Mahmut Osmanoğlu - Oktay Mehmet'İn haberi
Somali'de milyonlarca kişi açlığın pençesinde kıvranırken, Türkiye'den bölgeye giden yardımlar yaraları bir nebze olsun sarıyor. Yapılan kampanyalarla birlikte toplanan yardımlar Somali ve Kenya'da ihtiyaç sahiplerine ulaştırılıyor.
Kuraklık ve açlıktan dolayı başkent Mogadişu'ya akın edenlerin yanında kimi Somali vatandaşları da çareyi Kenya'ya sığınmakta buluyor. Bir dilim ekmek bulabilmek için çocuklarıyla birlikte yüzlerce kilometre yürümeyi göze alanlar bile var.
Son yılların en büyük kuraklığı ve iç savaş, özellikle Somali'de insanlık dramına sahne oluyor. Bir parça ekmek bulabilmek için başkent Mogadişu'ya 10'larca, hatta 100'lerce kilometre uzaktan yürüyerek gelen Somali halkı, burada oluşturulan kamplarda yardım bekliyor. Yaşanan açlık felaketinin önüne geçebilmek ve yardım bekleyen insanların derdine derman olabilmek için Türkiye'de başlatılan kampanyalar sonuç vermeye başladı. Diyanet İşleri Başkanlığı, TİKA gibi kurumların yanında birçok sivil toplum kuruluşu da bölgeye yardım götürmek için seferber olmuş durumda. İHH İnsani Yardım Vakfı, Kimse Yok Mu Derneği ve Deniz Feneri Derneği, açlığın hüküm sürdüğü Somali'nin yanında Kenya'da da yardım faaliyetlerini sürdürüyor. Yardım götürülen bazı bölgelerde ise yürek burkan manzaralara şahit olunuyor. Örneğin İHH'nın yardım götürdüğü yerlerden biri olan Kenya'daki 'Dadaab Mülteci Kampı'nda en fazla 90 bin kişi olması gerekirken, sayının 480 bin kişiye ulaştığı belirtiliyor.
TEK KAMPA GÜNDE 1600 KİŞİ
İHH İnsani Yardım Vakfı Acil Yardımlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Murat Kavakdan, vakıf olarak yaklaşık 15 yıldır bölgede faaliyet gösterdiklerini anlatarak, "Somali'de bugüne kadar 350'ye yakın kuyu açtık. 50'ye yakın cami, mescit ve eğitim amaçlı binalar yaptık. Bölgede son dönemde ağırlıklı olarak faaliyet gösterdiğimiz 'Dadaab Mülteci Kampı' 20 yıl önce kurulan bir kamp ve 90 bin kişiye göre planmış. Bugün ise kampta yaklaşık 480 bin kişinin kaldığı ifade ediliyor. Kampa her gün 1600 insan giriş yapıyor" dedi. Kavakdan, Kenya'da halkın bir bölümünün geçimini tarımla sağladığına işaret ederek, "Kenya'nın başkenti Nairobi'ye yıllar önce kuraklık nedeniyle gelen ve Kenya vatandaşı olan Somalililer ise yaşamını olumsuz koşullara rağmen sürdürmeye çalışıyor. Kuraklık Kenya'da Somalililerin yoğun bir biçimde yaşadığı Garisa bölgesini de olumsuz etkilemiş durumda. Kenya'da kuraklıktan etkilenen bölgelerde de gıda dağıtımı yapacağız. Önceliği ise yüzlerce kilometre yol katederek kamplara ulaşan kadın ve çocuklara veriyoruz" diye konuştu.
