TVnet ve Yeni Şafak yazarı İsmail Halis'in Risale-i Nur hakkındaki mesnetsiz ithamlarına bir tepki de Akşam yazarı ve Türk- Alman Üniversitesi Öğretim Üyesi Taceddin Kutay'dan geldi.
"Risale-i Nur'un Kıymeti" başlıklı yazısında isim vermeden Halis'e cevap veren Kutay, Halis'i "tenkidden ziyade saldırmak"la eleştirdi.
Risale-i Nur'un ümit kaynağı olan birkaç güncel eserden birisi olduğuna dikkat çeken Kutay, "Beğenirsiniz-beğenmezsiniz, tarzınızdır-değildir, gıcık da olabilirsiniz. İnsani bir durum olarak görürüm ve saygı duyarım buna. Velakin bir dindarın Risale-i Nur'a ve benzeri eserlere özcü bir şekilde karşı çıkışının mala davara en ufak faydası var mıdır Allah aşkına?" dedi.
Kutay'ın yazısı şöyle:
TENKİDDEN ZİYADE SALDIRMAK VAR
İçinde yaşadığımız alınganlıklar ve tenkidler çağında, kendini var kılabilmek için alınganlığı ve tenkidi bir enstrüman olarak kullanmak oldukça cari. Maalesef tenkidin insaflısına denk gelmek ise oldukça zor. Bir de tenkidden ziyade saldırmak var ki, zaten insafa mahal bırakmıyor.
Şöyle bir kanaatim var, istatistik beyan edemem; ancak herkesin kendince bir tecrübesi vardır bu hususta: dine saldıranların ekserisi dini hazlardan yana hiç nasiptar olmamış kimselerdir. Tekke, tarikat tenkidi yapanların büyük kısmı meydan görmemiştir. Risale-i Nur'a yönelik ağır ithamlarda bulunanların da bu eserleri okumuş, içeriğine vakıf olmuş kimseler olmadığını düşünüyorum.
BİR DİNDARIN RİSALE-İ NUR'A KARŞI ÇIKIŞININ EN UFAK BİR FAYDASI VAR MI?
Dindar muhayyilesinin, bizi bin yıldır besleyen kaynaklardan ziyade İnstagram videolarıyla şekillendiği bir demde Risale-i Nur bize ümit kaynağı olan birkaç güncel eserden birisidir. Güncel deyişimin sebebi, elan geniş kitlelerce kabul gören ve yaygın şekilde okunan eserler sınıfında olmasıdır. İhya-u Ulumid Din gibi, Mektubat-Rabbani gibi, Hak Dini Kur'an Dili gibi v.b... Bütün bu eserlere düzensiz aralıklarla müracaat ediyorum. Bulduğum, kendisinden şüphe edilmeyen bir rehberliktir. Anlaşılıyor anlaşılmıyor tartışmasını ise anlamsız buluyorum. Anlamak isteyen her eseri anlar. Üç otuzluk ihtiyar değilim; ben okuyup da anlıyorsam kusura bakmayın emek veren herkes anlar. Her neyse meselemiz bu değil. Dini otoritelerin her geç gün daha fazla kulak ardı edildiği, inanç anarşizminin adeta bir doktrin olarak sunulduğu günümüzde, mezkur eserleri ve benzerlerini bir hat olarak önümüze koymaktan başka çaremiz yok. Bilem varsa rica ederim söylesin. Bendenize de teselli olur.
Beğenirsiniz-beğenmezsiniz, tarzınızdır-değildir, gıcık da olabilirsiniz. İnsani bir durum olarak görürüm ve saygı duyarım buna. Velakin bir dindarın Risale-i Nur'a ve benzeri eserlere özcü bir şekilde karşı çıkışının mala davara en ufak faydası var mıdır Allah aşkına?
TAM OLARAK SÖYLESİNLER LÜTFEN, RİSALE-İ NUR'UN HANGİ KİTABI, KAÇINCI SAYFA, HANGİ SATIR?
Sanırım temel motivasyonun ne olabileceği konusunda hepimiz benzer şeyler düşünüyoruzdur. Evvela benim şeyhim senin şeyhini döver kavgası sebebiyle dindar çevrelerin tenkidini hatırlıyorum. Ehl-i Sünnet olabilmenin yegane yolu kendilerine kelam rüşveti vermek olanlar "Risale-i Nur ehl-i sünnete muhaliftir" demişti bir ara. Saçma ve mesnetsiz elbette. İkinci olarak ise, kendilerini Risale-i Nur ve Bediüzzaman hazretlerine nispet eden kimi yapıların, siyasal ve sosyal konularda hepimizi hayal kırıklığına uğratan zigzaglarının oluşturduğu öfkenin altı çizilebilir. Evet, maalesef kendilerini bu esere nispet eden kimi hareketlerin kalbi ne hikmetse uzun yıllardır müslümanlarla müşterek atmaz oldu. Bir başka vesileyle buna da değinelim.
Lakin hadise oldukça açıktır: Risale-i Nur gibi içerik sahibi bir eser böyle bir motivasyonla özden eleştirilmez. Tam olarak söylesinler lütfen, hangi kitap, kaçıncı sayfa, hangi satır... Bakalım, belki biz de hak veriririz. Böyle bir eleştiride bulunamıyorlarsa da eleştirilerini sosyal ve siyasal zemine çeksinler lütfen. Zira Neda Armanerler, Faruk Güventürkler, Bahriye Üçoklar ve bunların takipçileri, derdi İslamiyetle olanlar zaten saçma içerik tenkidi metodunu yıllarca denedi. Başarısız oldu. Saçma, gereksiz ve kimseye zarardan başka bir getirisi yok.
Bu bahis insaflı bir sukut ile son bulmazsa daha uzar gider. Vesselam.