Bir din adamının terörü bitirme sırrı

İrlandalı Rahip Reid, IRA ve ETA terörünün nasıl bittiğini anlattı

Bilge Eser’in röportajı:

1988'de öldürülen iki İngiliz askeri için dua eden İrlandalı rahip Alec Reid, sonra IRA ve ETA gibi örgütlerin ateşkesinde başrolü oynadı. Reid, "Diyalog, tarafların haysiyetlerini ve haklarını koruyarak çatışmaları sonlandırma gücüne sahiptir" diyor.

Her şeyin nedeni 1988 yılındaki bir cenazeydi. Ayrılık yanlısı Kuzey İrlandalılar öldürülen "yoldaşları" için cenaze düzenlemişlerdi. İçeriye sızan iki Britanya askerini (Royal Signals) fark ettikleri zaman silahlı çatışma çıktı ve iki asker öldürüldü. O anda cenazede bulunan İrlandalı rahip Alec Reid, "düşman!" olmalarına karşın polislerden birinin başına çökerek dua etmeye ve son görevini yerine getirmeye çalıştı. O fotoğraf tarihe geçerken, Reid de olayın silahlarla ve kanla çözülmeyeceğine karar verdi. Tarafları masaya oturtup ateşkes sağlayana kadar da vazgeçmeyecekti. Sabırlı mücadelesiyle, hem IRA'nın siyasi taraflarını hem de İngiltere hükümetini masaya oturttu ve "konuşmalarını" sağladı. Çabalarının sonunda IRA, 2005'te silahları tamamen bıraktığını açıkladı. Reid, bu kez kanın aktığı bir başka Avrupa ülkesinden, İspanya'dan yardım çağrısı aldı. 2006'nın mart ayında da ayrılıkçı ETA örgütü, 38 yıllık silahlı mücadeleyi sonlandırdıklarını açıklayarak kalıcı ateşkes ilan etti.

OLAYLARIN ORTASINDAYDIM

İrlanda'nın başkenti Dublin'den SABAH'ın sorularını yanıtlayan rahip Alec Reid, "İrlanda'da, İspanya'da ya da Ortadoğu'da olsun, tüm siyasi çatışmaları sonlandırmanın tek bir yolu vardır: Taraflarla diyalog. Başka hiç ama hiçbir yolu olamaz. Diyalog, tarafların haysiyetlerini ve haklarını tamamen koruyarak siyasi çatışmaları sonlandırma gücüne sahiptir" diyor. İşte Reid'in çözüm önerileri:

* Siz bir rahipsiniz. Hem Kuzey İrlanda hem de İspanya müzakerelerinde masadaydınız. Neden bu konulara ilgi duydunuz?

Yaşadığım Clonard Manastırı, Belfast'taydı ve 1969 yılında başlayan olayların tam da ortasındaydı. O zamanlar Britanya yanlıları (Loyalists) o bölgeyi tamamen işgal etmişlerdi ve İrlandalı milliyetçilere saldırıp evlerini yakıyorlardı. En başından hem rahip, hem de vatandaş olarak duruma dahil olmuştum. Kuzey İrlanda halkının çektiği sıkıntıları ilk elden yaşıyordum. Sadece kurbanların acılarına değil, hayatları baştan sona geri dönülemez şekilde değişenlerin de yaşadıklarına tanık oluyorduk. Bir rahip olarak çevremdeki acıları bitirmenin görevim olduğuna karar verdim. Hayatım boyunca kendime şunu söyledim: Sen yanında öldürülecek veya yaralanacak kişinin şahidisin ve ondan sorumlusun. Bu nedenle de bir şeyler yapmaya karar verdim. Kuzey İrlanda'daki barış ve uzlaşı çalışmalarımın sonucu olarak da 2000 yılından beri süregelen Bask sorununu çözmek için İspanya'ya davet edildim.

* Masaya oturduğunuzda kimin haklı kimin haksız olduğuna mı karar veriyorsunuz yoksa sadece birbirlerini anlamalarına mı yardımcı oluyorsunuz?

Ortada bir çatışma varsa, bunu çözmenin herkesin çıkarına olduğu konusunda tarafları ikna etmelisiniz. Bunun da tek bir yolu vardır: diyalog. Bu nedenle de diyalog ortamı yakalayana kadar her iki tarafla da müzakere etmek zorundasınızdır. Ancak şunu mutlaka söylemeliyim ki masaya birlikte oturduğunuz kişiler "samimi" olmak zorunda. Zaten iki taraf da çok acı çekmiştir ve bu acılara bir son vermek için o masadadırlar.

* Siz Sinn Fein lideri Gerry Adams'ın "akıl hocası" ydınız ve de IRA'yı silahları bırakmasına ikna ettiniz. Adams ile Sosyal Demokrat ve İşçi Partisi lideri John Hume'a ne tür tavsiyeler verdiniz?

