ABD'de yayınlanan bilimsel gelişmeleri yayınlayan ünlü Nature dergisi havadan suya, güneşten toprağa kadar canlıların yaşamasını sağlayan ekolojik sistemin bir yıllık maliyetini hesaplamış.
Çıkan rakam muhafazakar bir hesapla en az 33 trilyon dolar.
Yerkürede canlıların yaşaması için her yıl verilen hava, su, güneş, toprak ve bilumum ana ihtiyaç maddelerinin bir yıllık değeri bu kadarmış.
Üç tane sanayi ürünü çıkarıp, uzaya da uydu gönderince dünyayı kendimiz yarattık zannettik.
Yaşayan bütün canlılara bedava sunulan hava, su gibi yaşamak için olmazsa olmaz temel maddeleri sorumsuzca harcadık.
Bütün canlılar için verilen bu sermayeyi (özellikle ABD ve Avrupa ülkeleri gibi gelişmiş ülkeler) kişisel menfaatleri için kullandık.
Sanayileşme uğruna havayı ve suyu kirlettik.
***
Bu sorumsuzlukta büyük pay sahibi olan dünyayı yöneten idareciler ve sanayiciler, Bu hava ve suyu tekrar ilk verildiği gibi nasıl bol ve temiz hale getirebiliriz telaşındalar.
İstanbul'da başlayan Dünya Su Forumunda dünya ülkelerinin liderlerinin toplanmasının temel nedeni bu.
Suyu iyi kullansaydık bugün bu toplantının konusu, İnsanlığa faydalı olması için hava ve suyu daha farklı nasıl kullanabiliriz olurdu.
Şimdi çözüm için bir araya gelip konuşuyoruz ama sadece konuşuyoruz.
Sözler çok güzel ama içi boş ve karşılığı yok.
***
Konuşmalardan uygulama safhasına kaynakları iyice tüketince geçeceğiz.
İş dünyasının sorumsuz ve aç gözlülüğünden kaynaklanan dünyadaki dengesizliğe tüketici dediğimiz insanoğlu da elinden gelen katkıyı yapıyor.
Yani vatandaş cephesi de pek parlak değil.
Geçen yıl kuraklık ve su kıtlığından dolayı belediyeler, halka tasarruf çağrısında bulunurken araba, halı, kilim yıkamayı ve bahçe sulamayı yasaklamıştı.
Vatandaş uydu mu?
Harfiyen uyguladı ama gündüz!
Herkes bahçesini gece suladı, arabasını, halısını, kilimini gece yıkadı.
Neden?
Zabıta gördüğünde ceza yememek için, suyu tasarruflu kullanmak için değil.
Şahsi menfaatlerimiz söz konusu olduğunda umumi menfaatleri çiğnemekte hiçbir mahzur görmüyoruz.
Şimdi 1 milyar insanın temiz sudan mahrum olduğu dünyamızda Küresel kriz nasıl çıktı diye sormanın anlamı var mı?
200 milyon dolarlık yapay dünya tutmadı
16 Eylül 1991'de küçük bir grup bilim adamı Oracle Arizona'da Biyosfer 2 adlı, cam ve metalden imal edilmiş 13 bin metrekarelik ışıl ışıl bir küre şeklinde yapay bir dünyanın içine kapatıldılar.
İki yıl yerkürenin ana ekosistemin minyatür taklidini yaratma amaçlı bu köklü girişim sona erdiğinde, yapay ortam ölmek üzereydi.
Bir deri bir kemik kalmış olan araştırmacılar hayatta kalmalarını içeriye temiz hava pompalanmış olmasına borçluydular.
200 milyon dolarlık gelişkin donanıma rağmen Biyosfer 2 sadece 8 kişi için bile solunabilir hava, içilebilir su ve yeterli gıda üretmeyi başaramadı.
Oysa Biyosfer 1, yani hepimizin üzerinde yaşadığı gezegenimiz, bu işleri hiç çaba göstermeden, her gün 6 milyar insan için yerine getiriyor.
Şimdi bedava aldığımız hizmetlerin bitme tehlikesi var.
Hava ve su kirliliği ile dünya tehlikede.
Bu felaket fakir zengin ayırmıyacak.
Dünyada herhangi bir nedenden dolayı 2 dakikalığına hava alamama sorunu çıksa yeryüzünde bir tane canlı kalmaz
Biz hâlâ ne konuşuyoruz
Yeni Şafak