Sabri Ağabey’in tabiri ile “tevhid miftahı”dır Birinci Söz. Tevhid ve vahdette Cemal-i İlâhî ve Kemal-i Rabbani’nin nasıl göründüğünü anlatan risale ise İkinci Şua’dır.
Her hadisenin karşısında titremekten ve kâinata dilenci olmaktan kurtulmak için Birinci Söz’e muhtaç olduğumuz gibi; hayatın içindeki kesretli ve küçücük şeylerden vahdete ve kainatın en geniş dairesine intikal edebilmek için de İkinci Şua’ya muhtacız.
Hayatımızda bu manalar tahakkuk etmedikçe parçalarda boğulup bütüne bakamayız ve esbab dağdağasından yakamızı kurtaramayız.
Göndereni düşünmeden gönderileni nasıl değerlendirebiliriz ki... Geniş dairenin bütünlüğünden kopardığımız bir fert bize ne anlatabilir ki?
Günlük hayatın içindeki telaşımız ve dinginlikten, duruluktan ve sükunetten bunca uzaklığımız bu ulvî manalardan uzaklığımızın işareti değil mi?
Evvel ve ahirine ve bâtınına gabî olduğumuz hâdisât ve eşyanın zâhiri ne çok yoruyor bizi... Birer işaret taşı mahiyetindeki cümlelerini okuduğumuz hâkikatlerin kendileri ile tanış olmak ve hayatımızın merkezine yerleştirmek duası ile...