Birinci Dünya savaşında Osmanlı imparatorluğu ile Rus imparatorluğunun Kafkas ordusunun karşı karşıya geldikleri cephede Ruslar Doğu Anadolu’nun içlerine kadar sızarak Bitlis, Muş ve Van şehirlerine kadar yayılmışlardı. Bediüzzaman Said Nursi de gönüllü talebeleri ile Milis alay komutanı olarak 3. Ordu XI. Kolorduya bağlı 33. ve 34. fırkalarının bulunduğu Van ve Muş’ta görev almıştır. Aynı zamanda milis alaylarına vaiz tayin edilmiş olup, harbe katılan milislere dini ve ahlaki telkinlerde bulunmuştur.
Ruslar Şubat ayının başlarında Erzurum’u işgal edip Muş’a doğru yönelmişlerdi. Sırada Bitlis vardır. Bitlis işgal edilmek üzere iken halkın bir an önce şehirden tahliye edilip güvenli yerlere sevk edilmesi gerekiyordu. Rusları birkaç gün oyalamak ve direnmek için Muş’ta bulunan 12 topun kurtarılması için Bitlis Vali vekili Memduh Sermed Bey Bediüzzaman’dan yardım ister. Bu durum Abdurrahman Nursi’nin Tarihçe-i Hayat adlı eserinde şöyle anlatılır:
“Muş kasabasının düşman istilasına maruz kalacağı esnada mezkûr kasabada 12 top bulunuyordu. Şu toplar kurtularak Bitlis’e gelirse Bitlis’i müdafaa vaziyetinde kalabilir, olmadığı takdirde Bitlis’in tahliyesine mecbur kalınacaktır. Bunun üzerine Bedîüzzamân talebesiyle ve 300 kişi ile beraber Muş tarafına gider. Mezkûr topları karların üzerinde Bitlis’e getirmesine muvaffak olur. Bitlis hâricinde düşmanla müsademe başlayarak Bitlis müdafaa olunur. Molla Saîd talebesiyle orduya dâhil olur ve garaipten olarak üç kurşuna hedef olur. Bunlardan birincisi kalbinin üzerine isabet ederse de tütün tabakasıyla sigara ağızlığını parçaladıktan sonra vücuduna tesir etmez. İkincisi de hançerinin bulunduğu sol kaburgasına gelirse de hançerinin sapını deler ve kendilerine zarar dokunmaz. Üçüncüsü yine sol omuzuna gelir, hafifçe bir yara açar. Bitlis’in sükutu gecesi ayağı kırılarak arkadaşları şehit düşüp Bitlis’in içinde suya düşerler ve düşmanın ihatasına maruz kalırlar. Düşmanın gelen kuvveti yanı başlarındaki beş nefer Bitlis ahalisini şehit etmeğe uğraşırken baki kalan talebeleri köprünün altındaki gizli bir yere çekilirler. Şu suretle orada sığınırlar. Ve talebelerine, “Arkadaşlar, durmayınız. Sizi helâl ettim. Beni bırakınız, siz kendinizi kurtulmaya çalışınız” demesi üzerine talebeler, “Sizi bu hâlde bırakıp gidemeyiz. Şehit olursak yine hizmetinizde olsun” diye kalırlar. 35 saat su içinde bu vaziyette bulunur. Bilahire talebelerinden birisi Rus karakoluna gider. Molla Saîd’in malumatı olmaksızın malumat verir. Ruslar gelip mezkûr yerden çıkarırlar. (1)
1916 yılının Şubat ayında Erzurum, 19 Şubatta Muş 3 Martta da Bitlis Ruslar tarafından tamamen işgal edilmiştir. Bediüzzaman Rusya’da esarette iken Bitlis Vali vekili Memduh Bey Dâhiliye nezaretine bir yazı yazarak Bediüzzaman’ın gösterdiği fedakârlık dolayısı ile kendisine yardım yapılması konusunu arz eder.
Bitlis Vali vekili Memduh Bey tarafından 9 Ağustos 1322’de (22 Ağustos 1916) Bab-ı Âli Dâhiliye nezareti şifre Kalemine telgrafla gönderilen ve 10 Ağustos 1332’de (23 Ağustos 1916) Kaleme ulaşan yazı aynen şöyledir:
“Bab-ı Âlı Dâhiliye Nezareti Şifre Kalemi"
Mahreci: Bitlis; Tarih-i Keşidesi: 10 Ağustos 1332
"Esiren Tiflis’te bulunan memurin, bu kerede maaşlarının irsaliye yazıyorlar. Bitlis’te, sukut sırasında Muş'tan sekiz topu kurtarmak ve gönüllü cem’ etmek suretiyle hidayeti sebk edip memurlarla beraber Tiflis’te bulunan Bediüzzaman Said-i Kûrdi de muhtaç-ı atıfet (yardıma muhtaç) olmakla, mumaileyhe de bir miktar mablağın irsaliyle tesrîr-i menût-i re’i sâmileridir. 9 Ağustos 1332"
"Vali Vekili Memdûh"
Bediüzzaman Said Nursi Rusya’dan esaretten kurtulup İstanbul’a döndükten sonra Harbiye Nezareti Bediüzzaman’ın durumunu sorgulamak üzere eski Bitlis Vali vekili yeni Musul Valisi Memduh beye 21 Temmuz 1918 aşağıdaki telgrafı çeker.