5 çocuğuyla aç ve susuz yollarda
Somali'den 10 gün önce 5 çocuğuyla yola çıkan Habibe Selad (40) adlı mülteci, aç ve susuz olarak uzun bir yol katettikten sonra bugün kampa sığındıklarını söyledi. Selad, güneş battıktan sonra ağaçların altında gecelediklerini belirterek, "10 gündür yoldayız. Aç ve susuz olarak yürüyerek buraya vardık. Bir çoğumuz hastalandı ve zor zamanlar geçirdik" dedi. Somali'den yola çıkan bir başka mülteci İdoi Omar (55) da birçok yakınını açlık ve susuzluktan dolayı kaybettiklerini ve çok zor günler geçirdiklerini belirterek, "Somali'de 20 tane keçimiz vardı ve bunlarla geçimimizi sağlıyorduk. Kuraklık dolayısıyla onları da kaybedince başka bir geçim kaynağımız kalmadı ve yollara düştük. Yolda yiyecek bulduğumuz zaman yedik ve dinlendik. Uzun bir yolculuğun ardından bugün kampa vardık" diye konuştu. 'Afrika Boynuzu' olarak da adlandırılan Etiyopya, Kenya, Cibuti ve Somali'yi etkileyen kuraklıktan 12.4 milyon insanın etkilendiği belirtiliyor.
Fitreler yerine ulaştı
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın "Her Evden Bir Fitre, Bir İftar Afrika'ya" sloganıyla başlattığı kampanya çerçevesinde toplanan 'fitre yardımları' bölgeye ulaştı. Diyanet Vakfı yetkilileri Somali'nin başkenti Mogadişu'da, içinde 102 kampın bulunduğu Hodan bölgesindeki Hidaye kampında halka gıda paketleri dağıttı. Kampta izdihamın önüne geçmek için daha önce hiç yardım almadığı tespit edilen ailelere önce paket fişleri verilerek, sıraya girmeleri sağlandı. Diyanet Vakfı Dış İlişkiler Müdürü Mustafa Tutkun, Hidaye kampında toplamda 1600 paketin dağıtımının yapılmış olduğunu aktardı. Sağlık Bakanı Recep Akdağ da Afrika'ya yardım kampanyası başlattıklarını açıkladı. Afrika'nın çığlığına çocuklar da duyarsız kalmadı. Kayseri'de yaşıtlarına yardım etmek isteyen çocuklar tezgah kurup oyuncak sattı.
10 YILDA 2 MİLYAR DOLAR
İstanbul'daki bazı üst düzey bürokrat ve işadamlarına iftar veren AK Parti Edirne Milletvekili Mehmet Müezzinoğlu ise Türkiye'nin son on yılda yaşanan deprem felaketleri ve açlıkla sarsılan ülkelere son 10 yılda yaptığı yardımların 2 milyar doları bulduğunu söyledi. Ramazan'da Türk insanının merhamet duygusunun bir kez daha ortaya çıktığına dikkat çeken Müezzinoğlu, herkesi Somali'ye yardım etmeye davet etti.
'Burak A' Somali'ye umut taşıyacak
Yardım malzemelerini yükleme işleminin tamamlanmasının ardından Somali'ye gönderilecek Türk bandıralı yardım gemisi 'Burak A'ya yükleme işleminin başlatılması nedeniyle, Avcılar Ambarlı limanında tören düzenlendi. Törene Başbakan Yardımcısı Bozdağ'ı, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, TİKA Başkanı Dr. Serdar Çam, Kızılay Başkan Vekili Ahmet Lütfi Akar ve AFAD Başkan Vekili Ejder Kaya ve İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu katıldı. Törende konuşan Bozdağ, Somali'de yaşanan sıkıntının, dünyanınortak ayıbı olduğunu belirterek, 'Türk milletinin gösterdiği hamiyetperverliği diğer ülke ve vatandaşların da göstermesi halinde, Somali'deki sıkıntı el birliği ile kısa sürede sona erecektir' dedi. Konuşmaların ardından yükleme işlemlerine başlanan geminin en kısa zamanda Somali'ye nareket edeceği bildirildi
Eşşebab: Türkiye gelsin, destekleriz
Somali'de iç kargaşanın sorumlusu olarak gösterilen 'Eşşebab' örgütünden Türkiye'ye ilginç bir çağrı geldi: "Başka ülkelerden yardım istemiyoruz. Türkiye yardım edecekse, her türlü kolaylığı göstermeye ve limanlarımızı açmaya hazırız"
Dadaab Göçmen Kampı - Kenya
Güney Afrika 'Açlık Üçgeni'nde yani Somali, Kenya, Etyopya bölgesinde yaşanan açlıkla ilgili Somali'nin önemli bir kısmının denetimi elinde bulunduran Eşşebab'ın adı 'haraç' ve 'tehdit' ile birlikte anılıyor. Tam adı Hareketüş Şebabil Mücahidin (Genç Mücahitler Hareketi) olan örgüt, uluslararası camiadan gelen yardımları ya engelliyor ya da yardımların yerine ulaşabilmesi için haraç alıyor. Eşşebab'ın hüküm sürdüğü bölgelerde 'açlık' manzaralarının daha da kötü olduğu öne sürülüyor. Somali içinde bu örgütün denetimi altında bulunan bölgelere gitmeden bu iddiaları doğrulamak veya yalanlamak zor.
