Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Mü’minler ancak kardeştirler. Onun için (herhangi bir anlaşmazlıkta)kardeşlerinizin arasını düzeltiniz ve Allah’tan korkunuz ki, rahmete nâil olasınız.” (el-Hucurât, 10)
Fahr-i Kâinât Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de hadîs-i şerîflerinde şöyle buyurmuştur:
“Îmân etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de tam îmân etmiş olmazsınız. Size bir şey söyleyeyim ki onu yaptığınız takdirde birbirinizi seversiniz: Aranızda selâmı yayınız.” (Müslim, Îmân, 93)
BİRBİRİNİ ALLAH İÇİN SEVENLER
“Yedi sınıf insan vardır ki Allah Teâlâ Hazretleri onları hiçbir gölgenin bulunmadığı bir günde, kendi (Arş’ının) gölgesiyle gölgelendirir… (Bu sınıflardan biri de) birbirlerini Allâh için seven, bir araya gelişleri ve ayrılışları bu muhabbetle gerçekleşen iki kişidir…” (Buhârî, Ezân, 36)
Bir kudsî hadîste de Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“Benim rızâm için birbirini sevenlere, Ben’im için birbirlerine ikramda bulunanlara, Ben’im için birbirlerine samîmiyetle îtimâd edip dost olanlara, akrabâ ve dostlarıyla irtibâtını kesmeyenlere ve Ben’im için ziyaretleşenlere Ben’im de muhabbetim tahakkuk etmiştir.” (Ahmed, V, 229)
Yine Allâh için kardeş olma ve birbirini sevme husûsunda Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle bir hâdise nakleder:
“Bir kimse başka bir köyde yaşayan, Allâh için sevdiği din kardeşini ziyaret etmek için yola çıktı. Allah Teâlâ, adamı gözetlemek için onun yolu üzerinde bir meleği vazifelendirdi. O kişi meleğin yanına gelince, melek:
«–Nereye gidiyorsun?» dedi. O zât:
«–Şu köyde bir din kardeşim var, onu görmeye gidiyorum.» cevabını verdi. Melek:
«–O kardeşinden elde etmek istediğin bir menfaatin mi var?» diye sordu. O zât ise:
«–Yok hayır, ben onu sırf Allah rızâsı için severim, onun için ziyaretine gidiyorum.» karşılığını verdi.
Bunun üzerine melek:
«–Ben, Allah Teâlâ’nın sana gönderdiği elçiyim. Sen onu nasıl seviyorsan Allah da seni öylece seviyor.» dedi.” (Müslim, Birr, 38; Ahmed, II, 292)
Hizmet ehlinin birbirini sevmesi, kalplerinde ülfet meydana getireceğinden, huzurlu, feyizli ve bereketli bir zemin oluşturur ve güçlerine güç katar. Hakîkaten muhabbetli bir dayanışma ile aşılamayacak zorluk yoktur. Yüce Allah, birbirlerine muhabbetle kenetlenip, omuz omuza saf tutarak birlikte mücâdele edenleri âyet-i kerîmede şöyle medheder:
“Muhakkak ki Allah, kendi yolunda sanki kurşunla birbirine perçinlenmiş duvarlar gibi saf bağlayıp omuz omuza savaşanları sever.” (es-Saff, 4)
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hizmet, Erkam Yayınları