Bir cami bir vefa

Hayrettin KARAMAN

Merhum Aliya İzzet'in en büyük emeli Osmanlı'nın terk etmek mecburiyetinde kaldığı Bosna'da bir İslam devleti kurmak, din ve medeniyet olarak İslam'ı ihya etmekti. Ben her iki kelimede de problemler bulunmakla beraber "ihya" kelimesini "inşa" kelimesine tercih ediyorum. İhya bir çeşit restorasyondur; aslına uygun hale getirmektir ve klasik kaynaklardaki "tecdid"e denk düşebilir. İnşa ise eskisi var ise yıkarak, yok ise yeniden "yeni bir şey yapmak"tır. Bu ise "ıslahat" manasında değil de "değiştirme" manasında reforma denk düşebilir.

Gerçi "ıstalahta (ad koymada, kavramlaştırmada) kavga olmaz" derler; insan makadını açıkça ifade edince kullandığı isim/adlandırma önemini kaybeder.

İslam'ı ihya etmek, yaşadığımız çağda, insanlığın ve insanımızın ihtiyaçlarını göz önüne alarak, ilk devir mütefekkir ve ulemasının kendi devirleri için yaptıklarını bu devir için yapmaktır. Aynı kaynaklar, aynı usul, ama uygulama alanı farklı olduğu için sonuç da "meşruiyet çerçevesinde" farklı olacaktır.

Aliya kısa sayılacak ve gailelerle dolu ömrü içine müspet manada ihya veya inşa projesini fikir ve fiil olarak ortaya koymayı başarmıştır. İşin fiil kısmı yetişmiş bir kadroyu, sabır ve fedâkârlıkla yürütülecek uzunca bir süreci gerekli kılıyor. Yetişmiş kadro aileden başlayıp cemiyet ve okul içinde devam edecek bir eğitimi zorunlu hale getiriyor. İşte bu sebeple Aliya, Boşnak kızların Boşnak veya Türk (müslüman) erkeklerle evlenmesini istiyor. Aynı amaca yönelik okullar ve özellikle bir üniversite üzerinde ısrar ediyor. Bu program yalnızca Bosna'nın değil, hemen bütün İslam dünyasının muhtaç olduğu bir programdır. Buna destek vermek de bir cihadın desteklenmesidir.

Aliya'ya vefa kabilinden yapılacak çok şey var; bunlardan biri de onun adını taşıyan bir cami inşası.

Bosna-Hersek Cumhuriyetinde dikkatimizi çeken şey "semboller yarışı veya savaşı" oldu. Hristiyanlar dağlara taşlara haç dikerken müslümanlar da minareli mescidler/camiler yapıyorlar. Aynı yarışı Makedonya ve Kosova'da da görmüştük. Aliya yaşarken biri ona "Bizim haçlarımız sizin minarelerinizden yüksek" demiş, o da "Bizim hilalimiz sizin haçlarınızdan çok daha yüksekte" cevabını vermiş. Yani bu yarış/savaş yeni de değil.

Sarayova'ya İslam ülkeleri camiler yapmışlar ve bu camiler onların (ülkelerin) adlarıyla anılıyor. Türkiye'nin burada yaptığı yeni bir cami yok. Radyo Bir'in kurucusu ve yöneticisi olan, merhum Aliya'nın yakınında bulunup yetişmiş, gazi ve mütefekkir bir genç, Aliya adına bir cami yapmak istediklerini, yerinin ve projesinin hazır olduğunu, bunu Türkiye'nin yapmasının çok manidar olacağını ifade etti. Biz de bu teklife heyecanla katıldık. İnşaallah Türkiye o camiyi inşa ve merhum Aliya'nın aziz hatırasına armağan eder!

(Başbakanımızın bu yazıyı okuması bile bu hayırlı hizmetin ifası için yeter ve artar).

Yeni Şafak

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.