Eşşebab Batılılar tarafından Elkaide bağlantılı olarak nitelenmesine rağmen, lideri bu iddiaları 2010 yılına kadar reddetti. Eşşebab 2006'da o dönem Somali'nin önemli bir kesimini elinde bulunduran İslami Mahkemeler Birliği'nin gençlik örgütü olarak kurulmuştu. İslami Mahkemeler Birliği'nin Etiyopya destekli Geçici Federal Hükümet güçleri tarafında iktidardan düşürülmesi ardından güç kazanmış bir grup.
Eşşebab'ın Güney liderliğinin özellikle de Muhtar Ali Robow ve Şeyh Hasan Dahir Aweys'in Batı yardımını kabul etme yanlısı oldukları ama tepedeki lider Ahmet Abdi Godane'nin onlara karşı çıktığı söyleniyor. Güney Afrika 'Açlık Üçgeni'nin önemli bir ayağını oluşturması hasebiyle biz de YENİ ŞAFAK olarak konuyu ilk elden öğrenebilmek amacıyla yaptığımız çalışmalarda Eşşebab sözcülerinden Hasan Adem Yakub'a ulaştık. Kendilerinin açlıktan kırılan Somali halkına yardım yapacak insani yardım kuruluşları ile ilgili tavrını sorduk. O da bizi, onlara ait olan İnsani Yardım Komitesi'nin başkanı Ebu Eymen'e yönlendirdi. Ebu Eymen kontrolü altındaki bölgelerde güvenlik ve istikrar olduğunu, Türkiye de dahil Müslüman ülkelerden yardıma gelmek isteyenlerin gelebilecekleri ve güvenlik içerisinde ve kendilerinin destekleri ile yardımlarını yapabileceklerini söyledi. Müslümanları bir beden gibi değerlendirdiklerini, bedende herhangi bir organın acısını diğer organların da hissedeceğini dolayısıyla Müslümanların Somali'deki açlıktan muzdarip insanlara yardımının normal olduğunu söyledi. Ebu Eymen, Kenya üzerinden yardım faaliyetlerine ise sıcak bakmıyor. Kenya ile aralarının iyi olmadığını belirten Eymen, insani yardım kuruluşlarıyla ise bir problemlerinin olmadığını dile getiriyor. Eymen, yardım yapmak isteyenlerin yardımlarıyla hemen gelebilecekleri, hatta kendi kontrollerinde olan ülkenin güneyindeki Kismayo şehrindeki liman ve havaalanını kullandırabileceklerinin özellikle altını çizdi. Çünkü Mogadişu'ya gelen yardımlar çoğu zaman güney bölgelere ulaştırılamıyor. Ülkenin güneyi tamamen Eşşebab'ın kontrolünde ve yardım kuruluşları bu bölgelere giremiyor. Kismayo limanı ve havaalanı, açlığın en yoğun yaşandığı bölgenin de giriş kapısı olabilir. Önemli olan bu bölgenin sorumluluğunu elinde bulunduranlara ulaşabilmek, trajedinin önemini anlatabilmek ve yardımın hayati bir gereklilik olduğunu onlara anlatabilmek.
Ebu Eymen'in konuşmasından bir güvenlik algısı hissediliyor. Eymen, gelenlerin yardım amacıyla gelmesini istiyor. İçişlerine karışılmamasını, yardım malzemeleri içinde silah getirilmemesini özellikle vurguluyor. Güney Afrika'daki açlık üçgeninde önemli oyunculardan biri olan Eşşebab örgütünün insani yardımlarla ilgili oluşturduğu komite başkanının görüşleri bu şekilde...
Yeni Şafak