1- Besmele Nedir?
Besmele; "Bismillâhirrahmanirrahîm" ifadesinin kısaltılmış şeklidir.
Besmele; kısaca "Esirgeyen ve Bağışlayan Allah'ın adıyla başlarım" anlamına gelmektedir.
2- Allah'ın Adıyla Hareket Etmek
Bismillah diyerek işe başlayan bir insan, doğrudan Allah’ın adıyla hareket etmiş olur. Allah’a dayanmış olur. Allah'a teslim olmayı kabullenmiş olur. Onun kulu olduğunu, Onun izin ve müsaadesi olmadan hiç bir işin yapılamayacağını anlamış olur.
Nasıl ki devlet adına hareket eden bir adam, görevi gereği, gittiği her yerde takdirle karşılanır. İşleri kolaylaşır. Besmeleyle işe başlayan bir insan da Allah adına hareket ettiği için büyük bir kuvvet kazanır, kolaylık görür. Tıpkı ordu adına hareket eden bir asker gibi, kolaylıkla güçlüklerin üstesinden gelir.
3- Ne Zaman Bismillah Deriz?
Biz Müslümanların güzel bir alışkanlığı vardır. Her hayırlı işe başlarken "Besmeleyle" başlarız. Kitap okurken, ders çalışırken, işe başlarken, yemek yerken, su içerken, eve girerken ve evden çıkarken kısaca, bütün hayırlı işlere başlarken Bismillah deriz.
Bu davranışımızın kaynağı, Peygamber Efendimiz (asm)’a dayanmaktadır. Bunun içindir ki sevgili Peygamberimiz (asm) her hayırlı işe Besmeleyle başlamamızın gerekli olduğunu söylemiştir. Hatta Allah adına vermeyen insanlardan almamamızı da tavsiye etmiştir Öyle ise birine bir şey verirken, Allah adına vermemiz, Allah adına almamız ve Allah adına başlamamız gerekir. Böylece "Bismillâhirrahmanirrahîm" derken Peygamberimizin güzel bir davranışını yerine getirmiş oluruz. Hem de sonsuz şefkâtiyle yaratıklarına yaklaşan Yüce Allah'ın Rahîm ve Rahman isimlerini hatırlamış oluruz.
4- Her Şey Lisan-ı Haliyle Nasıl Bismillâh Diyor?
Sadece insanlar “Bismillah” demiyor. Her şey hal diliyle “Bismillah” diyor. Dağlar, taşlar, hayvanlar, bitkiler kısaca bütün varlıklar" Bismillah" diyorlar. Bir adamın kendi gücünden bin kat işler yaptığını görsek O adamın kendi gücünü kullanarak o işleri yapmadığını, belki devlet adına hareket ettiği için o işleri başardığını anlarız. Öyle de küçücük tohumlar, çekirdekler başlarında kocaman ağaçları taşıyor, dağ gibi yükleri kaldırıyorlar. Demek bütün varlıklar hal dilleriyle “Bismillah” dedikleri için kendi boyundan büyük olan bu işleri başarıyorlar. Çünkü yaptıkları işlere baktığımızda güçlerinin çok, çok üstünde, o halde bütün bu işleri kendi güçleri ile değil, Allah’ın gücüne dayanarak yapıyorlar. Kâinattaki bütün varlıklar, davranış dilleriyle “Bismillah” diyorlar. Her bir ağaç, “Bismillah” diyor Rahmet hazinesindeki meyvelerden ellerini dolduruyor, bizlere sunuyorlar.
Her bir bostan “Bismillah” diyor Allah’ın sonsuz kudret mutfağından bir kazan oluyor. Çeşitli pek çok lezzetli yiyecekler içinde beraber pişirilip, bizlere yediriliyor.
Her bir inek, deve koyun, keçi gibi hayvanlar,”Bismillah” diyor. Allah’ın rahmetinden bir süt çeşmesi oluyor. Bizlere Allah adına en güzel gıda olan sütü sunuyorlar.
Her bir bitki, ağaç ve otların ipek gibi yumuşak kök ve damarları “Bismillah” der. Sert olan taş ve toprağı delip geçer. Allah adına hareket ettikleri için her şey onlara hizmetçi olur. Havada dalların yayılıp meyve vermesi ve yeraltındaki köklerin kolaylıkla yayılması ve farklı meyve vermesi, “Bismillah” der. Bizlere vitamin yüklü sebzeler sunar.
