İşletmeler kuruluş amaçlarına ulaşmak ve rekabet gücünü sürdürebilmek için Kalite Yönetim Sistemi araçlarını kullanırlar
Araçların amaçları karşılayabilmesinin şartlardan her birinin eşdeğer önemi vardır. Bir kısmını yerine getirip bazıları dikkate alınmazsa maksat hasıl olmaz.
Kamu kuruluşları mal ve hizmeti yapacakları özel sektör firmalarına ihaleye girebilmeye ISO 9000 Kalite Yönetim Sistem belgesine sahip olmayı şart koşuyorlar. İhaleye girecek firma da bu işi en ucuz ve kestirme yollardan nasıl elde edebileceğini araştırıyor. Bu ihtiyacı fırsat bilen bazı danışman firmalar da ISO 9000 KYSnin gerektirdiği zorunlu dokümanları başka örneklerinin logo ve isimlerini değiştirerek kopyala-yapıştır işlemi yaparak işin doküman boyutuyla dosyaları hazırlıyorlar. Aynı danışman firmanın diğer bir şirketi de belgelendirme şirketi olarak faaliyet gösteriyor. Daha basit anlayacağınız bozacının şahidi şıracı olarak hem danışmanlık yapan hem belgelendirme yapan arka planda aynı veya anlaşmalı. Kısa sürede doldur boşalt mantığı ile ihaleye girmek isteyenlere işportadan süslü püslü Kalite Sistem Belgesi veriyorlar. Alan razı satan razı.
Halbuki kalite sistem belgesine sahip olan kuruluş uluslar arası platformda kurumsallık kriterlerine sahip, yaptığı işi mutlaka kaliteli yapar, güvenilirlik katsayısı yüksek demektir. O firmanın ürünlerinin olduğu paketin içinden asla çürük mal çıkmaz, yaptığı iş kesinlikle sağlam olur anlamındadır.
Çünkü o belgeye sahip kuruluşların, vizyonu, misyonu, ilkeleri, stratejileri, kalite planları yazılı olarak deklare ettiği namusudur. Tüm çalışanları bu prensipleri bilir ve uygular. En üst yönetimden en alt kademede çalışan herkes aynı anlayış ve prensipte tutarlıdır. Dünyanın her yerinde kalite sistem belgesine sahip olan firmalar hakkında ilk planda akla gelen kanaat yukarıda bahsi geçen pozitif hususlardır.
Gelelim bizim yerli uyanıklara
. İhaleye girelim, para kazanalım da sonra bakarız kalite işine, fırsatımız olursa eğiliriz derler. Bundan dolayıdır ki insanların kalite belgesine inancı ve kanaati aşınmaktadır.
Kalite şartlarına haiz olmadan belge sahibi olmak, hiç otomobil direksiyonuna oturmadan sürücü belgesini rüşvetle almak gibi bir şeydir. Ehil olmadan ehliyet sahibi olmak gibi
Kurumları işleten insandır, merkezinde insan vardır. Sistem yaklaşımı işin şartı. Sistemin gereklerini yerine getirecek olan yine insanlardır. Hatalarda kusur payı yüzde seksen sistemindir ama sistem yaklaşımına riayet etmeyen de yine insandır.
Bir kamu kuruluşunda danışmanlık yaptığım sıralarda, oldukça yüksek maliyetli bir malzeme alımı ihalesi yapmışlardı. Bu ihalede şartnameye ilk defa tedarikçi firmaların ISO 9000 KYS belgesi şartını koymuşlardı. İhaleye üç gün kala öteden beri mal veren bildik tedarikçi firmanın biri bu belgenin ne demek olduğunu soruyor. İhaleyi her ne pahasına olursa olsun almak için üç gün içinde yukarıda bahsettiğim kopyala yapıştır yapan bir danışman ve belgelendirme kuruluşundan belgeyi bir şekilde alıyor. İhale saatinde ihale dosyasının içine koymayı başarıyor.
Kurumun üst yönetimi bizim danışmanlık çalışmalarımızdaki sürecin yoğunluğuna bakıyor bir de belgeye bakıyor, sonra bana dönüyor;
Sayın hocam kaç aydır geceli gündüzlü eğitim yapıyorsun, bir sürü ev ödevi yaptırıyorsun, beğenmiyor tekrar tekrar yaptırıyorsun. Daha biz bir belgeyi 5 ay oldu alamadık. İşte üç günde belge. Bu ne iştir? diye haklı olarak bana sordular.
O an için cevap veremedim. Zaten cevabı olmayan bir soruydu. İzah etmeye çalıştım ama merak edip araştırdım. Kes kopyala yapıştır işlemini o zaman öğrenmiştim. Evet konu telefonla sürücü ehliyeti almakla eşdeğer bir işlem. Gerisini siz anlayın. İşin tekniğinden önce hilesini öğrenmişlerdi vesselam
Yakın zamanda yine danışmanlık yaptığım bir kurumun üst yöneticisi enterasan bir talepte bulundu.
Hocam bu kurumda çalışanları evliya derecesine çıkarmanızı istiyorum demişti. Yani olaya sadece sistem yönüyle değil bireysel yönden de kaliteyi geliştirmenin şartı güzel ahlâktan geçiyor.
Dr.Stephan Covey, (Etkili insanların 7 alışkanlığı kitabının yazarı) isimli Amerikalı bir yazarın şu sözü beni çok etkilemiştir:
Ahlâki yetkinlik varsa kanunlara gerek yoktur. Eğer ahlak yoksa kanunları da işletemezsiniz diyordu.
Sahte belge düzenlemenin hem yerel kanunlarınızda hem uluslar arası hukuka göre hem cezası hem de yüklü tazminatı gerektirmektedir. Vakıa öyle mi?
İnsan kalitesi olmazsa kurumsal kalite de olmaz. Bireysel kalite ahlâk demektir.
Kurumsal kaliteye bireysel kaliteden geçilir. İşletmelerin insan kaynakları birimi eleman alırken sadece teknik becerilerine bakmıyorlar. Yaşama biçimi, kötü alışkanlıkları olup olmadığını da araştırıyorlar.
Bırakın namaz kılanı işten çıkarmayı, namaz kılan, haramlardan kaçınan insanları ilanla arayacaklar.
Resmen olmasa da gayri resmi yapılıyor da