Şimdilerde covid-19’dan dolayı bitkilerle tedavi ön plana çıkmaya başladı. Modern Tıp dediğimiz güncel tıp aciz kaldığından geleneksel tıp dediğimiz bitkilerle tedavi ön plana çıkmaya başladı.
İnsanoğlu aciz kaldığında veya hastalandığında her çareye başvurur. Bitkilerle tedavi insanlık tarihi kadar eskidir. Avrupa'da ve Çin'de bu tedaviler uzmanlarca yapılırken bizim ülkemizde maalesef halen babadan, atadan öğrenilen yöntemlerle yapılmaktadır. Bu da çeşitli sıkıntılara yol açmaktadır çünkü bilgiler nesilden nesile aktarılırken yanlış aktarılabilmektedir. Halbuki günümüzde geleneksel tıbbın bir uzmanlık dalı olarak konması gerekmektedir.
Modern tıpta ise ilaçlar gelişigüzel kullanılmakta bazen para ön plana çıktığından sağlık geri plana itilmektedir. Emperyal güçler ilaç satabilmek için yeri geldiğinde bilim adamlarını bile kötüye kullanmaktadır. Birçok tedavide ise halen geri kalmıştır. Özellikle birçok kanser türü ve şu an günümüzün hastalığı olan covit-19 da bunlardan biridir. Bu da insanları çeşitli arayışlara sokmuştur. Babadan, atadan beri kullanılan bitkiler kullanılmaya başlanmıştır. Bu da yanlış kullanımları meydana çıkarmaktadır. Bitkiseldir deyip veya doğaldır deyip bitkiler gelişigüzel kullanılmıştır. Halbuki her doğal şey de belli ölçülerde kullanılmak zorundadır. Aksi takdirde ölümlere kadar yol açan komplikasyonlara neden olunabilir.
Bir bitki bir insana iyi gelirken başka bir insana zarar verebilir. Hatta yiyecekler bile insandan insana değişmektedir. Örneğin çok kullandığımız sofralarınızın vazgeçilmezi olan yumurta bazı insanlarda alerji yapabilmektedir.
Bir Şamana sormuşlar, “Zehir nedir?” “İhtiyacımızdan fazla olan herşey zehirdir. Bu güç olabilir veya tembellik, yiyecek, ego, hırs, kendini beğenmişlik, korku, öfke ya da herhangi bir şey” demiş.
“Bir derdin dermanı, başka derde dert olur. Panzehiri zehir olur. Derman hadden geçerse dert getirir, öldürür.” (Sözler 798)
Evet bir şey aşırı kullanılırsa derman iken dert getirir hatta öldürür. Her şeyin aşırısı zarardır. Her bir şeyin de bir istisnası mutlaka vardır. İstisnalar ise kaideyi bozmaz.
Bu yüzden bitkileri doğal da olsalar ölçülü kullanmak zorundayız. Aşağıda bitkilerin nasıl kullanılması gerektiğini okuduğum kaynaklardan özetlemeye çalışacağım. Umarım faydalı olur.
Bitkiler saklanırken güneş ışığından ve aşırı sıcak ortamlardan uzak tutulmalıdır.
Nemli ortamlarda ise aflatoksin üreyebilir. Nemli ortamlardan da uzak tutulmalıdır. Cam kavanozlarda ve serin ortamlarda saklanmalıdır.
Uzmanlarca onaylanmış veya halk tıbbında tecrübe edilmiş bitkiler tercih edilmelidir. Her hastalıkta doğru bitki seçilmelidir. Doğru hazırlanmalı ve doğru doz ve süre kullanılmalıdır.
Bitkilerin bazısı demlenir, bazısı kaynatılır, bazısı da soğuk su içinde bekletilerek kullanılır.
Genelde sert dokulu odunsu bitkiler 10-15 dakika kaynatılır.
Zencefil, tarçın gibi bitkiler uçucu bileşenler içerdiği için kaynatılmamalıdır. Yine nane, melisa ve papatya gibi otsu bitkiler kaynatılmamalıdır, demlenmelidir.
Bir ölçek kuru bitki 3 ölçek taze bitkiye eşdeğerdir.
Bitki çayları 1-4 fincandan fazla tüketilmemelidir. Bazıları da sadece bir bardak veya bir fincan tüketilmelidir. Bitkiler çok karıştırılmamalıdır, bilmediğiniz karışımları yapmamalıyız. Aynı demleme özelliğine sahip bitkiler karıştırılabilir.
Gıda, çay ve ilaç özelliği olan bitkiler vardır. Gıda özelliği olan bitkiler gıda kadar tüketilmelidir. Çay olarak tüketilenler bir bardak içilmelidir. İlaç özelliği olan bitkiler ilaç gibi kullanılmalıdır.
Zayıflama çayları olarak kullanılan bitkiler bağırsaklarda bulunan mikrovillusların kısalmasına neden olabilir. Uzun süre kullanımı kabızlığa yol açar.
Sinameki gibi bitkiler aşırı ve uzun süre kullanıldığında bağırsaklarda sıkıntılara yol açar. Alınan besin öğeleri eminelemez hale gelir.
Hiçbir bitki aşırı ve uzun süre tüketilmemelidir. Vücudumuzun 2/3’ünü oluşturan suyu bile aşırı tüketirsek vücudumuza zararlı olabilir. Mineral kaybına neden olur.
İfrat ve tefritten uzak olmalıyız. Vasat derecede kullanmalıyız. "Çoğu zarar, azı karar" atasözüne göre aşırıya gidilmemelidir. Her şeyin bir ölçüsü ve bir sınırı vardır. Ölçülü ve bu işi bilenlerin kontrolünde kullanılırsa daha faydalı olur.