Risale Haber - Haber Merkezi
Bediüzzaman Said Nursi hazretleri Sözler adlı eserinin 10. Sözünde Allah'ın yarattığı her bir canlıya, o türün özelliklerine göre kürk/deri verdiğini, o özelliklere göre beslediğini, o özelliklere göre bir savunma sistemi ihsan ettiğini ifade eder. Emr-i Künfeyekün sırrıyla hayatın korunması mücadelesinde hayvanlar gibi bitkilerin de savunma mekanizmaları bulunduğuna dikkat çeker.
Amerika’daki araştırma sonuçları bu duruma işaret ediyor. Yapılan araştırmaya göre bitkiler ısırıldıklarını biliyorlar ve bunu durdurmak için savunum kimyasalları salıyorlar.
Kimileri için kulağa ürkütücü gelebilir ancak gören gözler için Sübhanallah diyerek başlanacak bir tefekkür vesilesi olabilir. Oecologia dergisinde Temmuz-2014’de yayınlanan Amerika’daki Missouri-Columbia Üniversitesi’nin bir çalışması ortaya koyuyor ki bitkiler bir şeyin kendilerini çiğnediğinin titreşimlerini hissedebiliyor ve savunma amaçlı karşılık verebiliyorlar.
Bilimfili'den Metin Özdemir'in haberine göre bunun bitkilerin gerçekten ısırıkları hissedebildiği demek olup olmadığı bilinmiyor ancak kıtırtı seslerinin bitkilerin tepki vermesine neden olduğunu gösteren ilk kanıt. Bitki açısında canlı canlı yenmenin verdiği hissedebilmenin şimdilik bir yolu yok.
Çalışmanın bir parçası olarak, bilim insanları tırtılları küçük bir bitki olan Arabidopsis thaliana’nın üzerine yerleştirdiler ve tırtılların ısırıklarını yaydığı titreşimleri kaydettiler. Bu titreşimleri kaydederken, gönderilen lazer ışınını yansıtarak yüzeyin ne kadar hızlı hareket ettiğini gösteren özel bir mikrofon kullanıldı.
Daha sonra bu titreşim sesleri aslında tırtıllar tarafından ısırılmayan bir grup bitkiye oynatıldı. Üçüncü bir bitki kontrol olarak sessizlikte tutuldu.
Deneyde tırtıllar tarafından ısırılan bitkiler ve titreşim sesine maruz kalanlar, sessizlikte tutulan bitkilerden daha çok hardal yağı salgıladılar ki bu haşereleri savuşturan bir kimyasal.
Bilim insanları bitkilerin çeşitli seslere tepki olarak büyüme şablonlarını değiştirdiklerini çoktan beridir biliyorlardı, ancak ilk kez bir bitkinin kendini avcının çiğneme seslerine karşı koruduğunu gözlemlediler.
“Çalışmamız bitkilerin çevresel olarak ilgili titreşimlere nasıl tepki verdiğini gösteren ilk örnek. Beslenme titreşim sinyalinin bitkinin metabolizmasının tırtıl saldırılarını püskürtecek savunma kimyasalları üretecek şekilde değiştiğini ortaya çıkardık.” diyor kıdemli araştırmacı bilim insanı Heidi Appel bir basın açıklamasında.
Bir sonraki adım, farklı bitki türlerinin bu çiğneme titreşimlerini nasıl algıladıklarını ve bunlara nasıl tepki verdiklerini incelemek olacak. Sonuçlar, çiftçilerin gelecekte mahsullerini haşerelerden daha iyi korumalarında ve bilim insanlarının bitkilerin çevrelerini nasıl algıladıklarını ve ona nasıl tepki verdiklerini anlamalarında yardımcı olabilir.
Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin 10. Söz adlı eserinde canlılara verilen nimetler için değindiği ilgili kısım şöyle:
Meselâ, nasıl şu zamanda, manevra meydanında, harp usulünde “Silâh al, süngü " tak” emriyle koca bir ordu baştan başa dikenli bir meşegâha benzediği gibi, herbir bayram gününde resmigeçit için “Formalarınızı takıp nişanlarınızı asınız” emrine karşı, ordugâh serâser rengârenk çiçek açmış müzeyyen bir bahçeyi temsil ettiği misillü; öyle de, rû-yi zemin meydanında, Sultan-ı Ezelînin nihayetsiz envâ-ı cünûdundan melek ve cin ve ins ve hayvanlar gibi, şuursuz nebatat taifesi dahi, hıfz-ı hayat cihadında, emr-i كُنْ فَيَكُونُ ile “Müdafaa için silâhlarınızı ve cihazâtınızı takınız” emr i İlâhîyi aldıkları vakit, zemin baştan aşağıya bütün ondaki dikenli ağaçlar ve nebatlar süngücüklerini taktıkları zaman, aynen süngülerini takmış muhteşem bir ordugâha benziyor. Hem baharın herbir günü, herbir haftası, birer taife-i nebâtâtın birer bayramı hükmünde olduğu için, herbir taifesi dahi kendi Sultanının o taifeye ihsan ettiği güzel hediyeleri teşhir için, ona taktığı murassâ nişanları birer resmigeçit tarzında o Sultan-ı Ezelînin nazar-ı şuhud ve işhadına arz ettiğinden ve öyle bir vaziyet gösterdiğinden, bütün nebatat ve eşcar güya “San’at-ı Rabbâniye murassaâtını ve çiçek ve meyve denilen fıtrat-ı İlâhiyenin nişanlarını takınız, çiçekler açınız” emr-i Rabbânîyi dinliyorlar ki, rû-yi zemin dahi, gayet muhteşem bir bayram gününde, şahane resmigeçitte, sürmeli formaları ve murassâ nişanları parlayan bir ordugâhı temsil ediyor. İşte, şu derece hikmetli ve intizamlı teçhizat ve tezyinat, elbette, nihayetsiz kadîr bir Sultanın, nihayet derecede hakîm bir Hâkimin emriyle olduğunu, kör olmayanlara gösterir."
RisaleHaber.com