Risale Haber-Haber Merkezi
Gazeteci Mehmet Ali Bulut, elinde güç varken kahraman edası takınan isimlerin mahkemeye düşerken gösterdikleri pısmış ve ürkek hallerini Nur talebelerinin duruşu ile karşılaştırdı.
28 Şubat’ın kudretli askeri Çevik Bir örneğini veren Bulut, Abdullah Öcalan’ın da yakalandığında “zavallı, çaresiz, can derdine düşmüş, canını kurtarmak için her türlü zilleti kabul edecek kadar küçülmüş bir aciz” olduğunu vurguladı.
Çevik Bir’in de aynı durumda olduğunu ifade eden Bulut, “Uçakta Ankara’ya götürülürken, pısmış, gardı düşmüş, içindeki korkuyu kontrol etmekte hayli zorlanan bir zavallı gibi görünüyordu. O görüntü nedense aklıma Öcalan’ın uçaktaki halini hatırlatmıştı. Dilime o anda şu cümle döküldü: Demek ki ısmarlama iş yapanlar böyle oluyor” dedi.
Elinde herhangi bir silah ve güç olmayan Nur talebelerinin Risale-i Nur’da yer alan mahkeme savunmalarını okuduğunu hatırlatan Bulut, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İtalyanların yargılayıp idama mahkûm ettiği Ömer Muhtar’ı düşünün. Ne kadar vakur, ne kadar âlicenap ve dingindi. Hasımları bile ona saygı duymuşlardı.
Geçiniz onu, son zamanlarda ifadelerini sıkça okuduğum Risale-i Nur’un sıradan hadimlerinin hâkimler ve savcıların iddiaları karşısındaki duruşlarını pervasızlıklarını düşündükçe, ‘bu işte bir tuhaflık var’ demekten kendimi alamadım.
“Çevik Bir’in duruşu, yaklaşımı hiç de bir zamanlar astığı astık, mangalda kül bırakmayan, bin yıl sürecek bir süreci başlatan ve bunun için her şeyi göze almış gibi görünen bir liderin, bir öncünün duruşu değildi. Aksine tıpkı Öcalan gibi efendisinin ihanetine uğramış ve bu yüzden de akıbeti konusunda endişeye kapılmış, ihalenin ceremesini ödemeye mecbur edilmiş bir ‘taşeron’ un haline benziyordu.”