Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve Psikiyatrist Prof. Dr. Orhan Doğan, "Bir insan sosyal medyada anormal davranışlar gösteriyorsa, bunun altında yatan çeşitli çözümlenmemiş çatışmalar, sorunlar ve yanlış güdülenmeler vardır. Sosyal medyadaki anormal davranışların tümü bir anlamda eksikliği giderme çabalarıdır." dedi.
Bazı gençlerin sosyal medyada fenomen olma arzusunu, AA muhabirine değerlendiren Doğan, insanların tanınır ve bilinir olmayı istemelerinin normal olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Doğan, ünlü olma takıntısı, sosyal medyada fenomen olmak ve ilgi çekmek için uygunsuz davranışlarda bulunmanın ise anormal olduğunun altını çizerek, bu davranışların herkeste görülmediğini belirtti.
İnsan davranışlarının temellerinin büyük oranda erken çocukluk yıllarında atıldığına dikkati çeken Doğan, "Bebeklikte anne-bebek ilişkisinin doyumsuz olması, güven duygusunun gelişmemesi, ikinci yaştan itibaren yaşanan tuvalet eğitimi sorunları, cezalandırılma, 5-6 yaşlarında kişiliğin temellerinin sağlam atılamaması, kendini kendisinin ve başkalarının beğenmemesi, sonraki yıllarda iyi insan ilişkileri kuramama, kendini yetersiz görme, yanlış kişileri ve özellikleri örnek alma anormal davranışların altında yatan nedenler olabilir. Bunların tümünün bir kişide olması düşünülemez, birkaçı mutlaka daha ön plandadır." diye konuştu.
"Sosyal medyadaki anormal davranışlar eksikliği giderme çabası"
İnsanların normal davranışlarının uyum sağlamaya ve varlıklarını denge içinde sürdürmeye yönelik olduğuna işaret eden Doğan, şu değerlendirmede bulundu:
"Bir insan hayatında ve özellikle sosyal medyada anormal davranışlar gösteriyorsa, bunun altında yatan çeşitli çözümlenmemiş çatışmalar, sorunlar ve yanlış güdülenmeler vardır. Bu yaşantıların ortaya koyduğu açıkları kapama çabası, güvensizliği ve buna bağlı olarak üstünlük duygularını giderme istekleri bu davranışları ortaya çıkarabilir. Sosyal medyadaki anormal davranışların tümü bir anlamda eksikliği giderme çabalarıdır. Bunlarla kişi kendini daha değerli, daha güvenli, daha beğenilir görebilir fakat elbette bunlar gerçek değildir."
Prof. Dr. Doğan, bu anormal davranışların bazen şiddete dönüşebildiğine ve buna başvuran kişilerin ortak özelliklerinin kendilerini yetersiz, değersiz ve güvensiz görme olduğuna işaret etti.
"Sosyal medya doğru kullanıldığında önemli bir araçtır"
Araştırmalar sonucunda şiddete başvuran kişilerin çoğunun çocukluk yıllarında kötü muameleye maruz kaldığı ve istismara uğradığının ortaya çıktığını aktaran Doğan, "Şiddete başvurarak, kendilerini üstün görme, değerli görme ve güvende hissetme gibi duygular yaşayabilirler. Kendilerini doyumlu, huzurlu ve rahat hissedebilirler. Suçluluk duygusu hissetmezler, çoğu zaman uyguladıkları şiddetten zevk alırlar." ifadelerini kullandı.
Doğan, sosyal medyanın doğru kullanıldığında toplumsal değerleri, kuralları, gelenekleri, iyi ahlakı, iyi insanlığı öğretmede ve insanları eğitmede çok önemli bir araç olduğunu dile getirdi.
Gençlerin taklit yoluyla öğrenmeye meyilli olduklarını belirten Doğan, "Sosyal medya fenomenlerinin olumlu yönleri ve önerileri dikkate alınırsa, olumlu; olumsuz yönleri ve özellikleri dikkate alınırsa, olumsuz etkileri vardır. Sosyal medyada ünlü olmak için anormal davranışlar sergileyen gençlerin, toplumsal değerlerden yoksun, amaçsız, gelecek planlaması yapmayan, yüzeysel düşünen ve sorumluluk almayan bireyler olduğu söylenebilir. Günübirlik yaşayabilirler, kolaycıdırlar, bireycidirler ve 'emeksiz yemek' isterler." dedi.
"Anne-babalar, çocuklarına yaşamın amacını kazandırmalı"
Prof. Dr. Doğan, kişilik özelliklerinin ve davranışların temellerinin erken çocukluk yıllarında atıldığının göz önüne alınması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Anne-babalara, çocuk yetiştirme tutumlarının gözden geçirilmesi, aile birliğinin sağlanarak bağların güçlendirilmesi, çocukluk yıllarından itibaren kültürel özelliklerin kazandırılması, yaşamın amacı ve anlamının kazandırılması, yüz yüze insan ilişkilerinin geliştirilmesi, iletişimin artırılması, sosyal medya okuryazarlığının artırılması önerilebilir. Bunlar salt anne-babalar için değil, toplum için de geçerli olmalıdır. Tüm bunların gerçekleştirilebilmesi için, anne-babaların 'annelik-babalık yeterlilikleri'nin geliştirilmesi, onların evlenmeden anne-baba okullarına devam etmelerinin sağlanması, çocuk evliliklerinin ve ergen anneliklerinin önlenmesi yararlı olur."
İstenmeyen sonuçlar yaratan etkenlerin ortadan kaldırılmadıkça sorunların çözülmeyeceğini dile getiren Doğan, "Madem ki, gençler geleceğimizdir, geleceğimize daha çok özen gösterelim. Güvenli, özgür, yaratıcı, girişimci, sorumlu bir gençlik yaratmaya çalışalım." dedi.
AA