Hulusi Ağabey tevhid sırrına ermiş bir er kişi!
“Serapa Nur olan Kur’an-ı Mu’cizü’l-beyanın hak ve hakikatini bu asır insanlarının bilhassa fırak-ı dallenin gözlerine sokacak derecede bazı Kur’an lemeatının zahir olmasına murad-ı İlahi taalluk etmiş ve bu emri mühime felillahil’hamd muhterem Üstadımız vasıta olmuştur.”
Barla Lahikasının başında geçen bu mektupta, “işte hiç ender hiç olan bu talebenize de yine lütuf ve fazl ve inayet-i İlahi ile bu âli memuriyetini ifa eden aziz ve muhterem hocasına ve Hazret-i Kur’an hesabına pek cüz’i bir hademelik yaptırılmıştır” demekle ne nefsine ne de Üstadına pay vermektedir. “Vasıta” ve “yaptırılmıştır” kelimeleri tevhid denizinde iyice yıkananların söyleyeceği bir sözdür.
Tevhid derinliğine eriştikçe sır incelmekte, safi hakikat daha berrak görülmekte; insan, eşya, hadiseler, kâinat rahat okunur kitaba dönüşmektedir.
Hulusi ağabeyi dinlemeye devam edelim:
“Kur’an’ın nihayetsiz füyüzatından, tükenmez hazinesinden inayet-i Hak’la edindiğiniz ve tebliğe mezun olduğunuz manaları, cevherleri göstermekle, bildirmekle de bu biçare ve müştak talebe ve kardeşinize sonuna kadar vermek istediğinizi izhar ediyorsunuz ki: Bu suretle de, ebeden ve teşekkürle gözümün önünden, hayalimden ayrılmamaklığınız temin edilmiş oluyor.”
“Gözümün önünden ve hayalimden” ayrılmamak rabıta değil de ne? Talebe ve kardeş makamı ile Üstadına rabıta, gerçekte ise hakikatle rabıta kuruyor Hulusi Ağabey.
“Üstadım bana ve dinleyen her zevil akla, tarikat zamanı değil, imanı kurtarmak zamanıdır, beş vakit namazı hakkıyla eda et, namazın nihayetindeki tesbihleri yap, ittiba-ı sünnet et, yedi kebairi işleme dersini vermiştir” ifadeleri ile Risale-i Nur mesleğini özetlemiştir.
Risale talebesi böyle olur, Risaleye böyle talebe olunur; Gerçekte ise Kur’an’a talebe olunur.
Tevhid gönül aynasında parlayınca hakikat berrak görünüyor, herkesin derecesine göre değişiyor bu berraklık. Parlaklık sönük olursa görüntü bulanıklaşıyor, gürültü başlıyor, ölçü kaçıyor, denge bozuluyor!
Hulusi Ağabey gibi er kişi olmak için okumak yanında iyi okumak, güzel görmek, doğru tartmak gerekiyor vesselam.