O halde insanlar “Bismillah” dediği zaman Allah adına hareket ederek boyundan büyük işler başarır. "Allah namına!" der, kolaylıklar görür, rahmete ve berekete erer. "Allah adına!" der; dağlar gibi belâlara göğüs gerer. "Allah namına!" der; Rabbi'nin sayısız nimet ve ihsanına ulaşır. Allah adına hareket eden karınca, Firavun'un sarayını tepesine yıkar. Bir sivrisinek Nemrud'u öldürür. Böylece en zorlu, en çetin düşmanların üstesinden gelir. O azılı düşman nefsi Allah'a dayanmakla yener. Devamlı entrikalar düşünen hile ve tuzaklar kuran şeytanın sırtını yere getirir. Yine Allah adına hareket eden asker, din ve vatan düşmanlarına karşı, zafer bayrağını burçlara diker.
O halde! Her hayırlı işe başlarken Yüce Allah’ın adını ağzımızdan düşürmeyelim ki, Allah'ın yardımına ve rızasına erelim, huzuru ve mutluluğu bulalım.
5- Allah Nimetlerine Karşı Bizden Ne Ücret İstiyor?
Soframızı süsleyen yiyeceklere sunuculuk ve aracılık yapanlara bir ücret ödüyoruz. Bir markete veya manava alışveriş yapmaya gittiğimizde o ürünün ücretini sorarız. Acaba o ürünlerin asıl sahibi olan Allah bizden ne ücret istiyor?
Asıl mal sahibi olan Allah’ın bizden istediği ücret ise, üç şeydir Biri Zikir, biri fikir, biri şükürdür.
Bir şeye “Bismillah” diyerek başlamak ”zikirdir”.
Birer sanat harikası olan bu yiyeceklerin, Yüce Allah’ın bir mucizesi olduğunu ve Rahmetinin bize bir hediyesi olduğunu düşünmek ve anlamak “fikirdir.”
Bu kâinatı yaratan ve içindeki sonsuz nimetleri bize sunan Yüce Allah’a teşekkür etmek yani “Elhamdülillah” demek ise “şükürdür.”
Teşekkür Etmenin Ahlâkî Boyutu
6- Teşekkür etmenin Ahlaki Boyutu
Teşekkür; bir iyilik, yardım veya elde edilen bir nimet için. veya ona gereken değeri vermek için yapılır.
Bir arkadaşımızın küçük de olsa bize hediye ettiği bir şeye karşılık ona teşekkür ederiz. Allah’ın bize verdiği nimetlere aracılık yapan marketlere bir ücret ödüyor, onlara teşekkür ediyoruz. Acaba onların asıl yaratıcısı olan Allah’a nasıl teşekkür edeceğimizi, hiç düşündük mü? Bir akşam vakti bize güzel bir tabaktan meyve getiren bir komşumuza teşekkür ederiz Bunların ana maddesi olan besinleri büyüten, geliştiren ve insanın hizmetine sunan yaratıcıya teşekkür edilmez mi?
İnsan, yeryüzünde yaratılan varlıkların en mükemmelidir. Cansız bir varlık, bir bitki veya bir hayvan olarak ta yaratılabilirdik. Fakat insan olarak yaratılmışız. En güzel duygular, en güzel organlar bize verilmiş. El, ayak, göz, kulak gibi... Elimiz bir maymunun eli, gözümüz bir kuşun gözü, kulağımız bir eşeğin kulağı gibi yaratılsaydı ne yapabilirdik? Veya elimizi maymunun eliyle, gözümüzü kuşun gözüyle, kulağımızı eşeğin kulağıyla değiştirin deselerdi hiç değiştirir miydik.? Bunun karşılığında bize dünya kadar paralar verilseydi yine değiştirmek istemezdik. Çünkü yeryüzünde insandan daha mükemmel bir varlık yoktur. İşte bize verilen bunca nimetlere karşı teşekkür etmek bizim için bir görevdir.
Sonra Yüce Allah, yeryüzünü bir sofra gibi önümüze sermiş. Torağı bizim için yaratmış. Suları bizim için akıtıyor. Karı ve yağmuru bizim için yağdırıyor. Güneşi ve Ayı, bizim için yaratmış. Kısaca her şeyi emrimize sunmuş, her şeyi bize hizmet ettiriyor. Yüce Allah bizim için yarattığı bu kadar şeyler karşısında bizden para istemiyor. Eğer istemiş olsaydı, onun karşılığını vermeye hiç birimizin gücü yetmezdi. Çünkü sadece teneffüs ettiğimiz havayı satın alacak olsaydık, hayatımız boyunca çalışsaydık yine ödeyemezdik. Yüce Allah’ın, verdiği bunca nimetlere karşı bizden istediği, tek şey ibadetle teşekkür etmektir. Bize verilen bu nimetlere şükretmezsek nankörlük olmaz mı?