Yukarıda sözünü ettiğim "samimi" insanlar vardı ya; işte Adams ile Hume onlara birer örnekti. Kuzey İrlanda'da yıllardır süren çatışmayı artık durdurmak için diyaloga girmişler, görüşmelere başlamışlardı. Görüşme masasına IRA ateşkesi ve Kuzey İrlanda'daki siyasi süreci oluşturacak gerçekten hayati değer taşıyan farklı açılımlar, görüşler getirdiler.

ÖLDÜRÜLMEKTEN KORKMADIM

* Bask bölgesinin de barış görüşmelerinde arabuluculuk yaptınız. Ülkeniz dışındaki bir konuya dahil olmak zor değil miydi? İspanya hükümeti ve Bask Başkanı Ibarretxe'ye ne tür fikirler verdiniz?

Bask görüşmelerine 2000 yılında Bilbao Başpiskoposu tarafından çağrılınca dahil oldum. Vatanım için neler yaptıysam aynısını da İspanya için yaptım. İrlanda'da, İspanya'da, Ortadoğu'da olsun tüm siyasi çatışmaları sonlandırmanın tek bir yolu vardır: taraflarla diyalog. Başka hiç ama hiçbir yolu olamaz. Bu bizim Kuzey İrlanda sürecinden çıkardığımız bir dersti ve küresel boyutta da uygulanabileceğini gördük. Diyalog, tarafların haysiyetlerini ve haklarını tamamen koruyarak siyasi çatışmaları sonlandırma gücüne sahiptir.

* IRA'nın silahları bırakmasına tanık olduğunuzda neler hissettiniz?

2005 yılında IRA bir daha kullanmamak üzere silahlarını tamamen bıraktı. Aslında bu, İrlanda'da siyasi şiddet geleneğinin de sonu anlamına geliyordu. Bu nedenle de hiç olmadığım kadar mutluydum.

* Bir tarafın "terörist" diye nitelendirdiği kişilerle görüştünüz. Hiç öldürülmekten, çevrenizden dışlanmaktan korkmadınız mı?

Asla. Öldürülmek gibi bir korkum hiç olmadı. Sadece iki bölgeye barış getiren birkaç insandan biriydim, bu da gurur vericiydi.

* Türkiye de son zamanlarda benzer bir süreçten geçiyor. Siz buradaki sürece dahil olanlara ne önerirsiniz?

Türk hükümeti ile PKK arasındaki süreçten haberim var ancak derinlemesine bilmiyorum. Size yapabileceğim en büyük iyilik, yukarıda saydığım başlıkları uygulamanız. Biz bunu İrlanda ve İspanya'da uyguladıysak siz de Türkiye'de gerçekleştirebilirsiniz. Tek bir tavsiyem olacaktır: Masaya oturun ve diyalog sağlayın.

* O güne kadar hiç konuşmamış ve birbirlerine "düşman" kesilmiş kişileri buluşturmak, aracı olmak zor muydu?

Eğer siz de aynı süreçten geçiyorsanız şunları tavsiye ederim:
1- İnanın:
Her şeyi inanarak yapın. Yürekten ve gerçekten inanarak...

2- Diyaloğa girin ve dinleyin:
Tarafların ortaya koydukları noktaları ve mağduriyetleri dikkatle dinlemeli ve üzerinde anlaştıkları en az 2 ya da 3 nokta bulmalısınız.

3- Sabır ve gayret gösterin:
Bu sürecin uzun sürebileceğini ve beklediğinizden daha fazla vakit harcayacağınızı unutmamalısınız.

4- Alçakgönüllü ve dürüst olun:
Gizli bir gündeminiz olmamalı. Bir durum üzerinde kendi "çıkarınızı" ortaya koymayın. Tüm taraflara aynı mesafede durarak "birleştirici" bir rolünüz olmalı. Elinizdeki bilgileri dürüst ve güvenilir bir şekilde ortaya koyun.

5- Mesafenizi koruyun:
Sürecin içine duygusal olarak çok fazla dahil olursanız siyasi bir çatışmaya hiçbir şekilde yardımcı olamazsınız. Uyuyamıyor ve stres yaşıyorsanız yanlış yoldasınız demektir. Elinizden geleni yapın ve gerisini zamana, Tanrı'ya ve hayata bırakın. Önünüze dağ gibi zorluklar yığılacaktır. Ancak şunu bilin ki asla bu dağları hemen ve tek başınıza aşamazsınız. Önünüze çıkan zorlukların sizi yıldırmasına asla izin vermeyeceğine inanırsanız, azimle çalışmaya devam edersiniz.

Sabah

Sosyal - Medya Haberleri