Bediüzzaman’ın her bahsin başında ifade ettiği esas cümleleri vardır. Esas cümle bir bahsin çekirdeğidir. Bütün açıklamalar bu çekirdekten çıkar. Bediüzzaman bu esas cümlelere Mucizat-ı Kur’an’iye risalesinde açılış anlamına gelen Fatiha diyor. Batı estetiğinde ise buna opening and closing deniyor.
Kur’an’ın bazı sürelerindeki Fatihalara /açılışlara dikkati çeker Bediüzzaman. “Hem,
Bediüzzaman’ın talebesi olmanın bir şartı hem Kur’an’ı okumak hem de yukardaki sürelerin başlarına dikkat etmeyi gerektirir. Çünkü burada yazar talebelerine tavsiye ediyor veya emrediyor. Bu surelerin başlarını konuşmak ayrı bir bahis olur.
Burada hepimizin bildiği Dördüncü Söz’ün açılış cümlesine bakalım.
“Namaz ne kadar kıymettar ve mühim. Hem ne kadar ucuz ve az bir masraf ile kazanılır.”
İki yönlü bir cümle. Birinci kısmın üç parçası var ne kadar/kıymettar/ve mühim. Ne kadar miktar bildiren bir sıfat. Belli olmayan bir miktarı ve değeri ifade ediyor, çokluk anlamında ama önü açık. Bir şeye ne kadar büyük, ne kadar çok, ne kadar fazla deriz. Yani değeri ‘çok’un ötesinde demek.
Ne kadar kıymettar/ kıymeti takdir edilemez demek değil mi? Kıymeti takdir edilemeyen ne, namaz. Yani namazın kıymeti belirlenemez. İkinci kelime kıymet, namazın kıymeti ne kadardır, ne kadar ile ifade edilen sonsuz denebilir. Bir de mühim. Mühim çok önemli demek, namaz ne kadar mühim bunun da önü açık, sınırlanamaz önemi.
Sonraki cümlede ise, “hem ne kadar ucuz ve az bir masraf ile kazanılır.”
Bir şey önemli ve kıymetli ise kolay kazanılmaz, mesela altın kıymetli ve mühimdir. Kolay elde edilmez. Böyle bir cümle kursak gülünç olur, altın ne kadar kıymetli ve mühim hem ne kadar ucuz ve az bir masraf ile kazanılır. Bu cümleye gülünür.
Namaz kıymettar ve mühim ancak çok büyük zorluklarla elde edilir deseydi, biz ne diyecektik. Mesela diyebilirdiki beş kilometre yürüyüp, temiz bir su ile banyo yapıp, düzgün bir kıyafetle Allah’ın huzuruna çıkılır, o zaman kimse namaz kılmazdı herhalde.
Ama Bediüzzaman harika bir cümle kuruyor. Bu kadar kıymetli ve mühim ama ne kadar ucuz. Namazdan ucuz ne var, maydanozdan ucuz, soğandan pahalı, her namaz bir demet soğan fiyatı olsaydı yine kimse namaz kılmazdı. Dün bir demet soğan aldım üç buçuk lira. Beş vakitte yirmi liraya yakın yine kimse namaz kılmazdı.
Namaz kılmak için sadece su ile uzuvlarını yıkıyorsun, daha bundan ucuz ne var, masrafı ne kadar yine su kadar, sonra bir kelime kullanılıyor. Kazanılır. Çok kıymettar bir şey en ucuz şeyle kazanılıyor. Eşine bir bilezik aldın iki bin lira namaza eş değer değil, ama namaz su kadar ucuz. Kulum o altına şu kadar parayı verdin ama su ile hazırlanıp bana gelmedin, bu nasıl akıldır söyle bana.
Namaz konusundaki bir cümleyi tahlil ettik, var kıyas eyle.