Besmelenin Varlıklar Üzerindeki Etkisi
7- Besmelenin Varlıklar üzerindeki Etkisi
Bismillâh'ın etkisini varlıkların üzerinde değişik şekillerde görmek mümkündür. Bu etkiyi şöyle sıralaya biliriz:
1. Kâinatın üstündeki etkisi: Varlıklar arasında bir yardımlaşma, bir dayanışma ve birbirlerinin ihtiyaçlarına cevap verdiğini görmekteyiz Mesela; denizler buharlaşarak gökyüzüne bulut olarak çıkıyor. Sonra bulutlar yeryüzüne yağmur olarak indiriliyor. Yağmur toprağı suluyor. Bununla çeşitli bitkiler ve meyveler yetişiyor Bunlardan hayvanlar faydalanıyorlar. Hayvanlardan insanlar faydalanıyorlar O halde bu varlıkların Düşünceleri yok ki aralarında bir dayanışma olsun. Güçleri yok ki birbirlerinin ihtiyaçlarına cevap verebilsin. Bu yapılan işlere baktığımızda, en akıllı varlık olan insanların dahi yapamadığını görüyoruz. Demek oluyor ki bu varlıklar, Allah adına hareket ettikleri için bu işlerin üstesinden gelebiliyorlar.
2- Dünya özerindeki etkisi: Bitkilerin ve hayvanların idare ve terbiye edilmesinde bir benzerlik, bir uyumluluk ve uygunluğun olduğunu görmekteyiz. Meselâ; Her canlının yiyeceği ayrı, giyeceği ayrı, eğitimi ayrı olduğu halde en güzel bir şekilde idare edilmektedir. Ayrıca, her şey belli bir noktaya kadar büyüyor ve gelişiyor. Ondan sonra o ölçüyü aşmıyor ve taşmıyor. Mesela, bir elmayı bir portakalı, bir kavunu, bir karpuzu ele alalım. Bu saydığımız meyveler ve sebzeler, belli bir noktaya kadar büyüyor ondan sonra duruyor. Bir elmanın karpuz kadar büyüdüğü, bir kavunun mandalina kadar küçüldüğü hiç görülmüş müdür? İşte bütün bunlar gösteriyor ki; hayvanların ve bitkilerin idare edilmesinde bir benzerlik ve uyumluluk var. Bu varlıklarda irade ve düşünce olmadığı için bu işleri kendi kendilerine yapamazlar. O halde davranış dilleriyle Allah’ın adını anarak bu işleri yapabiliyorlar.
3- İnsanın özerindeki etkisi: İnsanın iç ve dış yapısında son derece ince ve mükemmel bir sanat vardır. Mesela; insana göz, kulak, burun.,el ve ayak gibi öyle organlar verilmiş ki ondan daha güzelini yapmak ve bulmak mümkün değil. Hem insana sonsuz yaşama duygusu verilmiş. Bu sonsuzluk duygusu olmasaydı insanın bu dünyada yaşaması mümkün olmayacaktı. Bu duygu bize verilmeseydi ne yapabilirdik? İşte bu duyguları bize veren ve ihtiyaçlarına cevap veren İlahi bir şefkâtin inceliğidir.
Ayrıca görmekte olduğumuz şu uçsuz bucaksız kâinatı şenlendiren hiç şüphesiz yüce Allah’ın sonsuz Rahmetidir. Ve bu varlıkların başıboş olmadıklarını, bir amaç için yaratıldıklarını açıklığa kavuşturan Rahmettir. Sonsuz ihtiyaçlar içinde yuvarlanan varlıkları, yediren, içiren ve büyüten yine Allah’ın Rahmettir.
Güneşi, ayı, bitkileri, hayvanları, toprağı, havayı ve suyu insanın hizmetine sunan Onun sonsuz şefkati ve rahmetidir.
Bir ağaç bütünüyle meyvesi için çalışır. Kâinat ağacını da, meyvesi olan insanın yardımına koşturan şüphesiz Onun şefkatidir.
Bir misafir olarak bu dünyaya gönderilen insanı öldükten sonra sonsuzluk ülkesine gönderen ve kendisiyle muhatap kılan yine Rahmettir.
Kâinatta bulunan olan bu varlıkları insanın emrine koşuşturan ve ihtiyaçlarını yerine getiren hiç şüphesiz bir rahmetin eseridir. Çünkü bu varlıklar, insanı tanımaz, bilmez.
Demek oluyor ki bütün bu işler, insanı tanıyan ve bilen ve ihtiyaçlarına cevap veren ve bütün kâinata sözü geçen bir rahmetin eseridir.