"Bitlisli Bediüzzaman Said-i Kürdî’nin, Bitlis Gönüllü Kumandanlığını deruhte ettiği, Muş’ta on iki topu kurtarıp, Bitlis muharebesine iştirak ettiği ve burada yaralanıp esir düştüğü, daha sonra esaretten kurtularak İstanbul’a geldiği ifade edilmektedir. Konu hakkında bildikleriniz nelerdir?"
Musul valisi Memduh Bey, Harbiye Nezareti’nin sorusuna aşağıdaki cevabı verdi:
“Bitlis’te Ruslara esir düşen Bediüzzaman Said-i Kürdî Efendi’nin İstanbul’a avdet ettiğinden, hizmetinin makamata arzı suretinde telgrafı aldım."
"Erzurum’un sukutu üzerine II. Ordu kıtaatından bir cüzün o havaliye yetişmesinden akdem, Bitlis boğazından düşmanın müruru, Dicle nehrine kadar şimalden tevsiini istilzam ettiren bir ric’at olduğundan XIII. Alayın Bitlis’e dört saatlik mesafeye vusulüne kadar, kasaba muharebesi olan 20 günlük müdafaada Hazret denilen Şeyh Ziyaüddin, ile mumaileyhin (Bediüzzaman’ın) Kürdleri sevk hususundaki mesaileri ve bilhassa askerce müsaraeten terk edilen Muş cihetinden mumaileyhin (Bediüzzaman’ın) "gönüllü kumandan" sıfatıyla kasaba ahali ve talebesini alarak sekiz topu kurtarmak suretindeki fevkalade gayreti vukua gelmiş idi. İlim ve hitabeti Kürtleri irşada muktedir olan mumaileyhin (Bediüzzaman’ın) her mevkideki ikametgâhına müracaat edenlerin kesreti, kendisinin sehavetiyle beraber faaliyeti, bulunduğu mevkiin adına her zaman terfih ve ikdarı, vücudunu ihsas ettirmiştir."
"Binaenaleyh ırken Kürd olup, bulunan Yezidilerin irşadı ve tahsile teşviki (için) vaizlikle ve beş bin kuruş maaşla gözetilerek, hidemat-ı sabıkasına mükâfaten İlmiye rütbesiyle nişan ita kılınarak taltifi ve bu suretle hükümete temadi-i merbutiyet ve sadakatinin temini, siyaset-i idareye muvafık olacağı mütalaasıyla arza mücaseret eylerim Efendim..."
"Vali Memduh, Musul, 28 Temmuz 1918” (2)
Yukarıda görülen belgelerden de anlaşılacağı üzere Vali Memduh Sermed Bey gerek Bitlis’in müdafaası ve Muş kasabasının işgali üzerine kurtardığı topları konu ederek Bediüzzaman’ı resmi mercilere anlatmış ve yaptığı hizmetleri belgelemiştir. Aynı zamanda onun cömertliğinden ve yapmış olduğu irşat hizmetlerine de dikkat çekmiştir.
Bediüzzaman’ın yakın dostu olan Vali Memduh Sermed Bey 1876 yılında doğmuştur. 1909-1911 tarihlerinde Gebze kaymakamlığı, 1915-Mart 1916’da Bitlis Vali vekilliği, Eylül 1917 tarihinde de Musul Valiliğinde bulunmuştur. Van Valisi Tahir Paşanın damadı olan Memduh Sermed Bey ile ilgili bilgiler çok az bilinir. “Ispanakçızade Mustafa Tayyar Paşa'nın oğlu dendiğinde daha iyi biliniyor. Memduh Bey'in çocukları da soyadı kanunu çıktıktan sonra soyadlarını Ispanakçı olarak alıyorlar. Vali Memduh Sermed Bey, önce Bitlis Valisi bir ay sonra da Musul Valisi oluyor. İngilizler‘in Musul'u işgali nedeniyle sona eren valiliği de 13 ay sürüyor. İstanbul'a geldiği zaman bir de bakıyor ki görevinden azledilmiş. Damat Ferit Paşa Hükümeti tarafından tutuklanıyor, Ermeni tehcirindeki rolü nedeniyle İngilizlere teslim ediliyor, onlar da Memduh Bey'i Malta'ya sürgün ediyor. 2,5 yıl sonra Ankara'ya dönüyor. İş kurmak ve yerleşmek üzere gittiği İzmir'de Kasım 1922'de trafik kazasında vefat ediyor. Memduh Bey'in babası ünlü ama asıl bilinmeyen eşi hanımefendinin ailesi ve daha çok da kardeşleri. Merhume Naime Ispanakçı, Tahir Paşa'nın kızıdır.” (3)
KAYNAKLAR
1-Bedîüzzamân’ın tarihçe-i hayatı / Abdurrahman Nursî Sh.37-38
2-Osmanlıca Belgeler. Ramazan Balcı
3-Takvim gazetesi 14.06.2014