Bir hazineyi sessizce çıkarıyorlar

'Doğru bilgi doğru kaynaktan alınır' düsturu ile yaklaşık dört yıldır yoldalar.

Kültür ve medeniyet deryasının içine dalmış sessizce bir hazineyi çıkarıyorlar. Oradan devşirdiklerini cömertçe okura sunuyorlar.

Sadece bir yayınevi değil burası. Bünyelerindeki kütüphane için Alberto Manguel'in Geceleyin Kütüphane adlı kitabında söylediği 'kütüphane sürekli büyüyen bir varlıktır' sözünün ete kemiğe bürünmüş hali diyebiliriz. Kütüphaneden içeriye girdiğinizde eski ve yeni kitap kokuları birbirine karışıp dört bir yanınızı sarıp sarmalıyor. Çamlıca Basım Yayın, tarihimizin kaynaklarına dair yayınlarıyla, kısa zamanda 'evladiyelik' denilecek türden pek çok kitap yayımladı. 'Fikir hayatımızın zenginleşmesine katkıda bulunmayı' hedefleyen yayınevi her geçen gün büyüyen kaynak eserler dizisiyle medeniyetimizin derinliklerini daha da açığa çıkaracak bir vazife görüyor.

Yazıcızâde Ali'nin Tevârîh-i Âl-i Selçuk'u, Abdurrahman Abdi Paşa'nın Vekâyinâme'si, Mehmed Atâullah Efendi'nin Şânâzâde Tarihi, Şecâ'atnâme, Haremeyn Hizmetleri, Selâhaddîn Eyyûbî, Vehbî Surnâmesi, Sahrâ-yı Kebîr'de Seyahat, Osmanlı Devrinde Kudüs, Osmanlı Devrinde Hicaz, Hamidiye Menba Suları ve Çeşmeleri, Osmanlı Hastaneleri, Osmanlı Mektepleri... Uzayıp giden bir kitap silsilesi var karşımızda. Özenli baskıları ve görselliğiyle dikkat çeken kitapların fiyatının çok yüksek olacağını düşünmeyin zira yayınevi sadece 'çarkın dönmesi'nden yana. Bu onlar için kâfi. Öyle ki kimi yayıncılar ve okurlar "Bu güzelim kitapları neden bu kadar ucuza satıyorsunuz?" diye yakınıyormuş. Özellikle akademik çevrelerin ilgi gösterdiği kitaplar, çok derinlerde gömülü duran bir madenin nasıl gün yüzüne çıkabileceğinin güzel bir örneği.

GÜNEŞLİ'DE BİR KÜLTÜR HAZİNESİ

'Kitapların kendi yazgıları vardır' derler. Çamlıca Basım Yayın da kıyıda köşede kalmış hazinelerin peşine düşüp, onları kültür hayatımıza kazandırıyor. Bir anlamda kitapların talihini değiştiriyor. Bünyesinde kurulan Güneşli'deki Çamlıca Basım Yayın ve Araştırma Kütüphanesi ile "kültür ve medeniyetimize dair ilmî araştırmalar yaparak farklı eserler ortaya koymayı, sahasında uzman araştırmacılar yetiştirmeyi, araştırma kütüphanesi ve dokümantasyon üniteleri kurarak araştırmacıların istifadesine sunmayı" amaçlıyor.

Tarih, edebiyat, coğrafya, İslâmî ilimler (tefsir, hadis, fıkıh), hukuk, mantık, felsefe, sosyoloji, bibliyografya, biyografi gibi başlıklar altında tamamen seçme eserlerden müteşekkil 100 binden fazla kitabın sahibi yayınevi, çok sayıda yazma eser, 10 bini aşan Osmanlıca matbu eser, 500 çeşit ve yaklaşık 45 bin fasikül süreli yayın, 4 bin civarında akademik tez arşivi, orijinal haritalar, belgeler, fotoğraflar, kartpostallar, posta pulları ve tablolardan oluşan büyük bir hazineyi saklıyor. Bu kitap denizi olan kütüphane, müzayedelerden alınan ve bağışlarla gelen eserlerle gittikçe derinleşiyor. Bununla birlikte yeni çıkan bütün ilmî, tarihî ve kültürel eserler, süreli yayınlar kütüphanenin kapısından içeriye giriyor ve bu 'varlık' sürekli büyüyor.

Manguel "Kitaplarla dolu bir odaya ilk kez adım atan hiç kimse, içgüdüsel olarak nasıl davranacağını, ne bekleneceğini, neyin vaat edildiğini, neye izin verildiğini bilemez." der. Kayıt ve tasnif çalışmaları devam eden kütüphane herkesin ziyaretine açık. Uzak deyip erinmeden bu kütüphaneden içeriye girdiğinizde Manguel'in sözünü ettiği şaşkınlığı yaşayacağınız kesin. Çamlıca; İslam Araştırmaları Merkezi Kütüphanesi'ni (İSAM), Yıldız Sarayı Kütüphanesi'ni andırsa da daha farklı bir şeyler söylüyor.

Bir fırsatını bulup yolunuzu Çamlıca Basım Yayın ve Araştırma Kütüphanesi'ne düşürün. Kütüphaneyi kaybolmak için değil, bulmak için hazırlanmış bir labirent olarak tanımlayan Manguel'e hak verecek ve burada çok şey bulacaksınız.
Zaman

Edebiyat Haberleri