduğunu
fark ettiğiniz anda ipler çözülür. İbadet de insanları bu masalın içinde meşgul tutmak için uydurulmuş harika bir kurgu. O kadar çok ibadet edin ki, masalın içinde kalın ve köle toplumun itaatkâr kuzularından biri olun. Birileri de sizi dilediğinde kurban edebilsin… Tabii ki tanrılar için!
Cevabımız:
-Dinlerin özellikle İslam dininin kabul ettiği iman esaslarının doğruluğunu gösteren yüzlerce delil vardır. İmtihanın temel harcı da bu iman esaslarıdır. Buna iman edenler kurtulur, iman etmeyenler ebedi olarak cehennemde kalırlar. İnsanların ölümden sonraki hayatla ilgili endişelerinden daha büyük bir meseleleri var mı? Cennet gibi ebedi bir saadet yurdunu kazanıp veya kaybetmekten daha büyük bir insanlık meselesinin olmadığını her vicdan sahibi tasdik edecektir. Çünkü, dinsiz insanların ölümden korkmalarının en büyük sebebi, ölümden sonra bir hayatın olup olmadığı yolundaki tereddütlerdir. Müminlerin ölümden korkmalarının sebebi ise, cenneti kazanıp kazanmayacağı yolundaki tereddütleridir.
-İşte İslam dini, bir yandan ahiret hayatını ispat etmek suretiyle insanları hiçlik çukuruna düşme korkularını izale ettiği gibi, ahiret memleketindeki cennet yurdunu kazanmanın yolu olan Allah kul olmayı da öğretmekle bu kaygılarını da ortadan kaldırmıştır. Semavi dinleri ve özellikle İslam dininin insanlığını en büyük sorunu olan bu konuyu açıklamasına ve gerçek yolunu göstermesine itiraz eden insan değil,
hayvan da olamaz.
-Allah'a kul olmak insanlar için en büyük şeref nişanesidir. Zira herkes intisap ettiği yere göre bir şeref kazanır. Kâinatın yaratıcısına intisap etmekten ibaret olan iman ve kulluk gibi bir şereften daha
büyük bir insanlık şerefi olamaz.
Çünkü, Allah'a kul olmak kula kul olmaktan kurtuluş reçetesidir. Fayda ve zararı elinde tutanın yalnız Allah olduğunu bilen bir insanın bütün dünyaya meydan okuması mümkündür. "Hakiki imanı elde eden kimseyi dünya bomba olup patlasa ihtimaldir ki onu korkutmaz."
Demek ki, bütün faziletlerin, şereflerin kaynağı iman olduğu gibi, şecaat ve cesaretin kaynağı da Allah'a ve ahirete imandır. Buna mukabil, bütün rezilliklerin, süfliliklerin kaynağı imansızlık ve ateizm olduğu gibi, korkaklığın ve alçaklığın da en büyük kaynağı da bu tür dinsizliklerdir.